20. yüzyılın en etkili şehir savaşı: Antep Savunması

20. yüzyılın en etkili şehir savaşı: Antep Savunması

Gaziantep Üniversitesi’nde (GAÜN) kentin sömürgeci Fransa işgalinden kurtuluşunun 99’uncu yıl dönümü nedeniyle “Direnişten Kurtuluşa Antep Savunması” konulu online konferans düzenlendi.

Kurtuluş Savaşı döneminde “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” düşüncesiyle sömürgeci Fransa ile dönemin emperyalistlerine karşı direnen ve topraklarını işgalcilerden kurtaran Gaziantepliler, kentin kurtuluşunun 99'uncu yıl dönümünü kutluyor.

Bu kapsamda Gaziantep’in sömürgeci Fransa işgalinden kurtuluşunun 99’uncu yıl dönümü nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Gaziantep Üniversitesi’nde Rektör Danışmanı Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar tarafından “Direnişten Kurtuluşa Antep Savunması” konulu online konferans düzenlendi.

Konferansta konuşan Yakar, Antep Savunması’nın 1919, 1920 ve 1921 yıllarını kapsadığını belirterek, 2020 yılında Gaziantep’in Kurtuluşunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerine alındığını vurguladı.

“Antep Savunması 20’inci yüzyılın en uzun ve en etkili şehir savunması”

Antep Savunması’nın tarihte benzeri olmayan bir direniş olduğunu ifade eden Yakar, “25 Aralık 1921’de Antep’te öyle bir mücadele sergilendi ki 20’nci yüzyılın en uzun, en etkili şehir savunmalarına sahne olan bir olay gerçekleşti. Bu gerçekten çok önemliydi. 100 yıl önce milli mücadeleyle beraber bu ülke işgalci kuvvetlere karşı topyekûn bir savunma, taarruz yaptılar. Güney cephesinin en ateşli, en hararetli savaşlarının verildiği Antep cephesi de bunlardan birisiydi. Bu anlamıyla Antep Savunması'nı hem gençlerimize hem günümüz insanına daha iyi anlatmak ve geçmişte yaşadıklarımızı geleceğe taşımak, ders çıkartmak anlamında, yapılan aktiviteler çok önemseniyor. Gençlerimizin 100 yıl önce başımıza gelen olaylardan ders çıkararak önlerine daha iyi bakmaları noktasında çalışmalara devam ediyoruz.” dedi.

“Bize silah bıraktırdılar, onlar silahlandılar”

Birinci Dünya Savaşı’nda birçok cephede işgalcilere karşı savaşıldığını hatırlatan Yakar, Osmanlı Devleti’nin cephede savaş kaybetmediğini belirttiği konuşmasına şöyle devam etti:

“Filistin’de, Galiçya’da, Anadolu’da, Irak’ta, Musul’da bir yer kaybetmedik. Fakat müttefikimiz olan Almanlar, Avusturya’da mağlup olunca bizi de mağlup saydılar. Masa başında kaybettik. Mehmetçik kanıyla, canıyla vatanı korudu ama muvaffak olamadı. Sevr Antlaşması'yla ve Mondros Mütarekesi'yle beraber silahlar terk edildi. Mütarekenin amacı; iki taraf için de silah bırakmaktı ama bize silah bıraktırdılar, onlar daha kolay parçalamak için silahlandılar. Mondros Mütarekesi’nden sonra karşımıza 10 Ağustos 1920 Sevr Anlaşması’nı getirdiler. Nasıl Kudüs’ü tek başına almadılarsa İstanbul’u da uluslararası bölge olarak aldılar. İngilizler, Fransızlar, Ruslar boğazlara hakim olacaktı.  Filistin kutsal topraktı. Oraya ortak hareket ettiler. İstanbul dünyanın beşiğiydi, ortak yönetime aldılar. Bu çok önemli bir ayrıntıdır.”

“Çınarlı cephesi çok önemli”

Görsel sunumlarla da konuşmasını destekleyen Yakar,  Antep’i önce İngilizlerin sonra Fransızların işgal ettiğini hatırlattı.

Yakar, “Antep Savunması Fransızların 23 bin 500 kişilik ordusuna karşı bizim silahlı 2 bin 700 mücahidimizin bir mücadelesiydi. Antep düz bir arazi. Fransızlar dört defa muhasara ettiler. Fakat bir türlü şehre giremediler. Koca Fransız ordusu dört defa muhasaraya rağmen Antep’i alamadı ama açlıkla aldı. Çınarlı Cephesi çok önemli. Çanakkale’de savaşan gazilerimiz var. Onlar Çanakkale’yi bildikleri için Çınarlı'ya Arıburnu Cephesi adını veriyorlar. Çanakkale’deki Arıburnu neyse Antep’teki Çınarlı da oydu. Çünkü Fransızlar Çınarlı'dan bir kere girseler Hürriyet Caddesi’nden bütün Antep’i teslim alacaklardı ama hamdolsun alamadılar.” ifadelerini kullandı.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.