Yusufi ailenin dramı yürek burkuyor
FETÖ kumpaslarıyla zindana konulan babalarının 18 yıldır özlemini çeken ve 4 yıldır da annelerini kaybetmenin hüznünü taşıyan 4 kardeşin dramı yürek burkuyor. Bir ailenin sıradan hallerine bile hasret kalan kardeşler, babaları için adalet istiyor.
İslami hassasiyetlerinden dolayı, İslam'ın izzetini korumak ve savunmak adına zulme sessiz kalmadıkları için kumpaslar sonucu zindanlara konulan Yusufilere yönelik adalet çağrısı bir türlü duyulmak istenmiyor.
FETÖ'cü hâkim, savcı ve polislerin kumpaslarıyla cezaevine konulan mağdurlardan olan Hasan Tilki, 18 yıldır cezaevinde tutuklu bulunuyor.
2000 yılında gözaltına alınan ve günlerce işkence gören Hasan Tilki, cezaevine girdiğinde en büyük oğlu 7 yaşındaydı ve eşi hamileydi. Tilki'nin cezaevine girmesiyle eşi Gülseren Tilki, çocuklarına hem annelik hem de babalık yaptı.
4 erkek çocuğuyla çok zor günler geçiren Gülseren Hanım, bu süreçte de çeşitli hastalıklara yakalandı. Hastalığından dolayı 6 yıl boyunca eşinin görüşüne gidemeyen Gülseren Hanım, 2014 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu eşini ve eşinin özgürlüğünü göremeden vefat etti.
Anneleri vefat ettikten sonra 2'si hasta 4 erkek kardeş olarak hem annesiz ve hem de babasız hayata tutunmaya çalışan Hasan Tilki'nin çocuklarının dramı adeta yürek burkuyor. 18 yıl boyunca babalarını görememenin acısını yaşayan Hasan Tilki'nin çocukları, 4 yıldır da annelerini kaybetmenin acısını yaşıyor.
Annesiz ve babasız erkek başlarına zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışan kardeşler, "Babam 18 yıldır haksız ve suçsuz yere cezaevinde, biz artık babamın serbest bırakılmasını istiyoruz." diyerek babaları için adalet çağrısında bulundular.
Hasan Tilki'nin çocukları Muhammed Tilki (26), Yusuf Tilki (24), Hüseyin Tilki (22) ve Ali Can Tilki (18), bu süreçte yaşadıkları mağduriyeti İLKHA'ya anlattı.
"Biz mağduriyetlerin mağduriyetlerini yaşamışız"
Babasının insanları hakka davet eden bir şahsiyet olduğunu ifade eden belirten Muhammed Tilki, "Biz mağduriyetlerin mağduriyetlerini yaşamışız. Bizim bütün hak ve özgürlüklerimiz elimizden alınmış. Babam Camide Kur'an-ı Kerim dersi vererek insanları hakka davet ediyordu. Bundan dolayı ben 7 yaşındayken babam cezaevine girdi. Babam hiçbir suçu ve suçlamayı kabul etmediği halde kendisine ağırlaştırılmış müebbet verdiler ve bir insan bir suçu kabul etmediği sürece siz o suçu o insana nasıl yükleyebilirsiniz ki?" diyerek duruma tepki gösterdi.
"Hakkımız olan özgürlüğümüzü neden halen vermiyorlar?"
