Midyat’ta "Mevlid-i Nebi" konferansı düzenlendi
Hz. Muhammed'in doğumunun yıl dönümü dolayısıyla Mardin'in Midyat ilçesinde "Peygamber Efendimizin Sünneti ve Daveti" adlı konferans düzenlendi.
Hz. Muhammed'in dünyaya teşriflerinin yıl dönümü dolayısıyla Mardin'in Midyat ilçesinde ilçe Müftülüğü ve Davet ve Kardeşlik Vakfı Midyat Şubesi tarafından "Peygamber Efendimizin Sünneti ve Daveti" adlı konferans düzenlendi.
Fen Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen ve Doç. Dr. Mehmet Akbaş, Mardin İl Müftüsü İsmail Çiçek ile Davet ve Kardeşlik Vakfı Mardin Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Akbaş’ın konuşmacı olarak katıldığı programa ayrıca, Midyat Kaymakamı Hüseyin Tekin, İlçe Müftüsü Mehmet Şafi Bilik, İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Altay, İlim Yayma Cemiyeti Midyat Şube Başkanı Tarık Demir, Belediye Başkan yardımcısı Tevfik Baysal, Savur İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdurrahim Demir, din görevlileri ve imam-hatipler ile vatandaşlar katıldı.
Sunumunu Abdurrezzak Demir’in yaptığı program, imam-hatip Ahmet Taşdemir’in Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından kısa bir selamlama konuşması yapan Davet ve Kardeşlik Vakfı Midyat Şubesi temsilcisi Halil Karadaş, katılımcılara teşekkür etti.
"Hz. Muhammed kâinattaki tüm varlıklara rahmet olarak gönderilmiştir"
Moderatörlüğünü de yaptığı programın açılış konuşması yapan Ahmet Akbaş, Hz. Peygamberin âlemlere, kâinattaki tüm varlıklara rahmet olarak gönderildiğini ifade etti.
Akbaş, "Değerli kardeşlerim Peygamber Efendimiz ilgili hepimizin mutlaka duymuş olduğu Enbiya suresinde geçen ifadeyi burada zikrederek başlamak istiyorum. Rabbimiz O’na hitaben O'nu bizlere tanıtmak için, 'Ey resulüm biz seni ancak ve ancak bütün âlemlere bir rahmet olasın diye gönderdik.' Bir insanın bütün bir insanlığa âlemlere, tabi âlemlere demek sadece insanlığa demek değil. Peki, ne demek, bütün varlığa demek. O’nu kadını-erkeği, çoluğu-çoçuğu, yaşlısı-genci ile insanlık başta olmak üzere bütün canlılara, bütün hayvanata ve nebatata ama onun ötesinde hatta bizim cansız olarak gördüğümüz. Ama kendi içinde bütün atomlarıyla harekette olan o ansız olarak kabul ettiğimiz bütün bir varlığa şu dünyada ki bütün bir varlığa rahmet olması demektir. Bu ayet bize bunu anlatıyor. Çünkü onun öğretileri 14 buçuk asır önce gelmiş olan ve Allah-u Teâlâ'nın aracılığıyla insanlara son dinini tebliğ ettiği ulaştırdığı son mesajı ulaştırdığı o insanın bütün bir varlığa rahmet oluşu anlamına geliyor. Yani bütün varlık onun öğretileri ile ancak rahat edebiliyor. İnsanlık, hayvanat ve nebatat dediğimiz bütün varlıklar onun öğretileri hâkim olduğu takdirde rahat edebiliyor. Zulümden kurtulabiliyor. Mazlum olma durumuna düşmekten kurtulabiliyor. Peki, ne demek bu değerli kardeşlerim. Biz onun hayatını öğrendiğimizde okuduğumuzda bunu anlıyoruz." dedi.
