HÜDA PAR Genel Sekreteri Demir: Elektrik meselesi Türkiye'nin en sancılı alanlarından bir tanesidir
Katıldığı bir TV programında gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Şehzade Demir, faturaların kabarık gelmesi ve sıklıkla elektrik kesintilerine dikkat çekti.
Demir, Rehber TV’de Olcay Ersoy’un sunduğu “Rehber Gündem” programına katılarak iç gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Doğu ve güneydoğuda günde 4-5 saat elektrik kesintilerinin yaşandığına dikkati çeken Demir, elektrik dağıtım şirketlerinin hakkıyla denetlenmesi gerektiğini kaydetti.
Demir, "Elektrik meselesi Türkiye'nin en sancılı alanlarından bir tanesidir. Normalde devletin vatandaşlarına karşı çok ciddi bazı temel sorumlulukları vardır. Can, mal, din, akılın ötesinde vatandaşın sağlığı ve vatandaşın temel ihtiyaçlarının karşılanması nasıl sorumluluk ise bize göre elektrik de bunlardan bir tanesidir. Faturaların bu kadar kabarık olması ciddi olarak sorgulanmalıdır. Normalde elektrik üretiminin maliyetinin vatandaşlara yansıması lazım onun ötesinde elektik faturasının vatandaşları sömürmeye veya hazinenin en önemli girdi kelemi haline getirilmesine hiç gerek yoktur. Bu vatandaşlara çok ağır gelmekte. Bu durum devletin sorumluluğunu yerine getirmeme noktasına gelmiştir. Elektriğini kendisi üreten bir ülkede elektrik faturasının bu kadar yüksek olması çok ciddi bir handikaptır. Elektrik faturasının yüksek gelmesi toplumun bütün kesimini etkiliyor ve çok ciddi haksızlığa ve zulme dönüşüyor. Elektrik dağıtım şirketleri üzerinden insanlara yapılan baskılar, dayatmalar, keyfi uygulamalar artık insanların canını bezdirmiş. Bize göre bu noktaya artık bir neşter atılması lazım." dedi.
"Dağıtım şirketlerine ülkede kimse hesap kesemiyor. Her türlü uygulamaları vatandaşlara bir şekilde dayatıyorlar." diyen Demir, "Vatandaşlar bunlara karşı hak arayamıyor. Keyfi ve diğer uygulamaların sebeplerini öğrenemiyor. Özellikle doğu ve güneydoğuda dağıtım şirketleri halka çok ciddi ıstırap yaşatmaya başlamış. Gelen yüksek elektrik faturalarında kayıp kaçak oranlarının yükselmesi mümkün değil. Dağıtım şirketlerinin yaptığı uygulamalar keyfi bir durumdur. Dağıtım şirketlerine yönelik denetim ve kontrol sürecinin yürürlüğe girmesi lazım. Türkiye’de elektrik ve doğalgaz ana girdi kaynaklardır. Elektrik faturaların çok yüksek olması otomatik bir şekilde bütün sektörlere yansıyor. Hayat pahalılığın en önemli sebeplerinden bir tanesi girdi maliyetleridir." ifadesini kullandı.
“Doğu ve güneydoğuda günde 4-5 saat elektrik kesintileri var”
Doğu ve güneydoğu bölgelerinde sık sık yaşanan elektrik kesintilerine de değinen Demir, şunları kaydetti:
Elektrik dağıtım şirketi neresidir, nedir? Bunları kim denetliyor? Denetimlerin sonuçları neden kamuoyuyla paylaşılmıyor.? Bu sorunun sebepleri neden irdelenip şeffaf bir şekilde halkın önüne konulmuyor? Doğu ve güneydoğuda günde 4-5 saat elektrik kesintileri var. Çünkü elektrik üretimi düşüktür ihtiyacı karşılayamıyor diye kesiyorlar. Yapılan açıklamalarda bir saat kesileceği söylenirken, bakılıyor ki 5-6 saat yayabiliyor. Geçen dönemde Batman'da yaklaşık 40 köyün artezyen kuyularını besleyen elektriklerin şalterleri indirildi ve köyler susuz bırakıldı. Yüksek elektrik maliyetleri nedeniyle elektrik ile sulama yapan çiftçilerinde şalterleri kapatılarak çok ağır cezalar verilebiliyor. Bu yüzden mahsuller kuruyor ve ziyan oluyor. Bu soruna genel bir inceleme olması gerekiyor. Bu sorun Türkiye'de adaletin sorgulanmasına, hükümetin samimiyetinin sorgulanmasına gitmiş. Hükümetin bu sessiz tutumuna karşı kafamızda gerçekten çok ciddi şüpheler var. Halk şunu da söylüyor; 'Devlet bütün güçleriyle bu dağıtım şirketlerinin arkasında duruyor, sahip çıkıyor ve onlarla birlikte ev baskınlarına gidiyor.’ Birçok noktada bu dağıtım şirketleri talep ettiği zaman hükümet bunların arkasında duruyor. Peki, vatandaşın arkasında kim var mağduriyetini kim giderecek? Bu sorun nasıl giderilecek kimse bunlara bakmıyor. Dağıtım şirketleri Şırnak'ta veya başka yerlerde trafoları okulların avlusuna koyabiliyor. Bu konuda Cizre'de çok sayıda kişi şikâyette bulundu. Bu okullardaki trafoların etrafı örülmemiş ve yüksek gerilim kabloları olmasına rağmen ortalıktadır. 6 Eylül’de okullar açılacak ve öğrenciler o trafolarla birlikte eğitim alacak. Bu da insan hayatını ciddi anlama tehlikeye atan bir durumdur. Bu noktada birçok şikâyet olduğu halde hükümet dağıtım şirketlerinin bu uygulamalarının üzerine gitmemiş ve engel olmamıştır.
Yoksul ve ihtiyaç sahibi olan insanlar için elektrik faturalarının çok yüksek olduğunun altını çizen Demir, "Kaçak kullanım var fakat bunun makul bir şekilde üzerine gidilmesi, tedbirinin alınması yönünden de bir arayışın olması lazım. Biz kaçak kullanımının da karşısındayız ancak yüksek elektrik faturaları hakikaten günlük temel ihtiyaç olan elektrik için yoksul olan insanlar için çok maliyetlidir. Yüksek elektik faturaları ister istemez halkı mağdur ediyor. Sadece vatandaşı suçlamak doğru bir şey değildir. Daha çok yoksul şehirlerde mahallelerde asgari ücretin altından geçinen insanların çoğunlukta olduğu yerlerde kaçak elektrik kullanımı yaygındır. Kaçak kullanım varsa bu kaçakçılığa zemin hazırlayan uygulamanın da sorgulanması lazım. Bugün Türkiye'de çok ciddi bir elektrik sorunu var. Hükümet buna acilen el atmalıdır. Yoksa çok ciddi bir sosyal patlamalara gelmiş. Çiftçiler birçok yerde dertlerini ifade edebilmek için yol kesiyor. Bana göre bunun en önemli sorumlusu hükümettir, yetkililerdir, vatandaş değildir.” diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.