İlahiyatçı Baytar: “Kur’an-ı Kerimi yaşayabilmenin yolu öğrenmekten geçer”
İlahiyatçı Mehmet Emin Baytar, bu yıl Coronavirus tedbirleri kapsamında camilerde Kur’an dersi verilemeyeceğini anımsatarak evlerin birer Kur’an kurslarına dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı, her yıl örgün eğitimin tatile girdiği dönemde cami ve Kur’an kurslarında açtığı ‘Yaz Kur’an Kursları’, yeni tip Coronavirus (Covid-19) salgınına karşı alınan tedbirler nedeniyle bu yıl uzaktan eğitim yöntemiyle başladı.
Bu sene Coronavirus nedeniyle Kur’an kurslarının evlere taşınacağını belirten İlahiyatçı Mehmet Emin Baytar, ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.
Salgın nedeniyle yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğini ifade eden Baytar, "Pandemi sebebiyle birçok konuda değişik haller yaşadığımız gibi bu sene itibariyle her yıl yaz mevsimine girmekle beraber gül bahçesine, gülistana dönüşen çocuk cıvıltılarıyla adeta park alanına dönüşen camilerimizde maalesef Kur’an kursları bu sene itibariyle verilemeyecek. Bunun elbette değişik hikmetleri vardır. Bundan da bir ders, ibret almak lazımdır. Şunu unutmuyoruz; Müminin hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmaması lazım, kapılamaz öyle bir hakkı yoktur. Müslüman hiçbir zaman karamsar olamaz, hangi sıkıntı durum olursa olsun Müslüman her durumda bir çözüm üretebilecek bir kapasiteye sahiptir. Müslüman çözüm üreten kişidir.” dedi.
“Her bir ev Kur’an kursuna dönüştürülebilir”
Aile bireylerinin kendi evlerinde Kur’an dersi verme vazifesini üstlenmek zorunda olduğunu belirten Baytar, şöyle devam etti:
“Camilerimiz, Kur’an kursları kapalıdır. Tedbir amaçlı çocuklarımızı gönderemeyeceğiz ama bu çözümsüzlük demek değildir. Bu noktada her bir ailenin, mümin kardeşimizin elbette çocuklarıyla alakalı olarak sorumlulukları vardır. Şunlar çok rahatlıkla yapılabilir ve yerine getirebilir; her bir ev, hane bir Kur’an kursuna dönüştürülebilir. Bu mümkündür, zira birçok ailede Kur’an-ı Kerimi güzel bir şekilde okuyabilen, Kur’an-ı Kerimin tedrisatını, dersini verebilen birileri mutlaka vardır. Bu noktada eğer baba bunu biliyorsa bu ders halkasını oturtabilir, bunu gerçekleştirebilir. Eğer kendisi müsait değilse evin hanımı bu vazifeyi üstlenmelidirler ve üstlenmek zorundalar. Aile içerisinde bir abla ve abi de olabilir.”
“Kur’an-ı yaşayabilmenin yolu Kur’an-ı Kerimi öğrenmekten geçer”
Konuşmasının devamında Baytar, “Kur’an-ı Kerim dersini bilen her kim varsa mutlaka ve mutlaka Kur’an-ı Kerim dersini oturtmalı, oturtmak zorundadır. Zira Resulullah Efendimizin veciz ifadeleriyle ‘Şüphesiz ki sizin en hayırlınız; Kur’an-ı öğrenen ve öğretendir.’ Bu durumda aile içerisinde bu iki fonksiyonu yerine getirmek zorundayız. Kur’an-ı Kerimi okumasını bilen varsa bunu öğretmeye çalışmalıdır. Zira Rabbimizin biz Mümin kullarına apaçık mesajıdır. Kur’an-ı Kerimi okumak, anlamak ve onu yaşayabilmenin yolu Kur’an-ı Kerimi öğrenmekten geçer.” diye konuştu.
“Çocuklarımızı Kur’an iklimi ile tanıştırmak zorundayız”
Evlerin birer Kur’an kursuna dönmesi gerektiğini vurgulayan Baytar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kur’an-ı Kerimi ya öğrenen ya da öğreten kişi olacağız. Aile içerisinde bu sistemi oturtmak durumundayız. Bu vesileyle biz çocuklarımızı Kur’an iklimi ile baş başa bırakabiliriz. Kur’an ikliminden uzak tutmamış oluruz. Mutlak surette ailelere, kardeşlerimize düşen görev aile içerisinde bu konuda mutlaka ama mutlaka Kur’an-ı Kerim dersini oturtmalarıdır. Evlerimizi adeta bir Kur’an kursuna dönüştürmek durumundayız. Bunu aile içerisinde bilen yoksa mutlak suretle komşularımızdan ve yakın çevremizden destek almalıyız. Birileri biliyorsa aynı bina içerisinde mutlaka bilen biri vardır. Bu şekilde de olsa çocuklarımızı Kur’an iklimi ile tanıştırmak zorundayız. Bu iklimden onları mahrum etmemeliyiz.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.