Yasin DEMİR
Doğruhaber gazetesi'ne tebrik
Doğru medya düşmanlarına tel'in
Doğruhaber Gazetemiz hakkında iki haber aldık. Biri sevindirdi. Öteki üzdü. Tebrik'e hazırlanırken düşmanı tel 'ine mecbur kaldık. Tam da günlüğe geçişinin arefesinde silahlı ve molotoflu saldırıya uğramış…
Hayatın hakikatinde ve hakikatin hayatında dostun olması gibi düşmanın varlığı da bir gerçekliktir. “Doğruluk da” böyle bir hakikattir. Haktan dostu, batıldan düşmanı eksik olmaz. Doğru Medya'ya saldırı da bu cüzdendir.
Fakat unutmamak gerekir. Merhum Alvarlı Efe'nin deyişiyle:
“…Hak şerleri hayır eyler./ Sen sanma ki gayr eyler./Arif anı seyreyler./ Görelim Mevla neyler./ Neylerse güzel eyler…” Bu güne kadar hep görüldü ki; Hak gelince batıl hep zail oldu. Yarasanın ışığa refleksi misali, batılın da hakka ve “doğruya” alerjisi vardır... Doğruhaber Gazetesi şahsında; İnzar Dergisi, Rehber T.V gibi Doğru Medya Grubu Binasına yapılan zelil ve piyoncu saldırının tetikçilerinden teşvikçilerine tüm alçaklarını lanetliyoruz… Doğru Medya Grubu mensuplarına ve takipçilerine de geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Kendilerine Hak Teâla'dan muvaffakiyet, inayet diliyoruz. Doğruhaber'in bu saldırıdan sonra günlük yayına geçişi, bu saldırganlara bir cevap olarak tezahür etti. Elhamdülillah… Tebrik ediyoruz… Okuyucu ve takipçilerine hayırlı olsun…
DOĞRUHABER GAZETESİ-İLAVETEN- “YUSUFÎ İDİ “ŞİMDİ “GAZİ” OLDU!
Evet…Doğruhaber Gazetesi ilk çıktığı günden bu yana en sadık ve sahih bir Yusufîdir. Herkes bulunduğu yerden bakar, baktığı yerden görür. Hangi ile gittiysek, “Doğruhaber Gazetesi” de oradaydı. Onu hep yanı başımızda gördük. Mutlaka vardı. Mektuplarımız aksadı o aksamazdı…Unutan olsaydı da , o, unutmadı. Ücret ödeyemeyenden ücret talep etmedi. Zindan'a vukufiyetten olsa gerek, yeri geldi posta ücretini bile kendisi ödeyerek yüzlerce, belki daha fazla Yusufiye ulaştı. “LİLLAH” denilen olgu böyle bir şey olsa gerek. Zira bunu sekiz yıl boyunca hep böyle sürdürmesi ancak İlahi inayet ile mümkün olur.
Şimdi inşallah artık günlük yayına geçiyor. Tabi artık eskisi gibi Yusufilere ulaşması mümkün olmaz. Artık sadakat sırası “Doğruhaber” dostlarında… Yusufilerde.
Dost mektubu gibiydi… Fakat farkı; bazen yüz, bazen bin, hata hatta Kutlu Doğum mevsiminde milyon mektup hacminde/ bereketi de aktı hücrelerimize, koğuşlarımıza. Gönüler arasında köprü oldu. Gurbetten sılaya manen visal oldu. Hicran hicretine vuslat, Rıza-î İlahiye vesile oldu. Her dem onu yanımızda bulduğumuz gibi; çoğu kez kendimizi onda bulduk. Sesimiz oldu. Nefesimiz oldu. Bîkesliğimizde kesimiz oldu. Bazen bir yudum teselli… Bazen bir volkan öfke… Mektup oldu… Mürşid oldu…
Öz itibari ile; Doğruhaber; maddi dünyadan mana âlemine, zindandan hicrana, gönülden gönülle pek çok şeyi ihtiva etti sayfalarında. Değeri de bundandır. Ve… Şunu da teslim etmeliyiz… Eğri cetvel ile doğru çizilmez. Yanlış temelden doğru bina yükselmez. Doğruhaber de ancak doğru bir mutfaktan bu erdem ve meziyeti kesb etti. Bu erdem ancak büyük erdem ve fedakârlıklarla mümkün olabilir.”Lillah” ve ihlas olmadan bu devirde bu cefaya kim katlanır?
Bir de o erdem mutfağının isimsiz ve sessiz kahramanları vardır. Bal arıları gibi çabalayan… Rahmetli İdris Şayık Ağabey onlardan biriydi. Gazetenin matbaadan çıkan ilk iki numunelik nüshasını, yağmurlu bir havada, nasıl bir heyecanla getirişini anlatmıştı. Islanmasın diye montunun altına, koynuna saklamıştı. Metroya binişini… Böyle mütevazı koşullarda başlamıştı yayın hayatına… Böyle şahsiyetlerle başlamıştı haberin doğrusuna, doğrunun da haber mücadelesine…
Elhamdülillah… Başlangıcından bu güne büyük emek ve bedeller ödeyen DOĞRUHABER artık “günlük” olarak yol alacak. “Gazi” unvanını da hak ederek… Yolun ve bahtın açık olsun. Allah, yardımcın olsun DOĞRUHABER! Allah'a emanetsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.