Mehmet GÜLSEVER
Kayyum ikame eder mi?
Başarılı olma dışında bir seçeneğinizin olmadığı bir süreç. Bizlerin mutlaka başarı beklediği bir yönetim dönemi…
Bilindiği gibi HDP'li belediyelerin birçoğuna kayyum atandı. Doğrusu biz seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini hep söyleye durduk. Ancak bölgede yaşayan ve bölgeyi iyi bilen biri olarak HDP'li belediyelerin de kendilerini feshettirmek için ellerinden geleni artlarına koymadıklarına şahitlik edenlerdenim.
Tek partili CHP uygulamalarına rahmet okutan uygulamalar içine girdiler. Bu yasa dışı ve ahlak dışı uygulamalarını yazmak başlı başına bir araştırma konusu. Ancak kısaca değinecek olsak; belediyelerinde muhalif bir çaycı veya çöpçü bile bulamazdınız. Kandil'in onaylamadığı bir tek ihale alınmamıştır. Başta peygamber efendimize hakaret afişleri olmak üzere halkımızın inancına saldırının her türlüsünü her türlü enstrümanla yapmaktan bir an bile geri kalmadılar. Bölgedeki iş adamları ve müteahhitlerin tamamından baskı ve tehdit ile “partiye” adı altında dağ adına ikinci vergiyi almışlardır. Belediye çalışanlarından ve belediyeye işi düşen herkesten istisnasız haraç ve rüşvet almışlardır.
Birkaç yıl önce dershanesinin basit bir tadilatı için yasal bedelin dışında kandilin payına otuz bin lira istenen bir arkadaşım adına onlara yakın olan bir akrabamdan aracı olmasını istedim. Yenişehir Belediye Başkanı'na yakın biri olduğu için “gider kapısını tekmeler gereğini yaparız” dedi. Bir süre sonra “iyisi mi siz gidin o bedeli ödeyin. Aksi halde işiniz olmaz. Belediyede biri Kandil olmak üzere iki başlılık var” dedi. Dershanesinin tamamı otuz bin lira etmez dedimse de sonuç alamadık. Bilahare arkadaşımdan bir müdüre bir miktar para vererek sorununu çözdüğünü duydum.
Yukarıda verdiğimiz örneklerin tamamını bölgeden herkesin çok iyi bildiği, yaşadığı ve hatta kanıksadığı bir uygulama.
Şanlıurfa yıllar önce gelişmişlik açısından HDP'nin yirmi yıldır yönettiği Diyarbakır'dan çok geride olduğu halde bu gün Diyarbakır'ın Şanlıurfa'nın çok gerisine düşmüş olması HDP zihniyetinin belediyecilik yeteneğini ortaya koyması açısından can alıcı bir örnektir.
Keşke siyasi gerekçelerle değil de çok öncesinden bunca rüşvet, yolsuzluk, kanunsuzluk ve usulsüzlükleri üzerine gidilip soruşturmalar sonucu yasal işleme tabi tutulmuş olsalardı.
Nihayetinde bu gün kayyumlar atanmış ve süreç oldukça önemlidir. Eğer kayyumlar başarılı bir performans sergileyebilirlerse ve HDP'li belediyelerin bütün yanlışlarını doğrusuyla ortaya koyabilirlerse; eminim ki halk bu gerçeği görür ve “seçimini” ona göre yapar.
Yok, eğer kayyumlar da bölgeyi başarısız, kaygısız, niteliğine bakmaksızın “benim adamım yerleşsin” mantığında, kişisel ve ailevi çıkarları önceleyen, sadece itaatkâr yalaka tipleri yöneticiliğe atayan bölge siyasetçilerinin ağzına bakarak iş yaparlarsa; eyvah ki nasıl eyvah! O zaman da halkı kazanmayı bir yana bırakın onları tamamen HDP/PKK'nin kucağına itmiş olursunuz.
Esasen bu sorunu dile getirmemizin sebebi de yukarıda belirttiğimiz “siyasi talan” emarelerinin belirmiş olmasıdır. Bu tehlike halk arasında iyiden iyiye hissedilmeye başlandı ve henüz vakit varken müdahale edilmesi gerekir.
Geçenlerde kayyumun atandığı bir belediyenin yeni atanmış daire başkanlarını ziyaret ettik. Kendilerine “başarılı olma zorunluluğu” fikrimizden bahsettik. Doğrusu bu atamalarda daha doğru tercihlerde bulunulabilirdi.
Kırk yılımızı alan HDP'den sonra kayyumların başarısızlığıyla bir kırk yıl daha heba olmasın istiyoruz. Hükümetin bundan önce olduğu gibi bölgeyi sadece bölge siyasetçileri ve yöneticilerinden gelen raporlarla okuyup değerlendirmesi bölgeye hezimet yaşatır.
Hükümete; özenle seçilmiş “makama” ve “taama” bulaşmamış birkaç tanınmayan, dertli, kaygılı, vicdanlı, ihlaslı ve yereli iyi bilen kişilerden bölgeyi analiz etmesini naçizane öneririz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.