Gücümüzü aramızdaki kardeşlikten, birlikten, beraberlikten alırsak güçlü oluruz
Mavi Marmara Şehidi Çetin Topçuoğlu’nu anma programında konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, müminlerin, güçlerini aralarındaki kardeşlikten, birlikten, beraberlikten almaları durumunda güçlü olacaklarını söyledi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Mavi Marmara Şehidi Çetin Topçuoğlu’nun mezarı başında düzenlenen anma programına katıldı.
Adana’daki programları çerçevesinde anma programına da katılan Yapıcıoğlu, programda yaptığı konuşmada Mavi Marmara davasında varılan kararı eleştirerek, Müminlerin sadece Allah'a dayanıp tevekkül etmeleri gerektiğini ve ancak, güçlerini aralarındaki kardeşlikten, birlikten, beraberlikten almaları durumunda güçlü olacaklarını söyledi.
Program, Şehit Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Hanımın yaptığı kısa bir giriş konuşması ile başladı.
“Biz üzerimize düşeni yaptık”
31 Mayıs 2010 günü Mavi Marmara gemisinde şehit edilen eşi Çetin Topçuoğlu’nun 4 Haziran günü defnedildiğini belirten Çiğdem Hanım, “Bu yönüyle 4 Haziran tarihi bizim için çok anlamlı bir gün.” dedi.
Topal karınca misali hak adına ortaya koydukları yürüyüşlerini aksatmadan yollarına devam ettiklerini ve bunun için bedel ödediklerini belirten Topçuoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz üzerimize düşeni yaptık. İnsanlar bize ‘Niçin yürüyorsunuz? Yürüyüşle özgürlük mü olur?’ diyordu. İyi o zaman oturalım, bekleyelim, hiçbir şey yapmayalım, oraya gitmeyelim, burada oturup sadece dua edelim. Öyle mi? Hayır, biz olması gerekeni yaptık.”
HÜDA PAR camiasını takdirle karşıladığını ve tebrik ettiğini belirten Topçuoğlu, “Rabbim ecirlerinizin karşılığını versin inşallah. Zor bir süreçten geçiyoruz. Sizler bu zorluğun içinde büyüdünüz. Bizler ise bunları yeni yeni yaşıyoruz. Allah yar ve yardımcımız olsun. Ülkemiz adına yüreğimiz gerçekten çok yanıyor. Her tarafta birileri öldürülüyor bir yerler patlatılıyor. Eğer bunlar mevki, makam için ise Allah rızası için durdurun diyoruz. Yok, eğer gerçekten dışardan bir oyunsa bunlar, bundan dolayı da bizlerin birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi gerekiyor. Allah bu birliğimizi daim eylesin inşallah.” şeklinde konuştu.
“Ölümün ne sebebi vardır ne de çaresi”
Daha sonra söz alan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Çetin Topçuoğlu’nun da diğer bütün şehitler gibi şehadet mertebesine ulaştığından şüphe etmediklerini ve bu şehadetten dolayı Allah’a hamd ettiklerini söyledi.
Yapıcıoğlu, “Şehadetinin yıldönümünde, bugün şehidimizin mezarının başındayız. Bu makama ulaşan kardeşlerimiz adına aslında sevinmemiz lazım. Er veya geç, öyle veya böyle her birimiz bizlerde emanet duran bu canları bir gün teslim edeceğiz. Şundan emin olunuz ki; bu canın tenden ayrılma saati geldiğinde her nerede olursak olalım mutlak surette o can o tenden ayrılacaktır. Bunu durdurabilecek bir güç yoktur. Ölümün ne sebebi vardır ne de çaresi. Zahiren gördüğümüz sebeplerin tamamı aslında Allah'ın (cc) kudret eliyle o ölümün arasındaki bir perdedir sadece. Yoksa O (cc) hem yaşatandır hem de öldürendir. Hem hayatı verendir, hem de ölümü yaratan. Hangimiz daha iyi amel edeceğiz diye bizi sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.” ifadelerini kullandı.
Allah’ın (cc), kendi yolunda öldürülenlere ölüler denilmesini men ettiğini belirten Yapıcıoğlu, Müslümanlar olarak şehit vermiş olmanın kendilerini üzmediğini sözlerine ekledi.