"Allah’a iman Resulullah'ı sevmeyi gerektirir"
Ardından söz alan Mardin Müftüsü İsmail Çiçek ise günümüzde hadisler ve Hz. Peygamberin sünnetine yapılan mesnetsiz ithamlar nedeniyle örneklerle bazı açıklamalar yaptı. Allah’a iman etmenin O’nun Resulünü sevmeyi gerektiğini belirten Çiçek, şöyle konuştu:
"Hz. Ömer Efendimiz demiş ki Ya Resulullah, seni çok seviyorum. 'Canından da mı yoksa Ömer?' dedi. Hz. Ömer bir müddet sonra 'Evet canımdan da' demiş. Allah ve melekleri O’na salât ve selam eder. Allah; O’na yardım edeni, kendisine yardım ettiği gibi gördüğünü söylemiştir."
"İbadetlerin nasıl yapılacağını bizler sünnetten öğreniyoruz"
Kur’an ile sünnetin birbirlerinden ayrı düşünülemeyeceğini belirten Çiçek, "Kur’an da belirtilmeyen ibadetlerle ilgili birçok hususu Efendimizin sünnetinde veya hadislerinde buluyoruz. Resulullah, adalet ve hâkimlik konusunda kendisini sadece bir insan olarak davranışta bulunduğunu belirtmiştir. Mesela 'Çok konuşarak kendini haklı çıkaran birisine hakkı verdiğim zaman, cehennemden bir kor ateş almış olurum.' demiştir. Peygamberimiz neler yapmıştır biliyor musunuz? 'Aranızda haksız sebeplerle mallarınızı yemeyiniz.' Biz ne yaptık? Haksızken kendimizi haklı duruma getirmek için avukatlar tuttuk. Peygamber Efendimiz bu konuda şöyle demiştir: 'Müslüman Müslüman’ın kardeşidir, ona zulmetmez, haksızlıkla ondan hiçbir şey almaz. Kur'an-ı Kerim'de açıklanmaya muhtaç bazı konuları Peygamber Efendimiz bize açıklamıştır. Kur'an-ı Kerim’de belirtilmeyen ibadetle ilgili konuları biz Peygamber Efendimizin sünnetinden öğreniyoruz." diye konuştu.
"Her evden bir Muhammed çıkmalıdır"
Ardından söz alan Doç. Dr. Mehmet Akbaş, Hz. Muhammed'in güzel ahlakını öğrenmek ve öğretmek için seferber olunması gerektiğine dikkat çekti.
Akbaş, "Her evde bir Muhammed bulunacak. Büyüdüğünde o çocuk Efendimiz gibi yaşayacak. Allah-ü Teâlâ Resulü Ekrem’in ahlakını yüceltmiş ve , 'Sen yüce bir ahlak üzeresin.' demiştir. Allah, Muhammed'in ahlakını övüyor. Biz övmüşüz çok mu? O yüzden sevgili kardeşlerim! Kıymetli annelerim ve bacılarım, her birimiz Resulü Ekrem’i anlatmak için seferber olmalıyız. Herbirimiz Resulü Ekrem’in hayatını kendi toplumumuza komşularımıza, akrabalarımıza öğretmek için seferber olmalıyız. Kim bilir belki şu anda nice gençler televizyon karşısında kendi ceplerinde, belki bir futbolcunun, belki bir şarkıcının gösterisini, oyununu dinlemektedir. Fakat Resulü Ekrem’in hayatını bilmemekteler. Bunları öğreniyorlar, bunlar öğretiliyor. Bizim vazifemiz Resulü Ekrem’in hayatını öğretmek olacak. Onun adı yayılsın toplumda. Öğretmenler onu öğretsinler, imamlar camilerde Resulü Ekrem’i öğretsinler. Bizim vazifemiz bu olmalı." şeklinde konuştu.
Son olarak bir teşekkür konuşması yapan Midyat Müftüsü Mehmet Şafi Bilik ise bazı kesimlerin Sünnet-i seniyyeyi dillerine dolayarak, Müslümanların hayatından çıkarma çabasında olduğuna dikkat çekti.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.