İlim-Der binasında düzenlenen Şehadet Gecesi programında Şubat şehitleri ve 20 Şubat 1993 yılında Mersin’de PKK’liler tarafından hain bir şekilde şehit edilen Süleyman Akyüz anıldı.

Programa konuşmacı olarak katılan Nezir Tunç ve Abdulkadir Gökçen Hoca katıldı.

İlim-Der dernek binasındaki seminer salonunda düzenlenen program Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra programda ilahi sanatçıları tarafından şehit ve şehadet konulu ezgi ve marşlar seslendirildi.

Kürtçe okunan Mevlid-i Şerif' ile devam eden programda konuşan Nezir Tunç, Şehitliğin anlamına değinerek, her fikir ve ideolojinin ölülerini şehit olarak adlandırdığını, ama aslında şehadetin sadece İslam literatürüne has olan Müslümanlara ait bir kavram olduğunu vurguladı.

Tunç konuşmasında, “Herkes birilerine şehit diyor. Unutmamak gerekir ki, şehitlik kavramı birilerinin dayattığı bir kavram değildir. Şehit Kur’an’da Rabbimizin de buyurduğu ‘Sadece Allah yolunda canını feda edenlerdir’ Her fikir ve ideoloji ölülerini şehit olarak adlandırıyor. Şehadet sadece İslam literatüründe olan Müslümanlara ait bir kavramdır.” dedi.

Daha sonra Abdulkadir Gökçen Hoca, Şehit Süleyman Akyüz’ün hayatından kesitler sundu. Gökçen, Şehit Süleyman’ın hayatında ‘İtaat, sabır, cömertlik ve cesaret’ gibi dört önemli hasletin ön plana çıktığını söyledi.

“Biz Müslümanlar şehitleri sadece kitaplardan tanımıştık”

Şehit ve şehadeti yıllar önce hep İslam tarihinde okuduklarını belirten Gökçen, “Allah’a (c.c) ham olsun ki, bizleri bu şehitlere yakın ve bizleri onlara arkadaş kıldı. Onların sevgilerini bizlerin kalplerine yerleştirdi. Bizler bundan birkaç sene önce yani yaklaşık 30 sene önce biz Müslümanlar şehitleri sadece kitaplardan tanımıştık. Yani İslam tarihinde okumuştuk. Fakat Rabbimiz bu yüce kutlu insanları getirip bizim yanı başımıza arkadaş olarak koydu. Biz gözlerimizle onların hayatlarını müşahade ettik. Biz onların nefeslerinin sıcaklığını yanı başımızda hissettik. O şehitlerin örnek hayatlarını anlatmak burada saatlere sığmaz. Biz İslam’ı onların örnek hayatları ile tanıdık.”dedi.

Kısa sürede camianın bütün hasletlerini üzerinde sergiledi

Şehit Süleyman’ın İslami camia ile şehit olamadan bir yıl önce gibi tanışmasına rağmen sanki İslami camianın 70 yıllık bir ferdi gibiymiş camianın bütün hasletlerini üzerinde taşıdığına dikkat çekerek şöyle devam etti:

“Bir gerçek vardır ki Şehitler ölmemiştirler. Onlar her zaman diridirler. Şehit Süleyman ağabey İslami camia ile şehit olmadan bir yıl önce tanışmıştı. Fakat bu bir yıllık sürede hayatına camianın bütün hasletlerini üzerinde taşıyordu. Sanki ömrü 70-80 yıl bu camia içinde biriymiş gibi İslam ehli olma görüntüsü verdi bize. Bu azizlerle bir yatağı, bir sofrayı paylaşmak onlarla beraber cenneti paylaşmaktır. Belki Süleyman ağabey bizim kadar kitap karıştırmamıştı. Ama İslam’ın yolunda ve İslam’ın rehberliğindeki kitaba ne şekilde itaat edilmesini biz ondan öğrendik. İslami davaya ne şekilde itaat edilmesi gerektiğini kitaplarda değil, ondan öğrendik. Sabrı biz onun örnek yaşantısından öğrendik. Süleyman ağabeyin öne çıkan 4 hasleti vardı, İtaat, sabır, cömertlik ve cesaret.”

Şehit Süleyman’ın PKK’liler tarafından İslami yaşantısından dolayı defalarca tehdit edildiğini ancak PKK’lilerin tehditleri karşısında tavizsiz bir duruş sergilediğini aktaran Gökçen, son olarak şunları kaydetti.

“Bir Müslüman’ın izzetli bir duruş göstermesi noktasında nasıl bir cesaret gösterilmesi gerekiyorsa o bize bunu gösterdi. İtaat, sabır, cömertlik ve cesaret’i biz kitaplardan değil, onun örnek yaşantısından öğrendik. Şehit Süleyman öyle bir mahallede oturuyordu ki, o mahalleyi bilen kardeşlerimiz biliyorlar. Şehit Süleyman bizlere izzetli duruşu ile hainlerin ve mürtedlerin ortasında dikili bir ağaç gibi başı dimdik dik, bize bir istikamet gösteriyordu.  Bu gün olduğu gibi o gün de kepenk kapatma eylemleri yapılıyordu. Ama o kepenk kapatmalara aldırış etmiyordu. Zalimlere boyun eğmiyordu.”

Program Şubat şehitlerini ve Şehit Süleyman Akyüz’ü konu alan sinevizyon gösteriminin ardından yapılan dua ile sona erdi.

İLKHA