Bazıları küçük görse de son iki yıl içinde ciddi bir devrim dalgasına şahit olduk.

Kontrolsüz devrimler Amerika’nın, israil’in rahatını bozdu.

Onlar “Bizim çocuklar”ın zamanı ve hedefi belli darbelerine alışmıştılar.

Ama son süreçte has adamlarını kaybettiler.

Devrimlerde söz sahibi olabilmek için bazı girişimlerde bulundular; ama rahatsızlıkları devam etti.

Ve karışıklıklar başladı.
Mısır’da ortalığı karıştıranların kenara çekilmeye niyeti yok.

Herhangi bir düzenleme falan istemiyorlar.

Doğrudan doğruya İhvan’ı ve İslami anayasayı hedef alanlar var.

Tüm paylaşımcılığına rağmen İhvan’ın her yere hâkim olma çabasında olduğunu iddia edenler var.

Solcular var, laikler var, liberaller var.

Kendilerine anarşist diyen maskeliler var.

Bazıları Mübarek rejiminden beslenen ve kendilerine “baltacı” denen 300 bin silahlı kişiden söz ediyor.

Kullanılmaya her an müsait, ruhsuz, inançsız, fikirsiz 300 bin kişi…

Muhammed Mursi bunların ağır silahlara sahip olduğunu ve bazı yerlerde uçaksavar ve roket kullandıklarını söyledi.

Peki, kim bunlar ve nereden besleniyorlar?

Kimileri israil’den söz ediyor, kimileri Amerika’dan, kimileri ingiltere’den…

Üçü de doğru aslında.

Üç şeytani güç de Müslümanların başarı kazanmasını istemiyor.

Bunların haricinde Mısır’da göz ardı edilen bir güç daha var: Suudi…

Suudi’nin İhvan’dan rahatsız olduğunu bilmeyen yok. Seçimlerde ihvan’ın kazanmaması için elinden geleni yapmış; ama başaramamıştı.

Nüfuzunu ve parasını kullanarak BAE, Ürdün ve Kuveyt’te de İhvan’ın önünü kesmek için her şeyi yapıyor.

Şimdi Mısır’da da Selefiler üzerindeki etkisini kullanarak İhvan’ı yalnız bırakma yolunda çaba sarf ediyor.

Selefiler, son açıklamalarında muhalif harekete destek vereceklerini söylemişlerdi.

Muhalif grupların İslami anayasaya karşı çıkmaları da Selefiler için fazla önem arz etmiyor demek ki.

Talimat Suudi’den olunca yerine getiriliyor.

“Karışıklık ve kaosa bir katkı da bizden” diyorlar.

Bu arada kaosun yerel değil de küresel olduğunun ipuçları çıkıyor ortaya.

Her yere zarar veren, molotof kokteyli kullanan ve siyahlar giyinen bir grup fazla göze batıyor.

Sadece zarar veriyorlar.

İhvan’a düşmanlıklarını gizleme gereği duymuyorlar.

Kendilerine “kara blok” diyorlar.

Bu da isim üzerinden hedef saptırma olsa gerek.

Kara Blok, antikapitalist ve anarşist bir hareket olarak ortaya çıkmış.

Küreselleşme karşıtları olarak bilinirler.

Hedefleri kapitalizmin simgesi sayılan yerler.

Ama Mısır’da durum farklı. Bu blok, sadece kaos ve kargaşa çıkarmak için çalışıyor. Mübarek döneminde ihvan ve diğer İslami hareketler zindanları ve işkenceleri doldururken bunların zalim rejim karşısında bir tepkileri yoktu.

Aynı grubun Tunus’ta da boy göstermesi şüpheleri artırıyor.

Tunus’ta tarikatlara ait tekkeler yakılıyor.

Solcu bir lider öldürüldü geçen günlerde.

Bunu kargaşa öncesi bir hazırlık olarak görmek gerekir.

Bu yeni bir organizasyon ve tümüyle fitne amacıyla destekleniyor. Amaç devrimlerin halkın gözünden düşürülmesinden başka bir şey değil.

İslami hareketlerin zamana ihtiyaçları var.

Orduda, poliste, yargıda ve bürokraside eski rejim hala çok güçlü.

Bunların tasfiyesi gerçekleşmeden bir şeyleri başarabilmek oldukça zor.

İşte kaos planlayıcıları da bunu çok iyi biliyor.

Mursi ‘ye ve Gannuşi’ye fırsat vermek istemiyorlar.

Allah, Müslümanlara yardım etsin ve hainlerin tuzaklarını başlarına geçirsin.