"Yoğun bakımlar dolu" olduğu iddiasıyla müşahedeye alınan Covid-19 hastası öldü

"Yoğun bakımlar dolu" olduğu iddiasıyla müşahedeye alınan Covid-19 hastası öldü

​Gaziantep'te hastanelerdeki doluluk nedeniyle eve gönderildiği iddia edilen 39 yaşındaki Covid-19 hastası Hüseyin Yılmaz'ın, "yoğun bakımlar dolu" olduğu için müşahede odasında hayatını kaybettiği öne sürüldü.

Rahatsızlanarak gittiği 25 Aralık Devlet Hastanesinde Coronavirus (Covid-19) testi pozitif çıkan ve aynı zamanda diyabet hastası olan Yılmaz'ın, doktorun" İlaçlarını kullan ve kendini evde izole et" dediği ve hastanede de yer olmadığı için evine gönderildiği iddia edildi. Hastane yetkilileri ise iddialarla ilgili açıklama yapma yetkilerinin olmadığını belirttiler.

Eve gönderildikten 6 gün sonra rahatsızlanarak fenalaşan ve haber verilmesi üzerine eve gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla 25 Aralık Devlet Hastanesine kaldırılan Yılmaz'ın, hastanenin ve kentte bulunan diğer hastanelerin" yoğun bakımları dolu" olduğu gerekçesiyle yaklaşık 2 gün boyunca müşahede odasında bekletildiği öne sürüldü.

Hastanenin yoğun bakım ünitesinde yer olmadığı gerekçesiyle müşahede odasında bekletilen ve ailesi ile yakınlarının entübe odasında solunum destek cihazına bağlanması için tüm girişimlerine rağmen Yılmaz'ın burada hayatını kaybettiği iddia edildi.

İLKHA'ya konuşan Yılmaz'ın eşi Ayşe Sibel ve ağabeyi Harun Reşit Yılmaz, hastanede durumu ağırlaşan Yılmaz için hastane yetkililerinin kentteki tüm hastaneleri aradıklarını, fakat kendilerine "Yoğun bakım üniteleri dolu, boş yer yok" yanıtı verildiğini iddia etti.

"Eşimi 'yoğun bakım ünitesinde yer yok' diye eve göndermişler"

Eşinin şoförlük yaparak ailesinin geçimini sağladığını belirten Ayşe Sibel Yılmaz, "Eşim sürekli yoldaydı. Yolculuk esnasında tesislerde duruyorlardı, ister istemez diğer şoförlerle iç içe oluyorlardı. Eşim bayramda bizi Adıyaman'a götürdü. Adıyaman'dan geldikten sonra bir hafta boyunca işe gidip geldi. Bu arada eşim çok öksürüyordu. Ben de kendisine doktora gitmesini tavsiye ettim. Eşim öksürüğünün her zaman olduğunu söyledi. Ben buna rağmen yine de hastaneye gitmesini istedim. Daha sonra eşim rahatsızlanınca 25 Aralık Devlet Hastanesi'ne gitti. Eşimin emarını çekmişler, sonucunda diğer gün çıkacağını söylemişler. Diğer gün eşimi aradım, nerede olduğunu sordum, bana hastanede olduğunu söyledi. Eşime sonucun ne zaman çıkacağını sordum ama aradan saatler geçmesine rağmen eşimle ilgilenen olmadı, emar sonucunu geç aldı. Öğleye doğru tekrar eşimi aradım sonucu sorunca testinin pozitif çıktığını söyledi. 'Peki, seni içeriye alacaklar mı?' diye sordum. Eşim, 'Hayır, yoğun bakım ünitesinde yer yok diye eve gitmemi söylediler' dedi. Eşim diyabet hastası ve ne olursa olsun insan hayatı bu kadar ucuz olamaz" diyerek hastane yetkililerinin ihmalkarlığına dikkat çekti.

"İnsanların hayatı bu kadar mı ucuz?"

Diyabet hastası olan ve Covod-19 testi pozitif çıkan hastanın, hastanede tedavi alınması gerektiğini belirten Yılmaz, "Eşimin emar sonucuna baktım, akciğerleri hep hasar görmüştü. Eşim bu halde ve diyabet hastası olmasına rağmen eve gönderdiler. Akciğerleri bu kadar zarar görmüş olan ve Covid-19 hastası olan biri eve gönderilemez. Bir kişi için hastanede hiç mi yer bulunamaz? O hastanede yer yok ise başka bir hastaneye sevk edin. İnsanların hayatı bu kadar ucuz mu? Adıyaman'da eve geldim, eşim sürekli öksürüyordu. 3 gün sonra eşimin dili dolaşmaya başladı, konuşamıyordu. Daha sonra da yürüme yetisini kaybetti, ayakta duramıyordu. Bu durum 3 gün boyunca böyle devam etti. Her geçen gün eşimin durumu ağırlaşınca eşime sağlık ekiplerini arayacağımı söyledim. 'Bana ne yapacaklar?' diye sordu. 'Ben seni görmüyorum' dedi. Her geçen gün eşim durumu daha da kötüleşiyordu. Eşimin bu durumda görünce ağlamaya başladım. Eşim sürekli 'beni hastaneye yatırsalardı, belki iyileşirdim' diyordu." ifadelerini kullandı.

