Oda TV denilen karanlık TV derhal kapatılmalıdır

Oda TV denilen karanlık TV derhal kapatılmalıdır

Her fırsatta Peygamber Efendimize ve İslami değerlere saldıran oda TV'ye sert tepki gösteren hukukçular, oda TV'nin bir kere daha İslam'a olan kinini kustuğunu belirterek, “oda TV” denilen “karanlık TV”nin derhal kapatılması çağrısında bulundu.

İslam'a ve Müslümanlara düşmanlığı kendisine görev edinen ve her fırsatta da İslam'a olan kinini kusan "oda TV" bir kez daha Peygamber Efendimize hakaret etme cüretini gösterdi. Her zaman ifade ve basın özgürlüğü maskesi altında Müslümanların mukaddesatına saldıran sözde haber sitesinin bu aşağılık hakaretine her kesim sert tepki gösteriyor.

İslam'ın kutsallarına saldırarak Türkiye'de kaosu hedefleyen "karanlık odalar"ın bu tür hakaretlerinin yayınlanmasına izin verilmesini İLKHA’ya değerlendiren Avukat Hüseyin Kurşun, “Oda TV'nin bir kere daha İslam'a olan kinini kustuğunu görüyoruz.” diyerek sözde haber sitesinin derhal kapatılması için savcıları göreve çağırdı.

Kurşun, Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere tüm İslami sivil toplum kuruşlarının sözde haber sitesi hakkında suç duyurusunda bulunması gerektiğini belirterek, “oda TV” denilen “karanlık TV”nin derhal kapatılması çağrısında bulundu.

“Oda TV'nin bir kere daha İslam'a olan kinini kustuğunu görüyoruz”

Türkiye'de basın özgürlüğünün çok yanlış anlaşıldığını, eleştiri ile hakaretin birbirine karıştırıldığını dile getiren Kurşun, “Ben ilgili haberi okudum, Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), O’nun Ashab-ı kiramına, cihat ayetleri kullanılarak, kadınların cariye olarak alındığını, ganimet elde edildiğini dolayısıyla peygamberin ve Ashab-ı kiramın haşa ‘eşkıya’ olduğu belirtilmiştir. Şimdi ‘eşkıya’ sözünün ne anlama geldiğini biliyoruz. Eşkıyanın anlamı; yol kesen, insanların mallarına haksız ve hukuksuz bir şekilde el koyan, ırzlara tecavüz eden hak ve hukuk tanımayan kişiler olarak biliyoruz. Yani bir dinin peygamberine bırakın peygamberi sıradan bir insana dahi ‘eşkıya’ dediğiniz zaman bu hakaret ihtiva eder. Kaldı ki 1,5 milyar müntesibi bulunan bir dinin liderine ve onun kutsallarına bu şekilde saygısızlık edilmesi düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Değerlendirilmesi de mümkün değildir. Burada açık Bir şekilde Oda TV'nin bir kere daha İslam'a olan kinini kustuğunu görüyoruz.” dedi.

“Savcıların bu site hakkında soruşturma başlatmasını bekliyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin bu konuda hassasiyet göstermesi gerektiğini belirten Kurşun, “Müjdat Gezen’in birkaç gün önce Kadıköy Belediyesinin düzenlemiş olduğu bir konferansta, Sayın Erdoğan'a, ‘haddini bil’ sözünün üzerinden 24 saat geçmeden Sayın Erdoğan savcıları göreve çağırdı. Normal şartlarda ‘haddini bil’ sözü bir hakaret içermiyor. Nitekim siyasiler sürekli kendi aralarındaki polemiklerde ve dil kavgalarında birbirlerine ‘haddini bil’ derler ve hiçbiri gidip şikâyetçi olmaz, olsa bile bu suç unsuru değildir. Buna karşılık ise Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve Ashâb-ı kirama ‘eşkıya’ diyen bir yayın kurumu hakkında aynı hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz. Bu anlamda savcıların bu site hakkında soruşturma başlatmasını bekliyoruz.”ifadelerini kullandı.

