Gerilim, çekişme, kapatma, dönüştürme, adı her neyse yaşanan süreçte ilk yaptığımız şey kardeşlik tavsiyesi oldu. Mevcut tartışma ile hiçbir alakası ve hesabı olmadığı halde hizmet iddiasında bulunan malum çevrenin ısrarla Hizbullah cemaatini kendilerine alternatif ve düşman olarak hedefe koymak istemeleri ve kendilerine en tepeden şefkat bahşeden karanlık kurullara tehlikenin farkında mısınız mesajı göndermeleri, iki hafta önceki yazımızın ispatı oldu. Lütfettiği tespitimizi takdiriyle teyit eden Hakk Teâlâ’ya şükürler olsun!

Dershaneler kapatılıyor/dönüştürülüyor.

Bugün bu zamanda malum tarafa göre suçlu kim? Hizbullah veya HÜDA PAR.

MGK kararlarında Gülen’i bitirme(?) tavsiyesini siyasiler de imzalamış ve fişlemeler olmuş.

Malum tarafa göre suçlu kim? Hizbullah ve HÜDA PAR.

Hükümet israil’le sorun yaşadı. Bugün bu zamanda malum tarafa göre suçlu kim? Hizbullah ve HÜDA PAR.

Beyanlarına göre, pardon tavsiyelerine göre HÜDA PAR, BDP’den Diyarbakır’ı alabilir. O yüzden Gülten Kışanak’tan daha güçlü bir aday seçmelidirler.(Bugün gzt.)

Malum                 tarafa göre suçlu kim? Hizbullah ve HÜDA PAR.

Daha önce diğer İslami camialarda, hizmet iddiasındakilere karşı sürekli bir hüsn-ü zan payı bulunuyordu. Ancak bu olayda, neredeyse bütün camialar hükümete destek mesajı yayınlayarak nerede durduklarını net olarak ortaya koydular.

Malum tarafa göre suçlu kim? Hizbullah ve HÜDA PAR.

Yok, artık! Altın, döviz, borsa yükselse; deprem olsa ya da okyanus ötesinde hafif bir rahatsızlık olsa yine Hizbullah ve HÜDA PAR’ı suçlu gösterecekler.

Evet, suçlu Hizbullah Cemaati’dir. Neden mi?

PKK’nin cemaat ayrımı yapmaksızın, İslamî kitleleri ve şahsiyetleri hedef seçtiği doksanlı yıllarda katledilen veya saldırıya uğrayan tüm camialara ve malum kesime de canları pahasına sahip çıktıkları için.

Yirmi yıldır, devlet içindeki Ergenekon gibi çeteler tarafından veya bizzat malum kesime bağlı memurlar tarafından, camide ders verdi ve örgüte üye oldu denilerek binlercesi tutuklanmasına rağmen; en acımasız baskınlarda başta lideri ve birçok ferdi sorgusuz sualsiz katledilmesine rağmen; en ağır işkencelerden geçirilip skandal gerekçelerle mahkûm edilmelerine rağmen Hizbullah Cemaati, ‘Ya sabır’ deyip sustuğu için.

Sırf, ‘fitneye bulaşmayalım, tarafı olmadığımız bir kavgadan uzak duralım’  deyip kendilerine en ağır ithamlarda, iftiralarda, ihanetlerde ve hakaretlerde bulunanları Allah’a havale edip işlerine güçlerine baktıkları için.

Üstadın, “Kardeşlerim, çok dikkat ve ihtiyat ediniz, sakın sakın hocalarla münâkaşa etmeyiniz. Mümkün olduğu kadar musâlâhakârâne davranınız, enâniyetlerine dokunmayınız. Bid’at taraftarı da olsa ilişmeyiniz. Karşımızda dehşetli zındıka varken mübtedi’lerle uğraşıp onları dinsizlerin tarafına sevk etmemek gerektir. Eğer size ilişmek için gönderilmiş hocalara rast gelseniz, mümkün olduğu kadar münâzara kapısını açmayınız”(Emirdağ Lahikası 1) tavsiyesine uyarak çekişme kapısını açmadıkları için.

Dolayısıyla Hizbullah Cemaati çok suçludur, çok…