Adanalılar mescide çevirdikleri evlerini ibadetlerle süslüyor
Ramazan ayında camilerde görmeye alışık olduğumuz teravih namazı ve mukabele halkaları bu sene, yeni tip Coronavirus (Covid-19) salgını nedeniyle evlerde ihya ediliyor.
Cehennem kapılarının kapatıldığı, şeytanın zincire vurulduğu, cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olan Ramazan ayına, Covid-19 nedeniyle buruk bir sevinçle giren İslâm âlemi, musibetlere karşı Allah'a yakararak yardım talep ediyor.
On bir ayın sultanı Ramazan ayının başlamasıyla birlikte evlerini adeta küçük bir mescide çeviren Adanalılar, ibadetlerini aile fertleri ile birlikte yapıyorlar.
Coronavirus salgını nedeniyle camilere gidemeyen Adanalılar, evlerinde mukabele usulü Kur’an-ı Kerim okuyup, cemaatle teravih namazı kılarak Peygamber Efendimizin sünnetini ihya ediyor.
Evlerinin bir odasını küçük bir mescide çeviren Kösedağ ailesinin küçük büyük tüm bireyi, manevi atmosfer içerisinde ibadetlerine devam ediyor.
"Bu süreç bizim için bir avantaj oldu"
Ramazan ayının günahlardan arınma mevsimi olduğunu ve bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Ömer Kösedağ, "Allah’a hamd olsun ki her Ramazan ayında ailemizle manevi programlar yapmaya çalışıyoruz. Pandeminin iyi ve kötü tarafları da var. Kendimizi ve ailemizi geliştirmek bizim için iyi olan tarafıdır. Kötülük batağına sürüklenen dünya düzeninde şu süreç bizim için iyi bir avantaj oldu.” diye konuştu.
“Şikâyet etme yerine tefekkür etmeliyiz”
Günün erken saatinde işe gitmek için evden ayrıldığını ve gün battıktan sonra eve gelip çocuklarıyla yeterince vakit geçiremediğini vurgulayan Harun Kösedağ, “Şimdi ise çocuklarımızla bire bir ilgileniyoruz. Anne ve baba çocuk eğitiminde ortak hareket ettiğinde çocuk üzerinde daha fazla etki bırakıyor. Daha önceleri her ne kadar camilerde ibadetimizi yapsak da şimdi evimizde ailemizle beraber ibadetlerimize devam etmek daha zevkli oluyor. Neticede Rabbimiz katından gelen bir durumla karşı karşıyayız. Şikâyet etmek yerine tefekkür etmeliyiz. Rabbimiz ümmetimizi muhafaza buyursun ama hikmet gözüyle sürece bakmak gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Vakti bahane edip namaz kılmayanlara da seslenen Kösedağ, “Bahanelerin olmadığı bir dönemdeyiz. Bir nevi bu bir ikramdır ve hidayet bulup uyanmamıza inşallah vesile olacaktır.” dedi.
“Zamanın ve sağlığın kıymetini bilmek gerekir”
Sokağa çıkma yasağını ailesiyle ilgilenerek değerlendiren Burhan Kösedağ ise şunları söyledi: “Bu gibi zamanları maneviyatımızı güçlendirmek için bir avantaj haline getirmeliyiz. İşe gidip geldiğimiz için ister istemez çocuklarımıza yeterli vakit ayıramıyorduk. Ama şimdi eksikliklerimizi gidermek için daha çok gayret sarf ediyoruz. Camilerimizin kapalı olmasına üzülmekle beraber evimizde mukabele yapıp teravih kılıyoruz. Zamanın ve sağlığın kıymetini bilmek gerekir. Ailemizle İslami sohbetler yapmaya dikkat ediyoruz.”
Evin 8 yaşındaki kızı Fatma Zehra Kösedağ, “Babam daha çok evde kalıp bana Kur’an-ı Kerim öğretiyor. Biz de dışarı çıkmayıp evde Kur’an okuyoruz. Annem ve babamla beraber namaz kılıyoruz. Allah, ümmete yardım etsin. Hem ikiz kardeşlerime bakıp hem de ibadet ediyorum.” dedi.
Babasının yardımıyla Kur’an-ı Kerime geçtiğini ifade eden Esma Kösedağ, “Evde derslerime çalışıp Kur’an okuyorum. Annem ve babamla namaz kılıyorum ve ödevlerimi de yapıyorum. Kardeşlerimle beraber kısa süreleri ezberlemeye çalışıyoruz.” diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.