Muş’un Çengilli köyü Devlet tarafından boşaltılıyor

Muş’un Çengilli köyü Devlet tarafından boşaltılıyor

İçişleri Bakanlığı Muş’un Çengili köyünün boşaltılması için talimat verdi. Köyde bulunan tarihi kilisenin restore edilmesi için açılan dava sonrasında köyün boşaltılması kararı alındı. Köy halkı ise karara sert tepki gösterdi.

Ermenileri Azınlıkları Derneğinin Çengili (Dêr) Köyü Kilisesinin yeniden restore edilmesi için açtığı dava üzerine İçişleri Bakanlığı köyün boşaltılması için talimat verdi. Köyün boşaltılması gerektiği talimatına karşılık köy halkı ise devletin kendilerini bu köye yerleştirdiğini, köylünün Ermenilere karşı bedel ödediğini ve devletin kendilerini mağdur etmemesi gerektiğini söyleyerek duruma tepki gösterdi.

Muş İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü tarafından Yukarıyongalı (Çengili / Dêr) köyünde 1800’lü yıllarda kullanılan Çengilli Beyaz (Çanlı Surp Garabet) Kilisesinin köylüler tarafından bulunduğu alanda kilise yapı malzemeleri kullanılarak İmar kanununa aykırı yapılaşma olduğu gerekçesiyle köye tahliye kararı verildi.

Ermeni Azınlıkları Derneği (Sason, Bitlis, Batman, Muş, Van, İstanbul ve Diğer Tüm İller ve İlçeleri, Köyleri Ermenileri ve Sason İlçesi Köyleri Ermenilerinin Sosyal Yardımlaşma ve Kültürel Dayanışma Derneği) Başkanı Aziz Dağcı tarafından açılan dava üzerine İçişleri Bakanlığı köyün boşaltılması için talimat verdi.

Muş merkez Yaygın Beldesine bağlı, Çengilli köyü (Yukarı Yongalı Mezrası) sınırları içerisinde bulunan ve cumhuriyet tarihinde yıkılan Çanlı Surp Garabet Kilisesi için tekrar onarım kararı çıkarak köylülerin köyü boşatılması isteniliyor. Köyün boşaltılması gerektiği talimatına karşılık köy halkı ise 1920’li yıllarda devletin kendilerini bu köye yerleştirdiğini ve kiliseden geriye sadece ufak kalıntıların kaldığını belirterek, köylünün Ermenilere karşı bedel ödediğini ve kanlarının son damlasına kadar da köyü boşatmayacaklarını vurguladılar.

Muş İl Özel İdaresi tarafından 15 gün içinde köyü boşaltmalarına yönelik talimat aldıklarını belirten köyün ileri gelenlerinden Hacı Ali Yönden, dedelerinin 1919 yılından itibaren köye yerleşmeye başladığı bilgisini verdi.

Yönden, “Biz 100 yıl öncesinden bu köydeydik. Burası bizim yerimiz yurdumuz. Çok çile çektik burada. 1990’lı yıllarda köyümüzü terör vurdu. PKK’liler köyü boşaltmamıza yönelik tehditler ettiler. Köyümüzü Ermenilere vermek istiyorlar. Kilisenin olduğu 16 dönümde 54 hane var. Oradaki insanlar ne yapacak?” dedi.

“Dedelerimiz 1919 yılında buraya yerleştiler” diyen Yönden, “Buraya 1950’de komisyon, kadastro girmiş ve o zamanlar İl Özel İdaresi burayı hazine olarak kendi üzerine almış. Muş İl Özel İdaresi bize bir mektup gönderdi ve şimdi burayı boşaltarak terk etmemizi istiyor. Boşaltmamamız halinde ise evlerimizi yıkacaklarını söylediler.” diye belirtti.

“Gidebilecek herhangi bir yerimiz yok”

Köyden çıkmaları halinde gidebilecekleri herhangi bir yerlerinin olmadığını dile getiren Yönden, “Bu surun (kilise alanı) içerisinde 54 tane ev var. Millet mağdurdur ve milletin gideceği bir yerleri de yoktur. Milletin ev yapacağı bir kuvveti de yoktur. Köyde toplam 90 hane ve 700’e yakın bir nüfus var. Köyün etrafı da heyelandır. Yerleşim yeri yoktur. Büyüklere sesleniyoruz; köyümüzden bizi çıkarıp ne yapacaksınız.” ifadelerini kullandı.

“Devlet nasıl olur da Ermeniler için bizi köyümüzden çıkarır”

Yetkililerin, kendilerini başka bir bölgeye yerleştirme teklifini kabul etmediklerini sözlerine ekleyen Yönden, “Vali bize başka bir yere gitme teklifinde bulundu. Biz de ‘Bizi parçalarsanız yaşayamayız’ dedik. Ermeni uşaklarıyla mücadele ettik, 2 şehit verdik. Yine de çıkmadık. Bugün bizi nasıl çıkaracaklar? Devlet nasıl olur Ermeniler için bizi köyümüzden çıkarır.” şeklinde konuştu.

