İhlâsı kısa ve öz olarak şöyle tarif edebiliriz: Her şeyi Allah rızası için, Allah Teâla’yı hoşnut etmek için yapmak, yapacağımız bir şeyi sadece ve sadece O’nu razı etmek için yapmak, başka bir beklenti ve hesap içerisinde olmamaktır.

Başlangıçta Rabbimizi razı etmek için yaptıklarımızı daha sonra başka bir şeye tahvil etmemek, dönüştürmemektir.

İhlâs konusunda kendimizin hangi noktada durduğumuzu da yine en iyi kendimiz biliriz.

Yaklaşmakta olan Ramazan ve şu günlerde nafile olarak tuttuğumuz oruçlarımız bizler için en güzel ihlâs imtihanı olacaktır.

Aslında ihlâs ve buna benzer güzel sıfatlar bütün müminler için geçerlidir, her bir mümin bu güzel sıfatlarla donanmalıdır. Fakat bazı sıfatlar bazı Müslümanlar için çok daha önemlidir. Herkes adil olmalıdır fakat yöneticilerin, hâkimlerin adil olmaları çok daha önemlidir.

Bütün müminler cömert olmalıdırlar fakat zenginlerin cömert olmaları daha güzel değil midir?

Hayâ herkes için güzel bir sıfattır, fakat bir bayan için çok çok daha güzel bir sıfattır. Bu misalleri çoğaltabiliriz.

İhlâs ve samimiyet de her bir mümin için güzeldir. Fakat aktif müminler için, koşuşturan müminler için çok daha önemlidir.

İhlâs, Aziz İslam davası için faaliyet gösteren, yol kat eden müminler için olmazsa olmaz bir sıfattır. Ümmetin bütününü yakından ilgilendirmektedir.

Çünkü İblis ve dostları sadece ihlâslıları yolundan çeviremez, saptıramaz ve etkileyemez.

“(İblis) dedi ki; Rabbim, beni azdırmana karşılık ben de ant olsun yeryüzünde (kötülükleri) onlara süsleyip bezeyeceğim ve muhakkak ki onların hepsini ayartıp yoldan çıkaracağım. Ancak onlardan ihlâsa erdirilmiş kulların müstesna.” (15/39-40)

“(İblis) dedi ki; senin izzetine yemin ederim ki, ben de artık onların hepsini muhakkak azdıracağım. İçlerinden ihlâsa ermiş kulların müstesna.” (38/82,83)

Aktif Müslümanların kesinlikle ihlâs sıfatıyla donanmalarının gerektiği bu ilâhi kurlardan anlaşılmış olmalıdır.

Bugün camia olarak İslam adına eğer somut mesafeler alınmışsa, çalışmalarda güzel bir noktaya gelinmişse biz bunu kardeşlerimizin ihlâs ve samimiyetine bağlıyoruz.

Camianın faaliyetlerini merak ederek dışarıdan izleyenler de aynı kanaate varmışlar ve bunu ifade etmektedirler.

Bundan sonraki faaliyetlerimizde, özellikle yeni adım atacağımız bütün alanlarda ihlâsımızı sürdürmeliyiz, özellikle ihlâsımızı bu yeni alanlara taşımalıyız.

Aziz İslam davası ve bu davanın somutlaştığı Peygamber Sevdası bizim her şeyimizdir ve hiçbir şey bundan öncelikli değildir.

Hatta başta siyaset olmak üzere bundan sonra adım atacağımız her alan, sadece bu aziz davamız için olacaktır.

Unutmayalım, siyasi çalışmalar bizim faaliyet alanlarımızdan sadece bir alan olarak kalacak, derneklerimizden bir dernek, platformlarımızdan bir platform olarak kalacak.

Hiçbir zaman kendimizi tamamen siyasete, özellikle günümüz siyasetine kaptırmayacağız, partici olmayacağız.

Özellikle camia içerisinde İslam adına ağzına baktıklarımızı, gözüne baktıklarımızı, İslam’ı kendilerinden öğrendiklerimizi, kendilerini Peygamber Sevdasına adayarak bunun sözcülüğünü yapanlarımızı aktif siyaset sahnesinde göremeyeceksiniz.

Hangi alana adımımızı atarsak atalım oraya Müslüman kimliğimizle, ihlâsımızla adım atacağız. Bu sadece siyasi alan değil, ticaret, kültür, sanayi ve üretim alanları olabilir.

Yani ihlâs imtihanımız bütün alanlarda olacaktır.

Ve içinde bulunduğumuz günler, ihlâs ve samimiyetimizi güçlendireceğimiz günlerdir.