İnzar Dergisi 110. sayısı çıktı
Aylık ilim ve kültür dergisi İnzar'ın Kasım 2013 sayısı çıktı. 10 yılını geride bırakan İnzar Dergisi bu ay "Kerbela" dosyası ile okurlarıyla buluşuyor.
İSTANBUL- Aylık ilim ve kültür dergisi İnzar'ın Kasım 2013 sayısı çıktı. 10 yılını geride bırakan İnzar Dergisi bu ay "Kerbela" dosyası ile okurlarıyla buluşuyor.
Derginin editör yazısında; "Kerbela faciasının yeni bir sene-i devriyesindeyiz. Aslında bayram olarak kutlanması gerekip de bizler için bir matem ayına dönüşen Muharrem'in onunu yani Aşura'yı idrak ediyoruz. Muharrem'in onu ile ilgili çok şeyler yazıldı. Çok mersiyeler ve ağıtlar yakıldı. Şüphesiz İmam Hüseyin ve yarenleri kıyamete kadar üzerine ağıtlar yakılmaya değerdir. Tıpkı hasis bir dünya metaı için Resul'ün ehl-i beytinin körpelerini boğazlayan zihniyetin ve bu zihniyetin sahiplerinin kıyamete kadar lanetlenmeyi hak ettikleri gibi… Şex Abdurrahman-ı Aktepe'nin de ifade ettiği gibi Yezid ve avanesi "ebedi lanet ve takbihlere müstahak olmuşlardır" sözlerine yer verilmiş.
Kasım sayısından kısa kısa
İnzar Dergisi'nin Kasım 2013 sayısındaki konularına özetle bakacak olursak;
Mehmet Şenlik, hem Aşura'yı hem Kerbela faciasını ve hem de İmam Hüseyn'i işlemiş. İmam Hüseyn'i ve İmam Hüseyn'in katillerini iyi tanımamız gerektiği ve bu zihniyete karşı takınmamız gereken İmani duruş üzerinde durmuş.
Abdulkadir Turan ise; Kerbela acısı adı altında İmam Hüseyin ve yarenlerine reva görülenleri sıralayarak zihniyetlerini ve bunları reva görenlerin bırakın imanı insaniyetten ne kadar uzaklaştıklarını işlerken önemli bir noktaya temas ediyor. Ehl-i sünnetin de en Şia kadar bu faciayı sahiplenmesi gerektiğini ifade ederken Şia'nın bu faciayı ruhuna uygun olarak ümmet arasında tefrika yaratmak maksadı ile değil tam aksine İmam Hüseyin'in yaptığı gibi ümmeti uçuruma sürükleyenlerin, dini devletin hizmetine sokmaya çalışanların karşısında yer alıp ümmeti birleştirici bir vakıa olarak değerlendirilmesi gerektiği mesajını dillendiriyor.
Zülfikar Fırat da İmam'ın kıyamındaki mesuliyet hakikatine dikkat çekiyor.
Faruk Hamza temenninin açgözlülüğü çağrıştırdığını bunun ise insanın mürüvvetine zarar verdiğini ve temenni eninde sonunda hasedi doğuracağından bir müminin uzak durması gereken bir ahlak olduğunu Nisa suresinin 32. ayetinin tefsiri ile dile getiriyor.
Mehmed Göktaş ise dünyanın tamamının ne değer ifade edebileceğini dolayısıyla dünyanın hasis bir cüzü için insanın kendisini, vaktini heder etmemesi gerektiğini İmam Gazali'nin Nizamülmülk'e yazdığı mektupla da destekleyerek işliyor. (Hamdullah Sevim - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.