Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi: ABD’nin geçmişi darbe girişimleri ile dolu
Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi, ABD'nin "başka ülkelere askeri müdahalede bulunmayacağı" yönündeki açıklamasının hem itiraf niteliğinde hem de Türkiye açısından derslerle dolu olduğuna dikkat çekti.
Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi, Malatya'da Cuma namazının ardından Yeni Camii Meydanında basın açıklaması düzenledi.
Açıklamayı inisiyatif adına Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç okudu.
Tüm dünyanın malumu olduğu üzere Türkiye'deki bütün askeri darbelerin arkasında ABD'nin ve NATO’nun parmağını olduğuna dikkat çeken Tunç, bu gerçeği en sonunda bir ABD’li yetkilinin de bilerek veya bilmeyerek itiraf ettiğini hatırlattı.
"Blinken'ın açıklamasından hepimizin alması gereken dersler var"
Tunç, "Büyük Şeytan Amerika’nın Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 'ABD’nin bundan sonra demokrasi adına başka ülkelere askeri müdahalede bulunmayacağını veya otoriter rejimleri askeri güçle değiştirmeye kalkışmayacağını' öne süren bir açıklama yaptı. Bu itiraf gibi açıklama çok önemli. Çünkü söz konusu açıklama hem itiraf niteliğinde hem de Türkiye’miz açısından derslerle dolu. Bu açıklamadan iktidarın, muhalefetin, ABD ve NATO sevicilerin, liberallerin, cemaatlerin, sağcıların, solcuların, ayrılıkçıların kısacası hepimizin alması gereken dersler var." dedi.
"Demokrasiyi kılıf olarak kullandıklarını itiraf ettiler"
Tunç, açıklamasını şöyle sürdürdü:
Bu derslerden birincisi şu; 'Bu taktikleri eskiden kullandık' diyen ABD’li bakan, bu açıklamasıyla, şu ana kadar Büyük Şeytan Amerika’nın yaptığı darbeleri, darbe girişimlerini, saldırıları, işgalleri, açık veya örtülü operasyonları itiraf ediyor. Bunları yapmak için demokrasiyi kılıf olarak kullandıklarını itiraf ediyor.
İkincisi, bu beyanda sadece itiraf yok. Aynı zamanda Amerika’nın güçsüzlüğü de kabul ediliyor. Blinken, bu açıklamayı, zorunluluk gereği yapıyor. Yani Büyük Şeytan ABD, başka ülkelerin bağımsızlığına, bütünlüğüne, özgürlüğüne, egemenliğine, içişlerine saygısından ötürü değil, artık takati kalmadığı, umduğu sonucu alamadığı, hedefine ulaşamadığı için askeri darbelere, işgallere kalkışmayacağını ifade ediyor.
Üçüncüsü, ABD’nin geçmişi Latin Amerika’dan Kafkasya’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar darbeler, darbe girişimleri, suikastlar ve cinayetlerle dolu. Dünyada insan hakları, demokrasi, özgürlük, hukuk devleti gibi kavramları ağzına alacak son devlet Amerika, son kişi de ABD Başkanıdır. O nedenle ülkemizde iktidarıyla muhalefetiyle, toplumun tüm kesimleriyle Büyük Şeytan ABD’den demokrasi bekleyenler açısından Blinken’ın bu açıklaması çok ibretlik.
Dördüncüsü, ABD’nin Türkiye’mizde desteklediği darbeleri, darbe girişimlerini çok iyi biliyoruz. Hangi terör örgütlerine kol kanat gerdiğini, hangi terör örgütlerini desteklediğini, hangi siyasi akımlara ve STK’lara arka çıktığını iyi biliyoruz. O nedenle Blinken’ın bu sözleri, bizi hiç şaşırtmıyor. Çünkü hafızamız güçlü.
Beşincisi, kuracağı partinin başvuru dilekçesini, ülkemizde İçişleri Bakanlığı’na vermeden önce Büyük Şeytan ABD’ye veren; ABD’deki etkili lobilerin gözüne girmek için kırk takla atan politikacılar için Blinken’ın sözleri büyük derslerle dolu. Bu açıklama, ABD’nin zayıflayan hegemonyasını ortaya koyuyor. Politikacıların bundan sonra ABD desteği ararken, dikkatli şekilde düşünmesi gerekiyor.
Altıncısı, ABD’nin geçici ulusal güvenlik belgesinde, öncelikle Çin ve Rusya’yı en büyük tehdit olarak adlandırması, dünyanın güç merkezinin Batı’dan Doğu’ya, Atlantik’ten Pasifik ve Avrasya’ya kaydığını, ABD’nin de bunu kabul ettiğini gösteriyor.
Mevcut şartlarda Türkiye’nin NATO’da kalmasının artık hiçbir gerekçesi ve mantıklı açıklamasının olmadığını söyleyen Tunç, Türkiye'nin bir an önce ayağına vurulmuş olan NATO ve ABD prangasından kurtulması gerektiğini kaydetti.
Tunç, "Biz, tüm siyasi partileri ülkemizin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması yönünde ortak irade göstermeye ve karar almaya; ayrıca Sivil Toplum Kuruluşlarını, alimleri, aydınları ve kanaat önderlerini siyasi partileri bu konuda cesaretlendirecek açıklamalar yapmaya davet ediyoruz." diye belirtti.
Tunç, 30 Mart'ın Filistin'de her sene Toprak Günü olarak ihya edildiğini hatırlatarak "Filistinliler, Siyonist İsrail’in, mazide yaptığı ve halen sürdürdüğü baskın, tutuklama, terör, katliam ve işkencelere rağmen topraklarının kimliğini korumaya ve onu savunmaya devam ediyor. Biz de bugün Malatya’dan ‘Toprak Günü’ münasebetiyle Filistin Direnişine olan desteğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Filistin halkı yalnız değildir." ifadelerini kullandı.
"Yemen’de Dünya tarihinin en büyük kıtlık hadisesi yaşanıyor"
ABD, siyonist işgal rejimi, Avrupa ülkeleri ve Körfezdeki krallıkların desteği ile Suudi Arabistan’ın Yemen’e yönelik saldırısının 7'nci yılını geride bıraktığını hatırlatan Tunç, "Bu acımasız savaşta on binlerce Yemenli Müslüman hayatını kaybederken ambargo yüzünden Yemen’de Dünya tarihinin en büyük kıtlık hadisesi yaşanıyor. Sözde insan hakları ve demokrasi havarisi batılı ülkelerin eliyle ve Birleşmiş Milletlerin gözü önünde Yemenli çocuklar açlıktan ölüyor." dedi.
Tunç, "Biz; habis ve lanetlik Suudi koalisyonunun Yemen’e yönelik saldırısının bir an önce durdurulmasını ve ülkemizin yöneticilerinin de Suudi koalisyonuna kesinlikle hiçbir şekilde yardım etmemesini talep ediyoruz. Yemen’in meşru idarecisi olan Ensarullah’a olan desteğimizi yineliyoruz." diye ekledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.