"Neler yaşadığımızı bir Allah bilir" diyen Tilki, "Babam cezaevine girdiğinde bizler küçük olduğumuz için annem bizimle ilgilenirdi. Cezaevine babamın yanına gidiyordu ve babam cezaevine girdiğinde en küçük kardeşim daha dünyaya gelmemişti, o dönem annem hamileydi. Babam cezaevine girdikten sonra en küçük kardeşim dünyaya geldi. Annem küçük çocukları ile bir başına kalmıştı. Hem yeni çocuk doğmuş hem bu kardeşlerimin durumu sıkıntılı. Annem cezaevine giderdi, ben kardeşlerime bakar ilgilenirdim. Çünkü başka kimse yoktu. Annemin hem cezaevinde babamla ilgilenmesi hem de bizimle ilgilenmesi maddi sıkıntı oluyordu. Ondan sonra akrabalar bize pek destek olmuyordu. Biz mağdur olmuşuz. Bizi mağdur eden insanlar bellidir. Neden halen bizim hakkımız olan özgürlüğümüzü bizlere vermiyorlar? Tefecisine ve hırsızına özgürlük veriyorlar. Onları af ediyorlar. Peki, sırf Allah için camide insanlara Kur'an dersi veren bu insanların hak ve özgürlüklerini neden ellerinden alıyorlar." diyerek sitem etti.
"Biz af dilemiyoruz, yeniden yargılama yolu istiyoruz"
Babasının suçlu olmadığını ve bundan dolayı af değil yeniden yargılanma talep ettiklerini belirten Tilki, "Biz af dilemiyoruz, yeniden yargılama yolu istiyoruz. Biz hiç kimseden af dilemeyiz. Biz sadece Allah'tan af dileniriz. Ama bize yeniden yargılama yolu açarlarsa kendileri de görürler ki bu insanların hiçbir suçu yok. Bu insanların asılsız yere işlenen suçları yükleyip cezaevine attılar, günlerce işkence ettiler. Yani biz bunu kabul etmiyoruz. Biz yeniden yargılanma yolu istiyoruz. Bu FETÖ denen illetin polisleri, hâkimleri ve savcıları babama asılsız iftiralar atıp ağırlaştırılmış müebbette verdiler." diye konuştu.
"Annem hastalıklara dayanamayarak kalp krizi geçirip vefat etti"
Babası cezaevine girdiğinde annesinin sağlık durumunun çok iyi olduğunu, ancak ilerleyen süreçte çeşitli hastalıklara yakalanarak 4 yıl önce vefat ettiğini ve babasının annesinin cenazesine katılmasına önce izin verilmediğini hatırlatan Tilki, zulüm üstüne zulüm yaşadıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Annem zaten bu haberi aldıktan sonra daha çok yıkıldı ve daha çok yıprandı. Bu sefer hastalandı ve kalp hastalığı çıktı. Kalp hastalığından sonra tansiyon da çıktı. Ondan sonra da bir ara annem çok kötü oldu. Hastaneye götürdük tansiyon ve astım çıktı. Astımdan kurtulmak için bakım ve rutubetsiz evde oturması gerekiyordu. Biz kirada oturuyorduk, ev sahibi evimizle ilgilenmiyordu. Annemin astımı daha çok ilerledi ve Koah oldu. Ondan sonra annemin vücudu su toplamaya başladı ve su topladıktan sonra annem en son kalp krizi geçirip vefat etti."
"Bu dünyada olmazsa da mahkeme-i Kübra'da hakkımızı alacağız"
Babasının yeniden yargılanarak serbest bırakılmasını istediklerini ifade eden Tilki, "Babam haksız yere cezaevinde yatıyor. Biz bugün bu dünyada olmazsa da Allah'ın izniyle mahkeme-i Kübra'da hakkımızı alacağız. İnsanların adaleti şaşar ama Allah'ın adaleti hiçbir zaman şaşmaz ve her zaman adaleti tecelli edecektir. Biz yeniden yargılanma yolu istiyoruz. Babam ve onun durumunda olanları alıp işkence ile suç kabul ettirmeye çalışıyorlardı. Ama onlar hiçbir suçlamayı kabul etmediler ve buna rağmen siz bu insana nasıl ağırlaştırılmış müebbet verirsiniz? Ya adam hiçbir suçu kabul etmemiş, hiçbir delilin yok ve delil olmadığı halde sen bu insanı nasıl cezaevine atabilirsin? Babama ceza verenlerin de durumları apaçık ortadadır. İnan eğer adalet tecelli etmese nasıl FETÖ yaptığı zulmün ve haksızlıkların karşılığını görüyorsa bugün eğer bu adalet yerini bulmazsa vallahi bu masum insanların ahını ve bedduasını alan kim olursa olsun Allah onu yıkar." şeklinde konuştu.
