Dr. Gök: Uyuşturucu bağımlılığında etkenlerden biri de arkadaş çevresidir
İDEV'in Siirt'te düzenlediği seminerde konuan Dr. Aydın gök, uuşturucu bağımlılığında en büyük etkenlerden birinin de arkadaş çevresi olduğuna dikkat çekerek ebeveynleri uyardı.
İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) Siirt Üniversitesi merkez kampüsü konferans salonunda "Uyuşturucu Kullanımı ve Madde Bağımlılığı" temasıyla bir seminer gerçekleştirdi.
Emin Tetik hocanın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, İDEV Siirt Temsilcisi Sabahattin Keleş’in açılış konuşmasıyla devam etti.
Seminere konuşmacı olarak katılan Dr. Aydın Gök, çevresinde herhangi bir akrabası uyuşturucuya müptela olmuş insanların bunun acısını yakından hissettiklerini ifade etti.
Gök, "Hemen hemen her gün sosyal medya, gazeteler, televizyonlarda olsun yürek yakan görüntülerle karşılaşıyoruz. Bu sadece bir ülkeyi, coğrafyayı, toplumu ilgilendiren bir mesele değildir. Bu bütün insanlığı ilgilendiren bir meseledir. 2018 yılında dünyada yapılan araştırmalara göre dünya üzerinde 31 milyon uyuşturucu bağımlısı bulunmaktadır. Dünya genelinde yapılan aynı uyuşturucu kullanımı raporunda ise 275 milyon olarak yer alıyor." dedi.
"Bizim istediğimiz neslimizin bu tür bağımlılık yapan maddelere bulaşmamasıdır"
Türkiye’de uyuşturucu ile mücadelede kurulan merkezler bulunduğunu, açılan her merkezin uyuşturucu kullanımında yaşanan artışı gösterdiğine işaret eden Gök, "Bizim istediğimiz neslimizin bu tür bağımlılık yapan maddelere bulaşmamasıdır. Gençler uyuşturucuya ya merak, ya teşvik yâda kendini ispatlamak maksadıyla başlayabiliyor. Uyuşturucu ergenler arasında çok etkili olabiliyor. Ama maalesef kendi ülkemizde dahi uyuşturucu kullanma yaşı 10'a kadar düşmüş durumda. Kullanıcılar, bir kereden bir şey olmaz, diye başlıyor." ifadelerini kullandı.
"Uyuşturucu bağımlılığında en büyük etkenlerden birisi de arkadaş çevresidir"
Çevresindekiler kötü olan bir gencin, uyuşturucu illetine yakalanmasının daha muhtemel olduğuna dikkat çeken Gök, "Çünkü o arkadaşları mutlak suret ile kendilerine benzetmeye çalışacaklardır. Kişi dostunun dini üzeredir." diye belirtti.
Gök, "Herkes bağımlı olabilir ve bağımlılık insanın fiziki olarak hastalanması psikolojik olarak hastalanması ile kalmaz; öğrenci ise okulu, işçiyse işini, memursa memuriyeti bırakır ve git gide çevresinden uzaklaşmaya başlar. Uyuşturucu bağımlılığında en büyük etkenlerden birisi de arkadaş çevresidir. Bir bakıyorsunuz ahlaklı, çalışkan olan bir öğrenci çevresinden, iyi arkadaşlarından uzaklaşmaya başlar. Yeni bir arkadaş çevresi edinir. İşte burada şüphelenilmesi gereken nokta burasıdır. Ya sigara, yâda alkol, yâda uyuşturucuya başlamıştır. Yâda arkadaş çevresi başından beri o yolun yolcusu ise onların teşviki ile başlar." ifadelerini kulandı.
Uyuşturucu kullanan insanların daha fazla para temin edebilmek için hırsızlık gibi suçlara karıştığını, suç işlerken yakalanıp özgürlüğünü de kaybedebildiğine dikkat çeken Gök, vücuduna verdiği zarardan dolayı insanın sağlığını ve en sonunda da hayatını kaybettiğini kaydetti.
"Bağımlı olan kişinin insani prensipleri ve değerleri yok olmaya başlar"
Gök, "Bağımlı olan kişinin kendine olan güveni azalır. Kendini kontrolü zayıflar, insani prensipleri ve değerleri yok olmaya başlar, idealleri ve geleceğe dair ümitleri yıkılır, kullandıkları maddeler vücudunun bağışıklık sistemini zayıflatır. AİDS, verem, Hepatit B ve Hepatit C gibi birçok ölümcül hastalığa kapılma riski artar. Böylece bağımlı kişi maddeyi alabilmek için önce mevcut parasını veya ailesini bitirir, insanların değerli eşyalarını veya paralarını çalmaya başlar." şeklinde konuştu.
"İnsanoğlunun akıl nimetini yitirdiğinde ne hallere düştüğünü görüyoruz"
İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Remzi Uçar, özellikle küçük bir şişenin içine sıkışmış insan ve yerlere serilmiş birkaç bağımlı gencin resimlerinin, uyuşturucunun ne kadar insanoğluna zarar verdiğini göstermek için yeterli olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Uçar, "Ben bu resimlere bakarken şunu hatırladım; Allah, İnsanoğlundan bahsederken 'Biz insanı en güzel bir suretle yarattık.' diye buyuruyor. Yeryüzünde her şey insanoğlunun emrine amade kılınmışken insanoğlu, akıl nimetini yitirdiğinde ne hallere düşüyor. Allah, insanoğlunu kâinata gönderirken iki görevle insanı mükellef kılmıştır. Birinci görevi ibadet, ikinci görevi ise kâinatı imar etmek. İbadet ve yeryüzünün inşası ancak akılla olur. Şayet bir insanda akıl denen mefhum olmazsa o insan nasıl ibadet edecek? İnsanın düşmanı olan, insan denen varlığı sevmeyen, sözde insanoğlunu çağlar ötesine götürmek için çaba sarf ettiğini iddia eden tüm ideolojiler aslında insan denen varlığı insanlığından çıkarmak için bu uğurda uğraş vermektedirler." dedi.
"Bütün dinlerde içki ve uyuşturucu olan bütün maddeleri haram kılınmıştır"
Semavi olan bütün dinlerde içki ve uyuşturucu olan bütün maddeler haram kıldığını hatta dinlerin bu maddelerle savaştığına dikkat çeken Uçar, "Bizim şeriatımızın 5 tane ana temel esası vardır. Şeraitimiz dini, nesli, aklı, ırzı, malı korumak için gelmiştir. Bu uyuşturucu illeti dediğimiz şey bütün bunlara zarar vermektedir. Rabbimiz, ‘Ey iman edenler içkili halde iken namaza yaklaşmayın.’ diye uyarıda bulunuyor. Bu içki ve uyuşturucu tarzı insan aklını aklından alan maddeler dine zarar veriyor. İnsan öyle bir hale gelir ki dini vecibelerini yerine getiremez. Toplum içinde buna şahit olmaktayız. Bu hastalığa müptela olan birçok insan dini vecibesini yerine getiremiyor." diye konuştu.
Uçar, uyuşturucu bağımlılarıyla iletişime geçip yaptıkları hatanın kendilerine söylenmesi ve kıyamet gününde, Allah'ın emanet olarak verdiği vücuda zarar verdikleri için hesabının sorulacağını hatırlatmak gerektiğini vurguladı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.