Mehmet ŞENLİK
Bir alandan bir başka alana
Araplarda meşhur bir atasözü vardır: “Aleyke bil hareketi min gayri sükûn = durmaksızın sürekli hareket halinde ol!” Eskiden bizim Doğu medreselerinde Seydalar, talebelerin gayretini bir az daha kamçılamak için hep bu sözü hatırlatırlardı. Açıklamasını da şöyle yaparlardı:
İlmi olarak kaydedilen bir aşamadan hemen bir sonraki aşamaya geçmek, bitirilen bir lisanstan hemen bir üst lisansa geçmek veya bir başka branşa başlamak suretiyle sürekli ve kesintisiz bir eğitim halinde olmaktır. Hakeza seyrusülukta kat edilen manevi bir merhaleden daha büyüğüne ve daha yükseğine geçiş yapmaktır. Aynı şekilde kazanılan veya öğrenilen bir meslekten hemen sonra bir başkasına veya bir üst basamağına geçmek suretiyle sürekli yakaladığı her yeni fırsatı yerinde ve zamanında değerlendirmesini ve kullanmasını başara bilmektir.
Bu örneği şunun için verdim: Mustazaflar camiasının hareketli günleri, haftaları ve ayları durmadan ve kesintisiz olarak devam ediyor. Önüne açılan her alanı doldurmak, zaman dilimlerini hareketli ve dolu dolu geçirmek için sürekli programlı aktiviteleri ve etkinlikleri vardır.
Malum olduğu üzere şu üç dört aylık bir zaman diliminde çok yoğun ve yorgun bir siyaset dönemini geride bıraktık. Rabbim canla başla çalışan tüm kardeşlerin ecrini zayi etmesin, mükâfatlarını birden yedi yüze katlayarak versin. Ancak şunu iyi bilmemiz gerekir ki, bir siyaset döneminin bitmesiyle hareket bitmedi, zira hareket hayatla devam eder. Bir yerde hareket varsa hayat var demektir. Hareket bereket getirir. Hareketin olmadığı yerde ne hayat olur, ne de bereket.
Şimdi bir sahadan başka bir sahaya intikal ediyoruz. Siyaset alanından kutlu sevdaya geçiyoruz. Artık meydanlarda Hur Dava Partimizin bayrakları yerine, tevhit bayrakları sallanacak, siyasi sloganlar yerine tekbir sesleri yankılanacaktır. Artık insanlar bu sevda için meydanlara koşuyor, meydanları hareketlendiriyorlar. Bu meydanlarda yeniden mecramıza dönüyor ve asıl kimliğimizi buluyoruz. Asıl sevdamızı, sevgilimizi, yürüyen kuranımızı bu meydanlarda daha iyi öğreniyor ve canla başla ona koşuyoruz.
İşte bu sevdadır bizi hareketlendirip bereketlendiriyor. Bizi canlı ve ayakta tutuyor. Bizi birbirimize bağlıyor, birleştiriyor ve tek ümmet olma bilincine kavuşturuyor. Bununla herkese gidebiliyor ve her alana girebiliyoruz. Her sene bir öncekine fark atarak çoğalıyor ve yayılıyor. Artık bu sevda bölgesel olmaktan çıktı, ulusal ve hatta uluslararası bir mahiyet kazanmıştır. İlkin Güneydoğu ve Doğu’da başladı, sonra Akdeniz, Marmara, Ege bölgelerine yayıldı. Şimdi ise, Orta Anadolu ve Karadeniz Bölgelerine de yayılarak ülkenin her tarafında kabul gördü.
Eğer bu hareket, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Ardahan ve Iğdır’a kadar gitmişse bu iş bitmiştir. Dahası Avrupa’nın her devletine ve her devletin birçok eyaletine kadar götürülmüştür. Bundan sonra da daha uzak yerlere götürülerek küresel boyuta kavuşturacağız. Bazı ülkelerin buna karnı tok gibi. Ama Uzak Doğu ve Afrika insanı buna çok müsaittir. İnşaallah gün gelir, bu sevda oralara da taşınacak ve oralarda da yankılanacaktır.
Bu seneki etkinliklerin sayısı arttığı gibi, meydanlar da geçmiş yıllara nazaran epeyce hareketli görünüyor. Küçük yerlerde yapılan etkinlikler bu çapta kalabalık oluyorsa Diyarbakır, Batman ve İstanbul gibi metropollerde yapılacak olanları varın artık siz kıyas edin.
Bu sene arkadaşlar, -seçim yorgunu olduğumdan olsa gerek- beni pek fazla yere yazmamışlar, ama inşaallah önümüzdeki Pazar günü Bitlis’te olacağım. Nasip olursa bu yılki ilk konuşmamı orada yapacağım.
İnşaallah’u Teâlâ.Diyarbakır mitinginin bu sene çok daha görkemli ve şahane olacağını bekliyoruz.
Not: Bu satırları yazarken şimdi acı bir haber bana geldi! Muhammed Sudan Ağabey’in vefat ettiği haberi geldi! “İnna lillah ve İnna ileyhi raciun”. Allah mekânını cenneti ala etsin, bizlere, tüm camiamıza ve ümmete sabır versin. Birazdan oraya intikal edeceğiz İnşaallah’uTeâlâ.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.