‘Muharrem ayı insanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir’

‘Muharrem ayı insanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir’

Muharrem ayının önemi ve Muharrem ayı içerisinde gerçekleşen olayları değerlendiren Gaziantep İl Müftüsü, toplumsal bir hareketliliğin yaşadığı zaman dilimlerinden birinin de Muharrem ayı olduğunu söyledi.

İnsanlık tarihinin Muharrem ayı içerisinde meydana gelen birçok mucizevî ve önemli olaylara şahitlik ettiğini belirten Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, Muharrem ayında hicret başta olmak üzere dönüm noktası olan birçok olayların yaşandığına dikkat çekti.

Muharrem ayının önemi ve Muharrem ayı içerisinde gerçekleşen olaylar ile ilgili İlke Haber Ajansı'na (İLKHA) konuşan Müftü Çelik, Muharrem ayında güncel olarak Müslümanların hicreti iyi anlaması gerektiğini ifade etti.

Toplumsal bir hareketliliğin yaşadığı zaman dilimlerinden birinin de Muharrem ayı olduğunu belirten Çelik, “Bu ayları sayacak olur isek, Ramazan, Zilhhicce ve Kutlu Doğum ayı gibi aylardır. Muharrem ayı da bu aylarımızdandır. Muharrem ayı haram aylardandır. Bu aylarda bir takım savaşların haram kılındığı ve uzak durulduğu dört aydan biridir.” dedi.

Muharrem ayının değişik zaman dilimlerinde çok önemli yaşandığını hatırlatan Çelik, “Bunlardan en önemlisi Hz. Nuh (a.s) gemisi ile birlikte tufandan sonra karaya bastığı olaydır. İşte bu olaydan sonra kimin yanında ne varsa getirsin diyerek herkesin yanında olan gıda maddelerini getirip aşure yapmasıdır. Yine Hz. Yusuf (a.s) kuyudan kurutulup Mısır’a sultan olmasıdır. Hz. Yunus (a.s) balığın karnından kurtulmasıdır.” diye konuştu.

Muharrem ayında Hz Muhammedin Mekke’den Medine’ye hicret etmesinin çok önemli hadise olduğunun altını çizen Çelik, yine bu ayda Peygamber’in sevgili torunu Hz. Hüseyin (as) ve yarenlerinin Kerbela’da çoluk çocuk katledilmesi olayından da dersler çıkartılması gerektiğini ifade etti.

Hicretin iki yönü olduğunu belirten Çelik, “Biz Müslümanlar hicreti iyi anlamamamız lazım. Özellikle hicret günümüzde çok önemlidir. Bu anlamda hicretin iki yönü vardır. Birinci yönü tamamlanmıştır. İkinci yönü ise asıl bizi bu gün ilgilendiren yönüdür. Hem kendi nefsi ile mücadele ederek hem de toplumdaki şeytani akımlarla mücadele ederek, hakkın yaşanması ve hakkın güzelliğinin, kardeşliğinin, birliğin ve dirliğin yaşanmasıdır. Bu yönü ile hicret devam etmektedir. Şu an hepimiz bir hicret içerisindeyiz. Hicret, kötülüklerden iyiliklere, haramlardan helallere, çirkinliklerden güzelliklere, kinden sevgiye, düşmanlıktan dostluğa ve ayrılıktan birliğe koşmaktır. Günahlardan sevaplardan koşmaktır. Bu yönü ile hicret devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

“Hicret bir dönüm noktasıdır”

Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının insanlık tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Çelik, bu ayın diğer önemli bir yönünün ise Hz. Ömer tarafından hicretin 17. Yılında hicri yılbaşı olarak ilan etme olayı olduğunu söyledi.

Çelik, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Hicret gerçekten bir dönüm noktasıdır. Hicret müminler için bir büyük yürüyüştür. Hicret sadece eziyetten kaçma değildir. Sadece rahatlık değildir. Hicret kendi dinini daha hür bir ortamda kendi kimliği, kendi adı ve kendi olarak Müslüman’ın yaşama çabasıdır. O günkü Mekke şartlarına baktığımız zaman Peygamber Efendimiz daha konforlu bir hayat yaşayayım diye hicret etmemiştir. Yine bu anlamda Müslümanlarda hicret ederken, ‘daha lükse ve refah bir yaşama anlayışı ile değil, bilakis orada sizin kardeşleriniz var, bizi davet ediyorlar. Bizim dinimizi ve diyanetimizi yaşama ve yaşatma konusunda bizimle beraber olacaklar ve bu yolda bizimle başlarını, kanlarını, canları ile mallarını ortaya koyacaklar. Medine’de dini İslam’ı bütün dünyaya daha güç birliği ile el birliği ve daha özgür fikir ile projeler geliştirerek yayabiliriz’ düşüncesiyle hicret olayı vuku bulmuştur.”

“Hicret hiç kimseden korkmadan başını secdeye koymanın adıdır”

Hicretin özgürce, kişinin kendi adıyla, diniyle, diyanetini ve kulluğunu yapabilmenin arayışı olduğuna vurgu yapan Çelik, “Hicret, devlet olmanın ve devlet nimetine ermenin onun şükrünü rahat bir şekilde alnımızı hiç kimseden korkmadan başını secdeye koymanın adıdır. Hicret, berekettir ve çokluktur. Hicret, tebliğ ile dünyanın dört bir tarafına ulaşabilmek ve dört bir tarafı ile ilgilenebilmektir. Bu anlamda Peygamber Efendimiz dünyanın her yerine davetçiler göndermiştir.” diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.