Farklı çeşit ve desenleriyle göz kamaştıran Ahlat bastonu, binlerce yıllık tarihiyle hem ayakta kalan bir sanat, hem de usta ellerde şekillenerek, babadan oğulla geçen bir meslek olarak dikkat çekiyor.

İlçede kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılan Selçuklulara ait birçok tarihi eser, usta elerlin marifetiyle bastonlara işlenerek sanatta dönüşüyor. Artık bir meslek haline getirilen bastonculuk sanatı, diğer sanatlarda olduğu gibi çırak bulunamıyor.

25 yıldır babasından kalan bastonculuk mesleğini icra ettiğini belirten baston ustası Hamdi Karakuzu, hâlâ teknoloji ürünlerinden faydalanmadan tamamen el emeği ve göz nuruyla baston ürettiğini söyledi.

Bastonun, ilçe tarihiyle özdeşleştiğini, babadan oğulla geçen bir meslek haline geldiğini belirten Karakuzu, “Bastonculuk sanatı Ahlat'ta yüzyıllardır yapıla gelen bir meslek haline geldi. Baba mesleğim olan baston sanatını 25 yıldır yapıyorum. Ceviz ağacında aşamalı olara yapılan bir sanattır. En sonda ise vernik vurarak, farklı desenler işliyoruz. Tamamen el emeği ve göz nuruyla yapılıyor. Bir ağaç parçasını farklı aşamalardan geçirerek, bir sanat ortaya çıkarıyoruz. Babam 30-40 yıl bu mesleği yaptı. Bende atölyesine gelerek, bu mesleğe merak sardım ve yapmaya başladım.” dedi.

Bastonun daha çok hediyelik ve süs eşyası olarak kullanıldığını dile getiren Karakuzu, şunları söyledi:

“En ucuz baston bile bir günde zor yapılıyor. Tabi bir taneyle uğraşsak kurtarmaz. Seri olarak çıkarıyoruz. Yaklaşık 50 tane birlikte yapıyoruz. 50 tanesini 25 günde çıkarıyoruz. Uğraş isteyen bir meslektir. Tamamen el emeği ve göz nuruyla yapılıyor. Hem sipariş üzerine yapıyoruz hem de atölyemizde satıyoruz. Hediyelik olarak batı illerine gidiyor. En çok süs eşyası olarak kullanılıyor. Kış aylarında işler biraz düşüyor yaz aylarında işler daha iyidir. Manda boynuzunu da kullanıyoruz. Fakat en ideal olan ceviz ağacıdır. Bir bastonun fiyatı 85 TL ile bin 500 TL arasında değişiyor. Bastonun hammaddesini bulmak biraz zordur.” 

Diğer birçok meslekte çırak bulunmadığı gibi bastonculukta da çırak bulunamadığından yakınan Karakuzu, zor bir meslek olmasından dolayı kimsenin heveslenmediğini, devlet eliyle bu sanatın desteklenmesi halinde çırak yetişebileceğini ifade etti.

İLKHA