“Eğer anlaşma nedeniyle bu dava düşerse işte ben o gün ağlayacağım”
Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizi asıl üzen şey, bu kardeşlerimizin orada şehit düşmeleri değildir. Filistinli kardeşlerimiz bir kuşatma altındaydı ve o kuşatmayı yarmak için Mavi Marmara filosu yola çıkmıştı. İlk defa siyonistlerin de mahkemelerde yargılanabileceği, haklarında yakalama kararı çıkarılabileceği, hatta haklarında kırmızı bültenler çıkarılabileceği gibi bir hisse kapılmıştık. Mutlu olmuştuk. Mavi Marmara davasının ilk duruşmasından sonra Euronews kanalına kısa bir demeç vermiştim. Bu demecimde şöyle demiştim: ‘Atılan bu adım ileriye dönük atılmış çok büyük ve önemli bir adımdır. Onların da yargılanabilir olduğunu herkes görecektir’ demiştim ve bu mesaj belki 50'den fazla dile çevrildi, pek çok dilde kısa video olarak sosyal medyada, internette yayılmıştı da yayılmıştı. Gerçekten de ümitliydik. Ama ben bir de şunu hatırlıyorum: Dosyanın karara bağlanmasından bir duruşma önceydi sanırım. Çiğdem hanımla duruşma salonunda aramızda kısa bir konuşma geçti. Şöyle demişti kendileri; ‘Biz beraber ter döktük. Mavi Marmara’ya bindik, beraber gittik, kanımızı da döktük, ama gözyaşı dökmedik, dökmeyeceğim de. Ama eğer anlaşma nedeniyle bu dava düşerse işte ben o gün ağlayacağım.’ demişti. Evet, onların şehadetleri bizi üzmüyor, aksine gurur veriyordu. Ancak bizi asıl üzen şey davanın bu şekilde sonuçlanmasıdır. Çiğdem ablamızı ağlattılar ve onunla birlikte koskoca Ümmeti de ağlattılar. Bahaneler bulabilirler. Kuşatılmışlık duygusuyla bunu yaptıklarını söyleyebilirler. Dört bir taraftan saldırıların olduğunu, yolların tıkandığını söyleyebilirler. Bunların hepsi birer bahanedir. Ben onlara da burada bulunan kardeşlerime de şunu söylemek istiyorum. Müminler sadece Allah’a dayanıp tevekkül etsinler.”
“Küfür tek bir millet olup dört bir yandan üzerimize gelirken nedir bu didişmemiz Allah aşkına”
Müminlerin sadece Allah'a dayanıp tevekkül etmeleri tavsiyesinde bulunan ve güçlerini aralarındaki kardeşlikten, birlikten, beraberlikten alırlarsa ancak güçlü olacaklarını belirten Yapıcıoğlu, “Biz kendi aramızda birbirimizle didişirken, son model bilmem beşinci, altıncı nesil savaş uçaklarıyla veya daha uzun menzilli toplarla ya da büyük kitle imha silahlarıyla güçlü olacağımızı zannediyorsak yanılırız. Bu güç, güç değildir. Kardeşlik gibi, birlik-beraberlik gibi bir güç yoktur. İslam ümmetine bir kez daha sesleniyoruz; Aranızdaki haksız, mesnetsiz, manasız bu çekişmeleri bir kenara bırakın. Bütün küfür tek bir millet olup dört bir yandan üzerimize gelirken nedir bu didişmemiz Allah aşkına.” siteminde bulundu.
“Gün birlik olma günüdür”
HAMAS ve İhvan-ı Mûslimin’in Arap liderler tarafından terör örgütleri olarak kabul edildiğini ve bu Müslümanlara yardım ettikleri gerekçesiyle Katar'ın hedef tahtasına konulduğunu belirten Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle bitirdi:
“Basına yansıdığı kadarıyla, Katar yetkilileri HAMAS yetkililerine bir liste vererek şu şu şu isimler Katar’ı terk etsinler demişler ve ‘Biz üzülüyoruz ama uluslararası baskı nedeniyle bunu yapmak zorundayız.’ diye de ilave etmişler. Gerçekten biz birbirimize sahip çıkamazsak, şehitlerimize sahip çıkamaz onların yollarını sürdüremez isek, her birimiz kendi elinde tuttuğu parça ile övünür ve sevinirse… bizi, sofralarında önlerine konulmuş bir yiyecek gibi lokmalara ayıracak ve bir bir çiğneyecekler. Gün beraber olma günüdür. Gün birlik olma günüdür. Rabbim, Çetin kardeşimizin ve diğer aziz şehitlerimizin o pak ve mübarek kanları hürmetine bize birlik olmayı nasip eylesin.”
Program, yapılan duanın ardından son buldu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.