"Cami ve mescit İslam medeniyetinin olmazsa olmazıdır"
Gaziantep'te restorasyonu tamamlanan tarihi Kurtuluş Camisi'nin açılış töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, cami ve mescitlerin İslam medeniyetinin olmazsa olmazları olduğunu söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, geçmişte hem kilise hem cezaevi olarak kullanılan ve restorasyonu tamamlanan tarihi Kurtuluş Camisi'nin açılış törenine katılmak üzere Gaziantep'e geldi.
Caminin açılış törenine Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, İl Müftüsü Ahmet Çelik, Şanlıurfa İl Müftüsü İhsan Açık, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve kamu kurum müdürleri katıldı.
Burada konuşan Görmez, cami ve mescidin İslam medeniyetinin olmazsa olmazı olduğunu belirterek, Ramazan ayında ve bayram arefesi öncesinde tarihi bir yapıyı açmaktan dolayı yaşadığı mutluluğu dile getirdi.
Görmez, "Mabet, cami ve mescit hayatın ve şehrin merkezidir. Mabetler, İslam medeniyetinin başladığı yerdir. Allah Resulü Medine yolundayken bir mescit inşa etmiştir. Medeniyet orayla başlayacaktır. Medine'ye döndüğünde ise ilk yaptığı şey yine mabetle, mescitle işe başlamak oldu. Peygamberimiz, o mescidin yapımında bizzat işçi olarak çalıştı. Şiirler okuyarak taşları taşıyordu. Peygamber Efendimize 'Bu işleri bırakın bizler yapalım.' denildiğinde ise 'Benim sırtım taş taşımayı da bilir. Benim de Allah'ın rızkını kazanmaya ihtiyacım var.' der ve bir işçi olarak çalışırdı." dedi.
"Nerede bir mabet ve onun etrafında da ecdadımızın eserleri varsa onların ayağa kalktığını görmek bize mutluluk veriyor." diyen Görmez, "Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında ecdat yadigârı eserleri tek tek ayağa kaldırıyoruz. Bunları ayağa kaldırmak bizlerin görevidir. Dolayısıyla bizim medeniyetimiz Allah'ın buyurduğu gibi 'Eğer Allah insanların bazılarıyla bazılarının kötülüklerini önlemiş olmasaydı o zaman tüm manastırlar, tüm sinagoglar, namazgâhlar ve tüm mescitler yıkılırdı. İçinde Allah'ın isminin anıldığı hiçbir mabet kalmazdı.' buyuruyor. Bu yüzden medeniyet tarihimiz boyunca başka medeniyetlere ait yapıları, mirasları korumayı vazife bilmişiz. Bunu Allah'ın emri olarak kabul etmişiz. Ayrıca bizim medeniyetimizde mabet 'tapınak' değildir. Mabet Allah'ın anıldığı, Allah'ın adının anıldığı yerdir. Mabetleri kurtarmamız lazım." şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından, kilise olarak inşa edilen ve daha sonra hapishane olarak kullanılan, 1988 yılında ise cami olarak ibadete açılan Tepebaşı Mahallesi'ndeki caminin açılışı yapıldı.
Açılışın ardından Görmez ve beraberindekiler, tarihi camide öğle namazını eda ettiler. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.