"4 erkek kardeş kendi başımıza bir şey yapamıyoruz"
Annesinin vefatından sonra çok zor günler geçirdiklerini erkek başlarına hem annesiz hem de babasız hayata tutunmaya çalıştıklarını belirten anlatan Tilki, "Annem öldükten sonra 4 erkek kardeş yalnız kaldık. Dört yıldır annem ölmüş. Biz zorluklar çekiyoruz. Başımızda babamız yok anne de yok. Biz zor durumdayız kendi kendimizi çevirmeye çalışıyoruz. Böyle nereye kadar sürecek? Başımızda bir büyük olsa babamız olsa bizi kollar, yönlendirir sahip çıkardı. Biz 4 kardeş kendi başımıza inanın ki bir şey yapamıyoruz. Bizler af değil, adalet yolu istiyoruz. Yeniden yargılanırsalar Allah'ın izniyle bu insanların içerde masum bir şekilde bu kadar yıl haksız, suçsuz yere cezaevinde yattıkları görülecektir. Yeter artık bu mağduriyeti görün! Görmezlikten geliyorsunuz. İnan ki bu insanların bedduasını alırsanız vallahi al aşağı olursunuz hiç kimse sizi kurtaramaz." dedi.
"Babam bizim başımızda olsaydı böyle olmazdı"
En küçük iki kardeşinin hasta olduğunu belirten Tilki, "İki kardeşim sıkıntılı doğdukları için bakımı ve ihtiyaçları normal insanlara göre daha sıkıntılı oluyor. Özel eğitime yazdırdık, okula gönderdik. Okul da pek bir etkili olamadı, uyum sağlayamadılar. Uyum sağlamaları için okuldan aldık özel eğitime verdik. Özel eğitimde biraz faydasını gördük. Babam bizim başımızda olsaydı böyle olmazdı ve cezaevinde de suçsuz yere yatıyor." şeklinde konuştu.
"Babamız ile bir gün yürümeye, birlikte yemek yemeye ve alışveriş yapmaya hasret kaldık"
Babasının Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevi'nde kaldıktan sonra Adana'ya sevkini istediklerini ve zor da olsa Adana'ya aldıklarını belirten Tilki, "Tek bir defa babamızın görüşüne gidebildik. Bir dahaki seferde görüşüne gittiğimizde bizi içeri almadılar. 'Siz Hasan'ın oğlu olarak gözükmüyorsunuz' dediler. Babam 9 yıl F tipinde kaldı hiçbir zaman böyle bir şeyle karşılaşmadık da Adana'da mı bu böyle oldu. Nerede ise 19 yıl boyunca cezaevi yollarında gide gele artık mahvolduk. Babamız için artık yeniden yargılanma istiyoruz. Babamızı bıraksınlar. Babamız 19 yıldır cezaevinde ve 14 yıl boyunca annem ile birlikte idare etmeye çalıştık. Bizler, babamız ile bir gün yürümeye, birlikte yemek yemeye ve alışveriş yapmaya hasret kaldık." diye konuştu.
"Biz adalet istiyoruz"
Babasını çok özlediğini belirten Hüseyin Tilki de "Kaç yıldır babamızı görmemişiz. Bizler artık adalet istiyoruz. Babamı çok özlüyorum, artık cezaevinden çıkmasını çok istiyorum." dedi.
Yusuf Tilki de geçirdiği bir trafik kazası sonucu kolunun kırıldığını belirterek, "Şu anda kolum kırılmış. Bakacak kimsemiz yok. Eğer babam yanımda olsaydı, babam bana bakardı. Nerede bu adalet? Biz adalet istiyoruz. 'Adalet' diyorlar nerede bu adalet? Annemiz yok, babamız yok ve onlar olsaydı bizimle ilgilenirlerdi." diyerek içinde oldukları zor durumu anlattı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.