Hukukçulardan STK'ların faaliyetlerini kısıtlayıcı kanuna tepki
"Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" Resmî Gazete'de yayımlanırken hukukçulardan tepkiler gelmeye devam ediyor.
Adana Barosundan Avukat Hakan Özbay, yaptığı açıklamada, "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanunu" adı altında yardım faaliyetlerini kontrol altına almanın iyi niyetli bir adım olmadığını söyledi.
Özbay, "Kitle imha silahlarının yayılmasını önlemek isterken, insani yardım faaliyetlerinin nasıl yapılacağı, kurallara uymayanların ne tür yaptırımlara tabi tutulacağı gibi bir düzenlemenin getirilmesi, hukuk mantığına uymuyor." diye konuştu.
Kabul edilen kararla birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) alacağı kararlara uyma konusunda bir zorunluluk getirildiğini ifade eden Özbay, "Onların terörist olarak ilan ettiklerine bizim de yaptırım uygulamamızı istiyorlar." ifadelerini kullandı.
İnsanlığın refahı için hareket ettiklerini öne süren BMGK ve 5 daimî üyenin envanterlerinde gelişmiş kitle imha silahlarının bulunduğunu kaydeden Özbay, ABD gibi bir ülkenin kitle imha silahını kullandığını ve katliam yaptığını hatırlattı.
Kanunun insan aklıyla alay ettiğini vurgulayan Özbay, "Zira hem kitle imha silahı üretme diyecekler, kendileri de en gelişmiş kitle imha silahlarına sahip olacaklar. Bu açık bir şekilde alay etmektir." diye konuştu.
Kanunla beraber Türkiye ya da dünya çapında yardım yapan bir kuruluş, BMGK tarafından kurulan komisyona hesap vermek zorunda olacağını vurgulayan Özbay, "İnsani faaliyetlerin tamamı BMGK tarafından denetlemeye açık ve müsait duruma getirilecek. Dolayısıyla BMGK’nın terörist olarak gördükleri kurumların faaliyetleri sonra erecektir. Yardımı yapan, maddi veya manevi insani yardımlara destek olanlar, terörist muamelesi görecektir." dedi.
"Cumhurbaşkanlığı, BMGK’nın kararına uymakta zorunlu hale geliyor"
"Avrupa’nın kötü dediğine biz neden kötü diyelim? Bizim kendi akli melekelerimiz yok mu? Kendi kural ve kıstaslarımız varken, neden batının ağzına bakalım?" diye soran Özbay, "Cumhurbaşkanlığı, BMGK’nın kararına uymakta zorunlu hale geliyor. BMGK’nın aldığı kararları biz de ivedi bir şekilde Resmî Gazete’de yayınlamak zorunda kalacağız. Dolayısıyla bizim hakkımızdaki kararları BMGK almış oluyor. Bizde onların memuru gibi söylenileni yapmak zorunda olacağız. Bu durum ülkemizin egemenliğini BMGK’ya vermektir." ifadelerini kullandı.
Bu tasarının bağımsızlığımızın zarara uğramasına neden olacağını da belirten Özbay, "Kendi vatandaşımız hakkında kararı neden BMGK alsın? Eğer bu kanun teklifi veto edilmezse, yeni bir Halkbank hadisesi yaşanabilir. Ülke güvenliğimiz açısından durum çok önemlidir." şeklinde konuştu.
Özbay, "Ülkemizde faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşları yaptıkları çalışmaları bulundukları illerde ki valiliklere bildiriyorlar. Her ilde bulunan Dernekler Müdürlüğü, yapılan faaliyetleri denetliyor ve kontrol ediyor. Buna rağmen neden BMGK’nin belirleyeceği kurul, yardım faaliyetlerimizi denetlesin?" dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.