“Düğüne gider gibi şehadete koştular”
Gazze’ye yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara Gemisi’nde İsrail kurşunları ile şehit edilenlerin düğüne gider gibi şehadete koştuklarını dile getiren yol arkadaşları o anları İLKHA’ya anlattılar.
Siyonist abluka altındaki Filistinli Müslümanlara yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara Gemisi, 31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze'ye yakın uluslararası sularda İsrail askerlerinin saldırısına uğradı. Siyonist askerlerin helikopter ve hücum botları ile çıktığı gemide 10 Müslüman şehit olurken onlarca kişi de yaralandı. Katliamın 6’ıncı yıldönümünde mikrofonlarımıza konuşan Mavi Marmara gazileri, şehit olan arkadaşlarının gemide iken sürekli dillerinde şehadet marşları olduğuna dikkat çektiler.
Mavi Marmara Gemisi’nde iken içinde bulunduğu manevi kardeşlik iklimini kamerasına kaydeden Mavi Marmara Gazisi Muhyettin Yıldırım, içerisinde Mısır İhvan liderlerinden Muhammed Biltaci, Filistin Mescid-i Aksa Muhafızı Raid Salah ile birçok ülkeden İslamî hareket liderleri, çok sayıda Müslüman ve diğer dinlere mensup aktivistlerin de bulunduğu gemide ümmet ve insanlık buluşmasının gerçekleştiğini belirtti.
“Mavi Marmara ümmet açısından bir milat oldu”
Mavi Marmara olayının ümmet açısından bir milat olduğuna inandığını belirten Muhittin Yıldırım, yardım filosuna katılma sürecini şöyle anlattı:
“Ümmet olarak bugüne kadar Filistin halkının maruz kaldığı zulümleri maalesef sadece televizyonlardan takip ediyorduk. Bu zulme karşı bir şey yapamamanın sıkıntısını vicdanen çekiyorduk. Siyonist İsrail’in ablukası altındaki Gazze’ye yardım götürecek gemi filosu gündeme geldiği vakit ben de bu organizasyonda yer almak istedim. Bu filo ile hiçbir ülkeye uğramadan direk Gazze’ye gidebilme fırsatı da bulmuş olacaktık. Bu daha önce hiç denenmemiş bir yöntemdi.”
Gemilerle Gazze’ye giderek mazlum ve mağdur Filistinli Müslümanlara, yanlarında olduklarını göstermek istediklerini dile getiren Yıldırım, “Biz oradaki kardeşlerimizle kucaklaşacaktık, onlara moral verip yardımlarımızı ulaştıracaktık.” diyerek yola çıkış amaçlarını özetledi.
“Yolculuğumuz esnasında ümmet ve insanlık kaynaşmasına şahit olduk”
Mavi Marmara Gemisi’ndeki manevi kardeşlik ortamını da paylaşan Yıldırım, “Biz gemide ortalama 3 gün kaldık, 4’üncü günde saldırıya uğradık. Gemide bulunduğumuz süre zarfında tam bir ümmet kaynaşması hatta insanlık kaynaşmasına şahit olduk. Müslümanların yanısıra otuza yakın ülkeden insanlar da filoya katılmıştı.”dedi.
“Şehit olan kardeşlerimizin dilleri hep şehadet marşları vardı”
Gemide tam bir bayram ve düğün atmosferinin hâkim olduğunu ifade eden Yıldırım, “Gemide halkalar oluşturan insanlar ilahiler, marşlar söylüyordu. Şiirler okunup dualar ediliyordu. İsrail saldırısında şehit olan kardeşlerimizin çoğunluğunun dilinden şehadet marşları eksik olmuyordu. Zaten şehit olan kardeşlerimiz çoğunluğu da Mavi Marmara’da şehadet marşları söylenen o halkada bununan kişilerdi. Rabbim hepsinin şehadetini kabul etsin.” diye duada bulundu.
“İsrail zulmü uluslararası sularda bizi de vurdu”
İsrail saldırısı anında kalplerinde zerre miktarı dahi olsa korku hissetmediklerinin altını çizen Yıldırım, kendisinin de iki kurşunla yaralandığı anı ise şöyle anlattı: “Filistin’in dört bir yanına yayılmış olan İsrail zulmü uluslararası sularda denizin ortasında bizi de vurdu. İsrail bütün zulmü ile gemilerimizi kuşattı. Hiçbir uyarıda bulunmayan siyonist askerler, gözlerini kan bürümüş bir şekilde gerçek mermiler kullanarak 10 kardeşimizi şehit etti, onlarcasını da yaraladı. İsrail Filistin’de uygulamış olduğu zulmü, yardım filosuna da saldırarak tüm insanlığa da açıkça göstermiş oldu.”
31 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen olayın yıldönümü münasebetiyle Mavi Marmara şehitlerine Allah’tan rahmet dileyen Yıldırım, “Mavi Marmara şehitleri, ümmetin şehitleridir. Rabbim hepsinin şehadetini kabul etsin. Ben inanıyorum ki şehitlerimizin kanlarının bereketiyle ümmet biraz daha şahlanır, toparlanır ve kendine gelir.” dedi. Yıldırım, yıllar geçse de Mavi Marmara şehitleri ve Filistin Davası’nı unutmayacaklarını ve bu davayı sürdüreceklerini söyledi.
“Gemide sürekli şehadet marşları ve şiirler okunuyordu”
Mavi Marmara Gazisi Suat Koşmaz da yardım filosuna katılış amaçlarının Siyonist rejimin Müslümanlara yönelik ambargosunu delmek olduğunu ifade etti.
Gemide oluşturulan ibadet ve sohbet halkaları ile şehadet marşlarının söylendiği ortamların kendilerini manevi açıdan motive ettiğini belirten Koşmaz, “Özellikle İslami hareket liderlerinin de iştirak ettiği halkalarda sürekli şehadet marşları ve şiirler okunuyordu. Burada konuşan Diyarbakırlı şehidimiz Ali Haydar Bengi de sefere çıkacak sahabenin bu şekilde marş ve şiirler okuduğunu, bu şekilde Müslümanların coştuğunu, bu durumun da Peygamber Efendimiz (sav)’i memnun ettiğini söyledi. Gemide aklımda kalan en eğlenceli ve duygulu anları burada birlikte yaşadık. Mavi Marmara’da şehit olan kardeşlerimizin dilinde de sürekli şehadet marşları vardı.” dedi.
Gemiyi müdafaa ederken İsrailli askerlerce vurulan yaralılar arasında bulunan Koşmaz, Mavi Marmara Gemisi’nin Filistin’in özgürlüğü için tekrar yola çıkması durumunda kendisinin severek gemide olmak istediğini söyledi. (Ayhan Kaya- İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.