Ömer SARUHAN
Her An Korunuyoruz
Bir ara dubleks bir evde yaşıyordum. Bilirsiniz bu tür evler iki katlı olurlar ve içten merdivenlidirler. Bir gün sabah namazına kalkmıştım. Terliğimi giymeye çalışırken bir an sendeledim. Sırtım merdivenlere dönüktü. Yaklaşık yirmi basamak vardı. Düşseydim şayet bir tarafımı kırabilir, hatta ölebilirdim de… İrkildim. Aman Allah’ım bizler her gün ve her an ne tür tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzun farkında bile değiliz. Kaldırımda yürürken, arabada, otobüste veya uçakta yolculuk yaparken, hatta yemek yerken bile hep bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Son dönemlerde sosyal medyada bu tür videolar izleyeniniz vardır. Yolda yürürken bir araba gelip onu ezmekte hatta kimisinin başına yukardan kedi, insan gibi olasılığı çok düşük şeyler bile düşmektedir.
Yani anlayacağınız her an başımıza bir şey gelebilir ve hayatımız sona erebilir ya da ömrümüzün sonuna kadar kötürüm ya da sakat kalabiliriz. Farkında olmasak da büyük tehlikelerle iç içe yaşıyoruz. Fakat pek az şükrediyoruz. Yüce Allah peygamberleri yalanlayanlara A’raf suresinin 97, 98 ve 99. Ayetleriyle tehdit ediyor. Tabi bu tehditler inanmayanlara olmakla birlikte tüm insanlar içinde geçerlidir. Çünkü herkes aynı tehlikelerle karşı karşıyadır. En sevdiğimiz yemeği yerken dahi yemeğin boğazımızda kalıp nefesimizi kesmesi olasılığıyla karşı karşıyayız. Yatağımızda mışıl mışıl uyurken çatının üstümüze çökmesi veya kalp krizi geçirmemiz ya da tükürüğümüzün veya midemizden gelen suyun nefes borumuza kaçmasıyla boğulmamız olası…
Geçenlerde TV’de haberleri izlerken yaşanan bir hadise aslında bizlerin ne kadar da tehlikelerle dolu bir hayat yaşadığımızı ve bundan gafil olduğumuzu gösteriyordu. Ölen yakınlarının cenazesini içine koydukları minibüsle memlekete getirirlerken kaza yapmış ve üç kişi hayatını kaybetmişti. Kim bilir yolda gelirken belki de taşıdıkları cenaze için ağlıyor veya gencecik yaşında göçtüğünden söz ediyorlardı. Kendilerinin de onunla birlikte gömülecekleri akıllarının uçundan bile geçmiyordu.
Çok karamsar bir tablo çizdim değil mi? Bunca tehlike içinde yaşarken insan hayattan zevk alıp mutlu olabilir mi? Ya da ne yapmalıyız?
Mutlu olabilir miyiz sorusunun cevabı aslında çok açık… Yani çok tehlikeli bir hastalıktan kurtulan veya ölüm tehlikesi atlatan veya kötürüm iken şifa bulan birisinin yaşadığı mutluluğu tahmin edebiliyor musunuz?
Çok sıkıntılı bir durumdan çıktığınızda yaşadığınız sevinci bir düşünün… işte her an yüz yüze kaldığımız tehlikelerden kurtuluşumuz bizlere bu mutluluğu yaşatabilir. Yeter ki bunun farkında olalım.
Ne yapmalıyız sorusuna gelince; Şunu unutmamalıyız ki Yüce Allah her an bizleri koruyor. Yüz yüze kaldığımız onca tehlikeyi bizlerden savıyor. Korumasını üzerimizden çektiği anda belalar ve musibetler yağmur gibi üzerimize yağacak… Çünkü bizim bir an sonrasını bilmemiz bile imkânsız. Dolayısıyla tedbir almamız da olası dışı. Her şeyimizi her şeyi bilen ve gören Allah’a borçluyuz. Bunu asla unutmamalıyız. Yüce Allah’ın bizleri gözetip korumasından dolayı da mutlu ve bahtiyar olmalıyız. O’na olan şükrümüzü O’nun emir ve yasaklarına riayet ederek eda etmeli ve hayatımızı O’nun istediği doğrultuda yaşamaya gayret etmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.