Müslümanlar için değişen bir şey söz konusu değil
Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılananlara sağlanan yeniden yargılama imkanının İslami kesime uygulanmamasına tepki gösteren Hukukçu- Yazar Hüseyin Kurşun, Müslümanların sürekli ötekileştirildiğine dikkat çekti.
Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Balyoz Planı Davası sanıkları hakkında verdiği beraat kararını değerlendiren Hukukçu- Yazar Hüseyin Kurşun, hukuktaki çifte standarda tepki gösterdi.
Yeniden yargılama imkanının İslami kesime uygulanmadığını belirten Kurşun, Müslümanların bu ülkede sürekli ötekileştirildiğini söyledi.
Mustazaflar, Vasat ve Hizbu-t Tahrir camialarının yasal faaliyetlerinin hükümetin iktidar olduğu dönemde terör faaliyeti olarak lanse edilerek bu camialara yönelik operasyonların yapıldığını belirten Kurşun, İslami kimliğinden dolayı yüzlerce kişinin cezaevinde olduğuna dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Genelkurmay Başkanı ve subayların tutuklanmasına gönlüm razı olmadı’ sözlerini hatırlatan Kurşun, “Burada aslında mahkemenin vereceği kararı Cumhurbaşkanı bu söylemi ile etkisi altına almış olmalı ki, büyük bir suç ile yargılanan Balyoz Davası sanıklarına beraat verildi. Üstelik bu sanıklar hakkında 15 yıldan 20 yıla kadar değişik oranlarda ceza verilmişti.” dedi.
“Türkiye’de yargı siyasetin vesayeti altında”
Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde gerçekleştiğini hatırlatan Kurşun, “Bu davalar devam ederken, o dönem Başbakan olan Sayın Erdoğan bu davaların savcısı olduğunu belirtiyordu. Savcı denilince biz hukukçu olarak şunu anlıyoruz. Savcı kamu adına soruşturma yürüten ve yürüttüğü soruşturmada yeterli delil bulduğu takdirde kovuşturma aşamasına geçer. Yargılama sonunda da sanıkların beraatını ya da mahkumiyetini kamu adına talep eder. Aslında Cumhurbaşkanı bu davlarda savcılık yapmıştır. Çünkü kendisi Başbakan olduğu dönemde bu operasyonlar gerçekleştirildi. O dönemde ben bu davanın savcısıyım diyerek bu gün de onların beraatını talep etti. Mahkeme de aynı şekilde bu sanıkların beraatına karar verdi. Demek ki Türkiye’de yargı siyasetin vesayeti altında, Cumhurbaşkanı veya Başbakan adaleti istediği kişiye veriyor, istediği kişiden esirgiyor.” dedi.
“Bu gün İslami kimliğinden dolayı yüzlerce kişi cezaevinde”
Hükümet döneminden önceki Müslümanların uğramış oldukları halksızlıktan bahsedilmediğinin altını çizen Kurşun, “Biz zaten 28 Şubat sürecinde yaşananları çok iyi biliyoruz. Fakat AK Parti hükümeti döneminde Müslümanlara yönelik yapılan onlarca operasyondan bahsediyoruz. Aynı şekilde yüzlerce kişinin gözaltına alınmasından ve tutuklanmasından bahsediyoruz. Bu gün İslami kimliğinden dolayı yüzlerce kişi cezaevindeler. Cumhurbaşkanının bahsetmiş olduğu basını ve değişik yapıları yanına alarak devlet içerisinde kadrolaşan o karanlık yapı onlarca Müslüman’ın mağdur olmasına yol açmıştır. Paralel yapıyı sadece Balyoz ya da Ergenekon gibi yapıların altında aramak gerekmiyor. Özellikle İslami kesime yönelik operasyonlarda bu yapının baş aktör olduğunu çok iyi biliyoruz. Acaba Sayın Cumhurbaşkanı aynı duyguları yıllardır haksız yere cezaevlerinde olan Müslümanlar için de düşünüyor mu?”diye sordu.
“İslami kesimin uğramış olduğu mağduriyeti göz önünde bulundurmuyor”
İslami kesimlere yönelik yapılan operasyonların hükümetin iktidar olduğu dönemde gerçekleştiğinin altını çizen Kurşun, “Balyoz davasında savcılık yapan Sayın Erdoğan, neden İslami kesimin uğramış olduğu ve yaşamış olduğu mağduriyeti göz önünde bulundurmuyor. Ben şu şekilde düşünüyorum. Çözüm sürecinde hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında bir çatlaklık oluştu. Her defasında Sayın Erdoğan gerek şimdi, gerek Başbakan olduğu dönemde bazen milliyetçi refleksler ile hareket ediyor. Bu gün Sayın Erdoğan’ın kendini ve partisini güvence altına almak için asker ile işbirliği yaptığını görüyoruz. Kapalı kapılar ardında zannedersem ordu ile bir anlaşma yapıldı. Bir zamanlar askeri vesayetin halkın üzerindeki baskısından yakınan ve o dönemde Balyoz ve Ergenekon operasyonlarında kahraman olan ve şimdi halkın Cumhurbaşkanı olan Erdoğan'ın, bu gün ordu ile iç içe olmasını anlamlandırmak mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
“Müslümanlar için değişen bir şey söz konusu değil”
Müslümanların bu ülkede mağduriyetin katmerlisini yaşadığını ve yaşamaya devam ettiğini vurgulayan Kurşun, “Özellikle Cumhurbaşkanı, Balyoz ve Ergenekon sanıklarının uğramış olduğu mağduriyetlerden bahsediyor. Hadi diyelim Balyoz ve Ergenekon sanıkları mağdurlar. Oysa Müslümanlar onların uğramış olduğu mağduriyetin katmerlisini yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Çetin Doğan beraat kararını öğrendiğinde şu cümleleri sarf etti. ‘Bu kararı veren Cumhuriyetin mahkemesidir. Daha önce bize ceza veren Cumhuriyetin mahkemesi değildi. Şimdi lehimize karar veren mahkeme Cumhuriyetin mahkemesidir.’ Bu cümleler çok anlamlı cümlelerdir. Türkiye’de maalesef yargı dün de Müslümanları mağdur eden bir yargı idi. Yargı bu gün de aynı şekildedir. Müslümanlar için değişen bir şey söz konusu değil.” diyerek İslami kesimlerin yaşadığı çiftte standarda değindi.
“Mustazaflar, Vasat ve Hizbu-t Tahrir olsun bu Camialar hep izole edilmiştir” Müslümanların sürekli bu ülkede ötekileştirildiğine dikkat çeken Kurşun, “Sadece Müslümanlar seçimden seçime hatırlanır. AK parti bu gün güçlendikçe kendisini o makamlara getiren halkı unutuyor. AK Parti kendisini destekleyen grupları korur iken, kendisine göre muhalefet olarak gördüğü grupları da hep ötekileştiriyor. İşte Mustazaflar Camiası, Vasat Camiası ve Hizbu-t Tahrir olsun bu camialar hep izole edilmiştir. Bu camiaların yasal faaliyetleri hükümetin iktidar olduğu dönemde hep terör faaliyeti olarak lanse edilerek operasyonlar yapıldı. Hükümet her şeyi Paralel yapının üzerine atıyor ama sadece paralel yapının bu operasyonlarda parmağı yoktu. Hükümet de bizatihi bu operasyonların içerisinde idi.” diyerek sözlerini tamamladı. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.