“Tek kişi kalana kadar köyümüzü terk etmeyeceğiz”

Bir diğer köy sakini Abdurrahim Aslan da 1990’lı yıllarda sürekli PKK tarafından saldırıya uğradıklarını da hatırlatarak, doğup büyüdüğü köyden ayrılmak istemediğini ifade etti. Arslan, şöyle konuştu: “Köyden çıkmamızı istiyorlar. Biz, Ebu Cehil’in torunlarına karşı mücadele ettik. Tek kişi kalana kadar köyümüzü terk etmeyeceğiz. Kurulu bir düzenimiz var. Bizi çıkarmalarını kabul etmeyeceğiz. PKK’ye karşı mücadele etmeseydik bizi çıkarmaya kalkmazlardı.”

“Kilise için mağdur ediliyoruz”

Söz konusu köyü Ermeniler terk ettiği için kendilerinin yerleştiklerini belirten Ömer Yaslık, büyük bir mağduriyet yaşadıklarını kaydederek, “1957 yılında devlet, kadastro arazisi olarak burayı bize verdi. Her zaman camilerimiz yakılıyor ama kimse sesini çıkarmıyor. Burada kilise var diye bizi mağdur ediyorlar. İhtiyaç sahibi olan ve zorla geçinen insanları nasıl çıkarabilirsiniz? Köyümüzden çıkmayacağız. Zorla bir şey yapamazlar.” dedi.

“Olmayan kilise için bizi çıkarmaları saçma”

Sadece kalıntılardan ibaret olan bir kilise için köyden çıkarılmalarına mana veremediğine vurgu yapan Remziye Keser, “Burada ne kiliseleri var ne de başka bir şeyleri. Biz bir asırdır burada yaşıyoruz. Olmayan kilise için bizi çıkarmaları saçma. Kimsenin bizi çıkarmaya hakkı yok. Bizi öldürseler bile çıkmayız. Diğer köylülerle dayanışma halinde olduğumuz için birbirimizi koruyabiliyoruz. Ama buradan çıkarılıp ayrıştırılırsak artık bir birimizi koruyamayız.” ifadelerini kullandı.

“En zengin köy iken en fakir köy durumuna düştük”

Köy sakinlerinden Mehmet Zeki Eren ise köylerinin boşaltılma kararıyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Bize yapılan hakarettir, zulümdür. Buradan çıkmayacağız. Ermenileri buraya sokmaya çalışıyorlar ama buna izin vermeyeceğiz. Hükümet bizi köyümüzden etmek istiyor. Köyümüzü kimseye vermeyiz. Çünkü buralar bize dedelerimizden mirastır. Yıllardır burada yaşıyoruz. Terör nedeniyle büyük zararlar gördük. En zengin köy iken en fakir köy durumuna düştük. Burada şehit bile verdik. Köyümüzü kimse alamaz.”

“Ben de bu devletin bir vatandaşıyım”

Evlerinden çıkarılmaları halinde yeniden ev yapabilecek imkânlarının olmadığını söyleyen bir başka köylü Köroğlu Türker ise mağduriyetini şöyle dile getirdi: “77 yaşındayım. Bu köye geldiğimizde çocuktuk. Herkes biliyor ki ne arsam ne de arazim var. Maddi durumum düşüktür. Evden çıktığımda ev yapacak gücüm de yoktur. Peki, ben ne yapacağım, nereye gideceğim. Ben de bu devletin bir vatandaşıyım. Devlet bize bir çare bulmazsa nereye gideceğim. 15 gün içerisinde köyü boşaltmamızı istiyorlar. Evlerimizi boşaltıp nereye gidelim.”

Çengilli (Beyaz) Kilisesi

Muş Merkez Yaygın Beldesine bağlı, Çengilli Köyü (Yukarı Yongalı Mezrası) sınırları içerisinde bulunan ve Hıristiyan âlemince kutsal sayılan Çengilli (Çanlı Surp Garabet) Kilisesi, ilk dönemlerde ateş tapınağı olarak kullanılmıştır. Roma döneminden sonra gelen Sasaniler tarafından MS. 399 yılında Hıristiyan mabedine dönüştürülmüştür.

Köy merkezindeki kilise, ‘Beyaz’ adını yapımında kullanılan malzemeden almaktadır. Oldukça büyük bir kompleks olduğu gözlenen yapının hemen hemen tamamı tahrip olmuştur. Sadece doğu kısmı tonoz ve doğu duvarındaki kemerler seviyesinde ayakta kalabilmiştir. Yapının iç kısmına çok fazla toprak yapıldığından kemer açıklıkları kapanmak üzeredir. Yapını iç kısmına çok fazla toprak yığıldığından kemer açılıkları kapanmak üzeredir. Yapının üst örtüsünün beşik tonoz olduğu doğudaki kalıntıda anlaşılmaktadır. Yapının güneyinde iç kısmında yeni inşaat temelinin atıldığı ve bu inşaatta kullanılmak üzere yapıya ait taşları harç yapımında kullanıldığı tespit edilmiştir.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.