Köstekli saatler antika olarak korunuyor
Yıllardır baba mesleği olan antikacılığı sürdüren Hanifi Özaslan, köstekli saatlerin artık antika olarak korunduğunu söyledi.
Gaziantep'te baba mesleği olan antikacılığı çocukluk yıllarından beri sürdürmekte olan Hanifi Özaslan, tarihe karışmaya aday saatleri korumaya çalışarak, bir zamanların modası olan ve çoğunlukla yaşlıların kullandığı köstekli saatlerin artık antika olarak korunduğunu söyledi.
Teknolojinin gelişmesi ile köstekli saatlerin eskisi kadar ilgi görmediğini, insanların daha çok gösterişe önem verdiğini belirten Antikacı Hanifi Özaslan, geçmişte kullanımı oldukça yaygın olan çoğunlukla da yaşlıların kullandığı köstekli saatlerin şimdilerde artık antikacılarda sadece vitrinleri süslediğini söyledi.
Koleksiyonunda 200 yıllık köstekli saatlerin bulunduğunu belirten Özaslan, teknolojinin ilerlemesiyle ihtişamlı günleri geride kalan köstekli saatin meraklılarının da azaldığına dikkat çekti.
Koleksiyonundaki en eski saatin 1915 Rus yapımı olan ve Osmanlı döneminde de ithal edilen köstekli saatlerin olduğunu ifade eden Özaslan, “Cep saatleri 200 yıldan beri kullanılıyor. Abdülhamit’in zamanında Devlet Demir Yolları yapıldığında bu saatleri ilk o getirttiriyor. O dönemde de Devlet Demir Yollarında çalışanlar çalışma saatlerini bilmeleri için işçilere cep saati dağıtıyor.” dedi.
"Devlet Demir Yollarında çalışanlara dağıtılmıştır"
Osmanlı döneminde ithal edilen köstekli saatlerin yaklaşık bin çeşidi bulunduğunu, köstekli saatlerin genelde Rus yapımı olduğu bilgisini veren Özaslan, “1930 yıllarda da Rusya’dan bu saatler alınıyor. Cep saatleri genelde Rus yapımıdır. 1930’lu ve 1960 yıllara kadar bu cep saatleri Devlet Demir Yollarında çalışanlara dağıtılmıştır. Daha sonra halk arasında kullanımı yaygınlaşmıştır. Bin çeşide yakın cep saatleri var. Osmanlı dönemlerinde bayanlarda kullanıyordu.” ifadelerini kullandı.
Cep saatlerine halk arasında ‘köstek’ denildiğini belirten Özaslan, “Bu saatlere köstek denilmesi bu saatin üzerindeki zincirin adı köstektir. Yarım yaka yelek giyerler. Saat yarım yaka yeleğin cebinde ve zinciri de düğme yerine takılır. Yarım yakanın düğmesine takıldığından dolayı ‘köstek’ denir. Köstekler Osmanlı döneminden gelmiştir. Köstek aslında gümüşten oluşmaktadır. 120 gram ağırlığında zinciri bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.
"Köstekli saatler artık antika oldu"
Teknolojinin gelişmesi ile saat kullanımının da azaldığını belirten Özaslan, cep saatlerinin şu anda artık koleksiyon olarak biriktirildiğini ve Türkiye’de koleksiyoncularda binlerce çeşit olduğunu aktardı.
Özaslan, “Günümüzde artık her yerde saat vardır. Cep telefonlarında diğer elektronik cihazlarda saat bulunuyor. Bu cep saatleri artık antika olduğu için duyarlı vatandaşlar, bu saatleri antika olarak veya koleksiyon amaçlı alıyor. Şu anda bende bulunan bu saatlerde 1930’lardan kalma saatlerdir. Daha önceleri de saat vardı. Fakat Abdülhamit’in zamanında Devlet Demir Yolları yapıldığında işçiler işe zamanında gelsin diye cep saatleri dağıtmıştır. O dönemde bu saatler genelde Rusya ve Almanya’dan sipariş edilmiştir.” bilgisini verdi.
"Köstekli saat yaşlıların olmazsa olmazıdır"
Bir zamanların modası olan ve çoğunlukla yaşlıların zamanı daha iyi kullanma adına kullandığı köstekli saatlerin eskiden çok kıymetli olduğunu aktaran Özaslan, şöyle devam etti:
“Eskiden yaşlılarımız genelde bu saatlerden kullanırdı. Yaşlıların olmazsa olmazıdır. Buna rağmen her insan alamazdı. Sadece durumu iyi olanlar alabilirdi. Rus saatleri çok ucuzdur. Alman saatleri genelde gümüş olur. Rus saatleri ise metal kaplı olur. Ucuz olduğu için o dönemde genelde Rus saatleri kullanılırdı. Yaşlı insanlar genelde namaz saatini kaçırmamak için kullanılardı. Yaşılar, namaz vaktini takip etmek için saatine bakardı. Eskiden 20 kişiden bir kişi de ancak saat bulunurdu. İnsanlar birbirine genelde saat sorardı.”
"Köstekli saatler antikacıların eline düştü"
Köstekli, cep saati, guguklu saat, büyük salon saati, kurmalı cami saati, kule saati gibi mekanik saatleri tamir edecek ustaların dahi kalmadığını belirten Özaslan, mesleğe başladığı ilk günden itibaren saat koleksiyonu yapmaya başladığını belirtti.
Kol saatlerinin çıkması ile köstekli saatlerin genelde antikacıların eline düştüğünü kaydeden Özaslan, “Bu saatler artık üretilmediği için ancak antikacılarda bulunmaktadır. Saat merakı olan kişiler artık bu saatleri toplayıp koleksiyon yapıyor. Bu kişilerde aslında bir kültürü alıp saklamaktadır. Bu koleksiyonu yapanlar aslında bir kültüre sahip çıkıyor. Çünkü gelecekte diğer kuşaklara aktaracaklar.” diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.