Hilkate Dönüş
Hamd, tüm güzelliklerin sahibi olan Allah’a, selât ve selam “en güzel ahlak üzerine” gönderilen Hz. Muhammed’e, âline, ashabına ve ona tabi olanların üzerine olsun.
Hamd, tüm güzelliklerin sahibi olan Allah’a, selât ve selam “en güzel ahlak üzerine” gönderilen Hz. Muhammed’e, âline, ashabına ve ona tabi olanların üzerine olsun.
Ahlak, bir toplumun huzur içinde yaşaması için gerekli olan temel kurallardır. Onsuz bir toplumun var olması ve devam etmesi imkansızdır. Ahlak bir toplumun güven ve huzur içinde yaşaması ve bu yaşamın idame edilmesi için gerekli olan en temel şartlardan biridir.
Tarih boyunca en mutlu toplumlar, ahlak kurallarına en çok riayet eden toplumlardır. Tarih boyunca insanlar farklı inançlara sahip olsa bile, herkesin fıtrattan gelme ahlak kurallarına uyumu zorunluluk arz etmiştir.
Bizden önceki bazı toplumların helak olmasına sebep olan unsurlardan başında toplumun geneline sirayet eden ahlaki yozlaşmadır. Tarih boyunca inançsızlık, yaşanılan ahlaki yozlaşmanın bir sonucu olarak gelişmiştir. Bundan ötürü İslam peygamberi inanca verdiği önem kadar, ahlaka önem vermiş ve bu konuda ümmetini uyarmıştır.
Peygamber efendimiz, son peygamber olarak gelişinin temel amacını güzel ahlakı tamamlamak olduğunu ifade ediyor. Nitekim Hz. Ebu Hüreyre, Peygamber efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”[İmam Ahmed]
Peygamber efendimiz diğer peygamberlerden inanç noktasından farklı bir emir ve nehiyle gelmemiştir, fakat ahlak ve ibadetler noktasında yeni hükümlerle gelmiştir. İslam’ın vacip kıldığı diğer tüm hükümlerde, insan ahlakının varlığını muhafaza ve artırmak içindir. Bundan ötürü peygamber efendimiz insanların en hayırlısının güzel ahlaka sahip olanların olduğunu ifade etmiştir.
Ebu Hüreyre, Peygamber efendimiz şöyle dediğini rivayet eder: “Sizin en hayırlınız, ahlakı en iyi olandır.” [İmam Ahmed]
Bundan ötürü peygamber efendimiz bir başka hadiste şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü mizanda en ağır gelecek olacak şey güzel ahlak olacaktır.”[İmam Tirmizî]
Peygamber efendimiz güzel ahlak sahibini, daimî oruçlu, ibadet edenle kıyaslamıştır. Hz. Ebu Derda, Peygamber efendimizin şöyle dediğini rivayet eder: “Kişi güzel ahlakıyla, daimî oruç tutan ve ibadet eden kişinin makamına ulaşır.”[İmam Tirmizî]
İslam’ın en bilindik ahlakı, insanın verdiği sözün arkasında olmasıdır. İnsan ilk olarak, Allah’a ezelden verdiği sözü yerine getirmeli sonra insanlara verdiği sözü yerine getirmeli. Çünkü rabbinin sözünü çiğneyen kişi, onun kullarını sözünü çiğnemde daha cesaretli olur.
Ahlak, Allah’ın yarattığı fıtrat üzerine olmak ve kalmaktır.
Ahlak, bu dünyada insan olarak yaşamaktır.
Ahlaksız bir toplumun sonu uçurum ve bataklıktır.
Peygamberimiz gelmeden önce ki döneme Cahiliye devri denenmesinin sebebi var olan ahlaksızlıktan dolayıdır; Kız çocukların diri diri gömülmesi, evliliğin çeşitleri vs.
Maalesef günümüz insanlığın yaşamış olduğu en temel sorun ahlaksızlıktır. Bunlardan daha kötü olanı ise, yapılan ahlaksızlığın özgürlük adı altında yapılmasıdır.
İslam düşmanları toplumları bölmek ve parçalamak için, onları hedeflerden yoksun bırakmak ve insanın sadece zevk ve nefsini tatmin eden bir varlık olarak göstermek için her türlü yolu meşru görüyor. Günümüz Müslümanlarının en büyük eksikliği de maalesef bu alanda.
Ticarette, sosyal hayatta, aile hayatında ve çevremizle olan ilişkilerimizde kaybettiğimiz birçok ahlaki değer var. İnsanların günümüzde en çok kandırıldığı konu ise güya modern dönem insanı olduğunu düşünmesidir.
Hiçbir insanın kendisini hiçbir şekilde emniyette hissetmediği günümüzü Modern olarak görmesidir. Bize teknoloji diye sunulan her alette maddi ve manevi değerlerimizi kaybettiğimiz, üretilen her maddenin içinde hastalık yapacak bir maddenin bulunması ve musluktan içtiğimiz suyun ve yediğimiz ekmeğin bile türlü türlü zararlar barındırdığı bir döneme “Modern” demek ne kadar doğru olur?
Uzaya çıkılan bu dönemde bile, uzaya çıkmanın sebebi olarak farklı bir yaşam alanı bulmak ve oraya göç etmek. Yıktıkları dünyayı, sanki onlar yıkmamış gibi başka dünyalar aramak. İşte ahlaksızlık tam olarak budur.
Ahlak, İslam’ın temel taşlarındandır. Onun için İslam toplumlarında sadece Müslümanlar değil, gayri Müslümanların bile huzur içinde yaşamışlardır.
Modern insan ise, her yere kamere takılmasına rağmen kendi evinde bile huzur içinde kalamamaktadır. Bunun sebebi sizce nelerdir?
Ahlaksızlık mıdır yoksa insanın eğitimsizliği midir?
Ahlaksızlıksa ahlak dediğimiz şeyi belirleyen nedir?
Akıl mı inanç mı?
Eğer akıl ise o zaman her kesin ben akıllıyım dediği bu dönemde bu ahlaksızlık neyin nesi?
Eğer eğitim ise dünya tarihinde en çok okuma yazmanın olduğu bu dönemde yaşadığımız ahlaksızlıklar neden?
Ahlak, ancak ve ancak bir ilahi buyruğun insanlarda tam oturmasıyla oluşabilir. Günümüzde Allah’sız ahlak peşinde olanlar sadece çevrelerine baksalar, O’nsuz birey ve toplumların nizam içerisinden olamayacağını göreceklerdir.
Ahlak, insanın yaratıldığı şey üzerine kalmasıdır. Onun için ahlak ile yaratma fiilleri aynı köktendir. Onun için ahlak, hilkat üzerine kalmaktır.
Bugün evrene müdahale insan için nasıl zararlı ise insana, insanın fıtratına müdahale de aynı şekilde zararlıdır. Zira evrenin bozulması, ilkin insanın bozulmasıyla başladı. Çünkü yeryüzünü Allah’u Teâla insanlığın hizmetini bıraktı. Hizmeti ahlaksızlar devralınca, evren bozuldu.
Ahlak, yaratılış düzeni üzerine kalmaktır. Hem insan hem evren. Ahlak, hilkat üzere kalmaktır.
Peygamber efendimiz, yaratıldığı ahlak üzere sabit kaldığı için Allah’u Teala ona: “Muhakkak sen güzel bir ahlak üzeresin”[Kalem- 4] diye hitap etmiştir.
İşte bugünkü Müslümanın asli görevi, Hilkate dönüş hareketini başlatması ve çalışması.
Ey Allah’ım bizi ilk hilkatimize döndür.
Ahmet Karaduman
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.