Diyarbakır Hazro'da eski okulu mesken edinen aile yardım bekliyor
Diyarbakır'ın Hazro ilçesine bağlı Dadaş köyünde eski bir okulu mesken edinen 8 kişilik Demir ailesi, mağduriyetlerinin giderilmesi için yetkililerden acil yardım bekliyor.
Diyarbakır'ın Hazro ilçesine bağlı Dadaş köyünde evleri yıkıldığı için köyün eski okuluna yerleşen ve zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren 8 kişilik Demir ailesi, kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.
Eşi ve 6 çocuğuyla birlikte yıkık dökük haldeki eski okulda yaşamlarını sürdüren ailenin reisi Agit Demir, kendisine verilen eski okulda yaklaşık 7 yıldır ikamet ettiğini söyledi.
Demir, "Herhangi bir gelirim yok. Sadece ilçe kaymakamlığından iki ayda bir 300 ya da 400 TL yardım alıyorum. Aslında ben, bana 2 ayda bir verilen bu 400 TL'yi istemiyorum. Bana para vereceklerine iş versinler. Benim evim, barkım yok. Eğer evim, barkım olsaydı devletin kapısına yardım için gitmezdim. Başta sayın valimiz ve sayın ilçe kaymakamımız olmak üzere yetkililerden oturacağım bir ev ve bir iş istiyorum." dedi.
"Yüzümüze kapıları kapatmalarının nedeni fakir olmamız"
Geçimini, köyde yapabildiği işlerle sağlamaya çalıştığını belirten Demir, "Elektrik işinden az çok anlıyorum. Köylülerin elektrikle ilgili işleri olursa bunları yapıyorum. Para veren olursa alıyorum, eğer vermezlerse ve sadece 'Allah razı olsun.' derlerse bu bile bana yetiyor. Eğer ben bugün devletin kapısını, kaymakam beyin kapısını çalıyorsam bunu sadece çocuklarım için yapıyorum. Bazen yanlarına gittiğimizde sorunlarımızla ilgilenmiyor, yüzümüze kapıları kapatıyorlar. Yüzümüze kapıları kapatmalarının tek nedeni ise fakir olmamız." ifadelerini kullandı.
"Şu anda evde gıdadan tutun da boya ve badanaya kadar her şeye ihtiyacımız var." diyen Demir, "Çamaşır makinem yok. Buzdolabını ise köyden tayini çıkan öğretmenler verdiler. Yiyecek ekmeğimi buğday olarak köylüler veriyorlar. 55 yaşındayım ve yapacak herhangi bir işim yok. Bu yaştan sonra çocuklarıma gereği gibi yardımcı olamıyorum. Bu konuda vicdan azabı çekiyorum. Çocuklarımın elbiseden tutun da kitaba kadar her şeye ihtiyaçları var. 6 çocuğumun tamamı okula gidiyor. İhtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorum." şeklinde konuştu.
"Bana verecekleri işleri dostlarına ve ahbaplarına verdiler"
Eski evinin köyün yukarı kısmında olduğunu ve "heyelan bölgesi" olduğu gerekçesiyle çıkarıldığını anlatan Demir, şunları söyledi:
"Şu an buraya yerleşmiş vaziyetteyim. Bana bir ev vermeleri için defalarca valiye ve kaymakamlığa gittim ama herhangi bir netice alamadım. Dışarıda kalmaktansa burada kalıyorum ve bu halime şükrediyorum. İş için defalarca yetkililerin kapısına gittim. Bana verecekleri işleri dostlarına ve ahbaplarına verdiler. Fakir olduğum için kimse benim yüzüme bakmadı. Eğer onlar benim bu fakir halimle bana yardımcı olurlarsa Allah da kendilerine yardımcı olacaktır. Buradan tüm yetkililere, bana acil bir şekilde yardımda bulunmaları çağrısında bulunuyorum. Önce Allah'a sonra onlara sığınıyorum."