"Eşim ihmalkârlıktan öldü"

Eşinin Covid-19 tanısıyla evinde karantinadayken fenalaştığını belirten Yılmaz,"112 sağlık ekiplerini aradım, 15 dakika içerisinde geldiler. Evimiz iki katlı olduğu için bana 'hastayı aşağıya indirir misiniz' dediler. Ben de eşimin aşağıya inecek durumu yoktur' dedim. Bana 'hastayı aşağıya indirmiyorsanız, biz tekrar gidiyoruz' dediler. Ben de 'nasıl gidersiniz' diyerek tepki gösterdim. Israrla benden eşimi aşağıya indirmemi istediler. Eşimin üzerine giydirdim, güçlükle de olsa aşağıya indirdim. Benim eşim ihmalden dolayı öldü. Sağlık çalışanlarına bir şey dediğim yok ama lütfen işlerini düzgün yapsınlar. Ben sağlık ekiplerini kötülemek istemem ama herkes görevini yapsın. Eşim ihmalkârlıktan öldü." diye konuştu.

Hastanede yaşanan süreci anlatan ağabey Harun Reşit Yılmaz da, Covid-19 teşhisi konulan kardeşinin hastanede tedavi edilmemesine ve eve gönderilmesine tepki gösterdi.

“Kardeşim müşahede odasında bekletildi"

Kardeşinin karantinadayken şehir dışında olduğunu ve kardeşinin hastaneye kaldırılmasının ardından geldiğini anlatan Yılmaz, "Annem bana telefon açtı, acilen hastaneye gittim. Kardeşimi ambulansla hastaneye götürmüşler. Önce kardeşimin hangi hastanede olduğunu bulamadık yetersiz bir iletişim vardı. Bu yetersizliğe rağmen kardeşimin 25 Aralık Devlet Hastanesi'nde olduğunu öğrendik. Hastaneye gittim, kardeşimin başında hiç kimsenin olmadığını ve müşahede odasında bekletildiğini gördük." dedi.

“Kardeşimin ölümüyle ilgili kimin ihmali varsa ortaya çıksın"

Doktorlara kardeşinin sağlık durumunun iyi olmadığını ve yoğun bakım ünitesine alınmasını istediğini ancak olumlu cevap alamadığını belirten Yılmaz, "Merak içerisinde 'hocam yoğun bakım ünitesinin durumu nedir?' diye sordum. Doktor, 'şu anda yapabileceğiniz ne varsa yapın, gerek siyasi gerekse de çevre ve nüfus olarak hangi şart ve imkânları kullanabiliyorsanız kullanın, bu adamın acil yoğun bakım ünitesine girmesi lazım. Biz de öncelikli hasta olarak 112'e bildirdik ama yoğun bakım üniteleri dolu diyorlar' dedi. Bir ihmal var. Acil servis ve doktorların ihmalinin olduğunu söylemiyorum. Kardeşimin ölümü ile ilgili kimin ihmali varsa ortaya çıksın. Kardeşime Covid-19 tanısı konuluyor, kardeşimin şekeri var. Bu tanı ile birlikte kardeşim durumu emarda gözüküyor ve kardeşim eve gönderiliyor. Aslında ihmal burada başlıyor. İkinci ihmal, benim kardeşim gözlem odasında yatarken acil müdahale odasına alınıyor, 10 dakika durmadan tekrar çıkartılıyor, oraya başka bir hasta konuluyor. Kardeşim buradan çıkartıldıktan 10-15 dakika sonra vefat etti." şeklinde konuştu.

“Olan 39 yaşındaki genç bir fidana ve 4 tane yetime oldu"

Yılmaz, kardeşinin kentteki her hangi bir hastanede yoğun bakım ünitesine alınması için sosyal medya üzerinden yetkililerden yardım istediklerini ancak hiçbir yetkilinin kendileri ile irtibata geçmediğini öne sürerek, şunları söyledi:

“Tamamen hastanenin ihmalinden dolayı 39 yaşında genç bir fidan gitti. Kardeşimin durumu gözler önündeydi, emarında durumu gözüküyor.  Hastalık akciğerlerini kaplamış, diyabet hastası olan birini nasıl eve gönderiyorsunuz? O süreçte bizimle irtibata geçen yetkili olmadı. Kardeşim vefat ettikten sonra bazı gerçekleri dile getirdik, ondan sonra aranmaya başlandık. Sorun çok ama net cevap yok. Olan 39 yaşındaki genç bir fidana ve 4 tane yetime oldu."

Hastane yetkilileri iddialara ilişkin açıklama yapmadı

Konuyla ilgili görüştüğümüz hastane yetkilileri, söz konusu iddialara ilişkin herhangi bir açıklama yapma yetkililerinin bulunmadığını belirttiler.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.