Elek ustası mesleğini ayakta tutmak için direniyor
Gaziantep'te elek üretimi yapan esnaf, geçmişte oldukça ilgi gören ancak son zamanlarda eski popülerliğini kaybeden mesleğini severek sürdürmeye çalışıyor.
Gaziantep'te elekçiliğin son temsilcilerinden Abdulkadir Günay (50), mesleğini bütün zorluklarına rağmen ayakta tutmak için direndiğini ancak her geçen gün elek kullanımının azaldığını ve bu nedenle mesleğinin son demlerini yaşadığını söyledi.
Bakırcılar çarşısında mesleğini sürdürmeye çalışan Günay, geçmişte hemen hemen her evde bulunan eleklerin artık unutulduğunu ve bu işi yapan 13 esnaftan sadece 3'ünün kaldığını belirtti.
Henüz 6 yaşındayken başladığı bu işi ileriki zamanlarda yapacak kimsenin kalmamasından endişe ettiğini dile getiren Günay, mesleğinin neredeyse bitme durumuna geldiğine değindi.
Önceden köylülerin, ektikleri tahılları elemek ve içindeki yabancı ürünleri ayıklamak için kullandıkları eleklerin, günümüzde yok olmaya yüz tuttuğunu anlatan Günay, "Elekçilik mesleğini 44 yıldır devam ettiriyorum. Mesleğimin son temsilcilerindenim. Eğer böyle giderse bu mesleği ileriki zamanlarda yapacak kimse kalmayacak." dedi.
Elektriğin olmadığı dönemlerde özellikle kırsal kesimlerde süt ve süt ürünlerini korumak için kullanılan külek ürettiklerini ancak zamanla küleklere azalan ilgi nedeniyle elek yapımına başladıklarını belirten Günay, "Ben bu mesleğe 6 yaşında başladım. Çocukluğumdan beri bu mesleği yapıyorum. Bu mesleği ustamdan öğrendim. 44 yıldan beri bu mesleği yapıyorum. Daha önceleri biz külek yapıyorduk. Tabi, külekçilik ölünce biz de elekçiliğe döndük. Şu anda elek yapıyoruz. Un, bakliyat, kuruyemişçiler için elekler yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"İçine emek katılan her iş sanattır"
Mesleğinin tarihinin çok eskilere dayandığını ve günümüzde yok olmaya doğru giden bir el sanatı olduğunu söyleyen Günay, sözlerine şöyle devam etti: "Mesleğimi severek yapıyorum. Sevmezsem yapmazdım. Sevdiğim için mesleğime 44 yılımı verdim. Bir kişinin önce mesleğine âşık olması lazım. Bu bir el sanatıdır. Sonuçta emek veriyorsun, rızkını elde ediyorsun. Nasıl ki bu heykel tıraşları, mimarlar severek yapıp o taşlara bir emek veriyorsa biz de emek vererek elek yapıyoruz. Bizim mesleğimiz de bir tür sanattır. İçine emek katılan her iş sanattır."
Şimdilerde bu tür sanatlara ilgi kalmadığını ve kendilerinden sonra mesleği sürdürecek çırak bulamadıklarını belirten Günay, "Biz bu mesleğe külekçiler çarşısında başladık. O zaman meslek öğrenmenin yaşı küçüktü. Ben 6 yaşında mesleğe başladım. 10 yaşında ise kalfa oldum. Şimdiki çocuklar ise 18 yaşına geliyor, halen bir meslek bilmiyor. Çünkü küçükken yetişmek lazım. Şimdi meslek öğrenmenin yaşı büyüdü. 3 yıl içerisinde ben meslek öğrendim. Bütün işleri yapmasam bile kademe kademe mesleği öğrendim. 13 yaşında ben tamamen kalfaydım. Şu an ancak geçimimi sağlayabildiğim için çocuklarıma bu mesleği öğretmedim. Öyle arada gelip bana yardım ediyorlar. Bir oğlum geçici olarak yanımda çalışıyor. Yakın zamanda askere gidecek. Çocuklarımın bu mesleğe devam etmesini istemiyorum. Bu meslek kaldırmıyor. Bizim meslek işçiyi kalkındıran bir meslek değil. Ailesinin geçimini sağlamaya çalışan birini asla kurtarmaz. Büyük bir işletme olmadığı için kurtarmıyor. Daha önceleri külekçilik yaygınken bir dükkânda 7-8 kalfa çalışırdı. O zaman ekip işi olan bir işti. Şu an kasnak bize hazır geliyor. O zaman kasnağı kendimiz eğerdik. Ama şu an ise biz burada sadece montajını yapıyoruz." şeklinde konuştu.
"1980 darbesinde Gaziantep'e gelen belediye reisi küleklere yoğurt koymayı yasakladı"
Elektriğin olmadığı dönemlerde vatandaşların saklama kabı ya da koruma dolabı olarak kullandıkları küleklerin gelişen teknolojiden önce de 12 Eylül 1980 darbesinde Gaziantep'e gelen dönemin belediye başkanının küleklere yoğurt koymayı yasaklaması ile kentte külekçiliğin sona erdiğini anlatan Günay, şöyle konuştu: "Bizi en çok etkileyen teknoloji oldu. Ancak 12 Eylül 1980 darbesinde Gaziantep'e gelen belediye reisi küleklere yoğurt koymayı yasakladı. Küleklere yoğurt koyma yasaklanınca da Gaziantep'te külekçilik öldü. Bizim meslek o zamandan bu yana bir çöküş yaşıyor. Daha önceleri biz burada 13 esnaftık. Şimdi ise sadece 3 külekçi esnafı kaldı. Onlar da külek yapmıyor. Benim gibi elekçiliğe döndü. Artması lazımken esnaf sayısı düştü."
"Geçimimizi zor sağlıyoruz"
Şu an sadece sayılı müşterilerine ve daha çok doğu illerindeki müşterilerine elek yaptıklarını belirten Günay, "Geçimimizi çok zor sağlıyoruz. Yani sadece bu mesleğe bağlı olarak geçim sağlamak mümkün değil. Yine de Allah'a çok şükürler olsun. Zaten biz ağırlıklı olarak doğu illerine elek yapıyoruz. Daha çok o bölgelere toptan elek satışı yapıyoruz. Gaziantep'te pek un eleği satışı kalmadı. Hazır un olduğu için un eleği Antep'te yok." dedi.
"Zamane gençleri böyle şeylere meraklı değil"
Son olarak Günay, "Şu an zaten mesleğimiz unutulmaya yüz tutmuş bir durumda. Herhangi alttan yetişen eleman yok. Şu an birkaç dükkân var. Bunlar da bırakırsa bu meslek tamamen ölür. Çünkü devam ettirecek bir güç yok. Eleman yetişmiyor. Kimse çocuğunu elekçinin yanına gönderip çalıştırmak istemiyor. Zamane gençleri böyle şeylere meraklı değil. O yüzden de çırak yetiştiremiyoruz, hepsi okuyor. 18 yaşında bir genci çırak olarak çalıştıramayız. Çalıştırsam bile onun masrafını kaldıramayız. Çünkü artık bu meslekten para kazanamıyoruz." ifadelerini kullandı. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.