"Kimin kapısını çalıyorsak o kapıyı yüzümüze kapatıyorlar"
Evin hanımı olan Selva Demir de "Devletten bize yardımcı olmalarını ve bize bir ev vermelerini istiyoruz. Maddi durumumuz iyi değil, geçinemiyoruz. Bu yüzden bize bir iş verilmesini istiyoruz. Şu anda bizim başta gıda ve giyecek olmak üzere birçok şeye ihtiyacımız var. Kimin kapısını çalıyorsak o kapıyı yüzümüze kapatıyorlar. İçerisinde bulunduğumuz şartlar gerçekten çok zor. Ne arayanımız ne de soranımız oluyor. İhtiyaçlarımız nedeniyle insanların kapısına gidemiyoruz. 6 çocuğum da okul okuyor. Bazen çocuklarım okula yalınayak gitmek zorunda kalıyor. Bu nedenle devletten bir an önce bize yardımda bulunmalarını istiyoruz." dedi.
Bazı incelemelerde bulunmak üzere Dadaş köyüne gelen ve daha sonra Demir ailesini de ziyaret eden HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Ercan Şenol ise bu ailenin içerisinde bulunduğu sefaleti herkesin görmesi gerektiğini söyledi.
Evde sabun olmadığı için çocuklar yıkanamıyor
Evdeki çocukların sabun olmadığı için yıkanamadıklarını gördüklerini dile getiren Şenol, "HÜDA PAR olarak Dadaş köyüne bir ziyarette bulunduk. Köyde böyle mağdur bir ailenin olduğunu duyduk. Heyet olarak buraya geldik ama gerçekten hayal ettiğimizin de altında, çok kötü bir manzarayla karşılaştık. Dikkat ettiyseniz çocuklar bile kir içerisinde kalmış durumda. Annelerine, 'Anacığım, bu evde sabun yok mu ki bu çocuklar bu halde?' diye sordum. Anneleri, utana sıkıla bana evde sabun olmadığını söyledi. Bu ailenin içerisinde bulunduğu sefaleti herkesin görmesi lazım. Şu anda gerçekten vicdanen yıpranmış durumdayız. Ailenin reisi Agit kardeşimiz becerikli bir kardeşimiz lakin işi, gücü yok. İŞKUR'a başvurduğu halde kaç senedir kendisine sıra bile gelmiyor. Agit kardeşimizin içerisinde bulunduğu duruma bakınca İŞKUR'un hangi kriterlere göre eleman aldığını da gerçekten merak ediyoruz." şeklinde konuştu.
"Devletin, vatandaşını bu halde bırakmasına insan hayret ediyor"
"Şu an yanımızda bulunan bu çocukların acil bir şekilde temel gıda maddelerine ihtiyaçları var. Okula gittikleri halde bu çocuklardan hiçbiri okul yardımı almıyor. Yetkililerin acil bir şekilde bu konuya el atmaları lazım." diyen Şenol, sözlerini şöyle tamamladı:
"Peygamber Efendimiz, 'Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.' buyuruyor. Dolayısıyla şu anda bütün köylüler vebal altındadır diyebiliriz. Çünkü komşuları şu anda aç durumda. Bir de devletin kendi vatandaşını bu halde bırakmasına insan gerçekten hayret ediyor. Öncelikle köylülerin komşuluk hakkı olarak bu çocuklara sahip çıkması gerekir. Muhtarımızın da bu ailenin durumunu çok acil bir şekilde kaymakamlığa ve belediyeye bildirmesi gerekir. Yetkilerin de kendilerine iletilen bu sorunu bir an önce çözüme kavuşturmaları gerekir. Bu ailemizin yardım görüp görmediğini sonuna kadar takip edeceğiz. Kendilerinin konu ile ilgili valiliğe başvuruları var. Biz bu başvurunun nasıl neticeleneceğini de inşallah takip edeceğiz."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.