“Basın özgürlüğü kimseye hakaret etme yetkisini vermez”

Kurşun, “Siber suçlarla mücadele ekipleri, sabahtan akşama kadar insanların sosyal medya hesapları paylaşımlarında Atatürk'e hakaret suçu ararken, birçok kişiye bu konuda soruşturma başlatılırken aynı hakaretin daha ağır bir şekilde Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yapılırken, biz bu konuda aynı hassasiyeti gösterip göstermeyeceklerini bekleyip, göreceğiz. Dolayısıyla basın özgürlüğü kimseye ve kendisi gibi düşünmeyen kesime hakaret etme yetkisini vermez. Hakaret nerede başlar ve eleştiri nerede sona erer, bunu basın kuruluşlarının bir defa iyi idrak etmesi gerekiyor. Ama ben oda TV'nin bunu bilinçli olarak yaptığını düşünüyorum. Çünkü bunun öncesi de var. Daha önce de bu tür hakaretler yapılmıştı. Buradaki amacın toplumu kutuplaştırma olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

“İnsanların inancına hakaret edilerek siz muhalefet yapamazsınız”

Birilerinin Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalıştığına dikkat çeken Kurşun, “17 yıldan beri bir istikrar var. Dolayısıyla solcuların muhalefeti ya da Ak Partili olmayanların muhalefetini biz zaten biliyoruz, bu gayet normaldir. Ancak bu bir muhalefet dili değil. İnsanların inancına hakaret edilerek siz muhalefet yapamazsınız. Bu sizi bu toplumun dışına atar. Yani bu Müslüman pazarında salyangoz satmaya benzer. Dolayısıyla burada bu yapılmaya çalışılıyor. Gezi benzeri bir hareketin oluşumunun zemini oluşturulmaya çalışılıyor, ben bunu gözlemledim. İnsanlar sürekli tartışsınlar ve tartışmayı da bıraksın birbirlerine hakaret etsin ve bir süre sonrada sokağa çıksın, birbirlerini vursunlar. Sanki bir iç savaş şartları oluşturuluyor gibi bir atmosfer var. Çünkü onlar da biliyorlar ki klasik darbeler sona erdi. Artık asker sokağa çıkmayacak. Ancak insanları kamplaştırarak laik-antilaik, Alevi-Sünni, Türk-Kürd şeklinde ayrıştırarak ve birbirilerine hakaret ettirerek insanları sokağa döküp bir kargaşa ortamının oluşmasını bir şekilde sağlamaya çalışıyorlar diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

“Türkiye'de halkımızın en hassas olduğu konu; dindir”

Toplumun kutuplaştırıldığını ve iktidarın da buna bir şekilde zemin hazırladığını belirten Kurşun, “Yani çok ötekine karşı ve kendinden olmayanlara karşı bu dindar veya laik olur hiç fark etmiyor. Kendisine muhalefet eden herkese yönelik iktidarın sert bir muhalefet dili var.  Diğer taraftan solcu camia da Ak Parti özelinden insanların inancına saldırıyor. Ak Partinin yapmış olduğu politikaları hoşuna gitmiyor. Bunu dine endeksliyor, dinle ilişkilendirmeye çalışıyor. Dindar insanların bireysel hatalarını dine mal etmeye çalışıyor. Dolayısıyla toplum bir şekilde din üzerinden kutuplaştırılıyor. Türkiye'de halkımızın en hassas olduğu konu; dindir. Bu yumuşak karnı kaşımaya çalışarak bir iç gerginliğe, kargaşaya neden olmaya çalışıyorlar.” diye belirtti.

“Oda TV’ denilen ‘karanlık TV'nin derhal kapatılması gerekiyor”

Kurşun, Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere İslami sivil toplum kuruşlarının suç duyurusunda bulunması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“Bu ‘oda TV’ denilen ‘karanlık TV'nin internet sitesinin de derhal kapatılması gerekiyor. Çünkü sürekli zaten aynı konular işleniyor. İnsanlar tahrik ediliyor ve dine yönelik de ardı arkası kesilmeyen saldırılar yapılıyor. Toplum bu şekilde sosyal medya hesaplarından birbirlerine ağır hakaretler etmeye başlıyor. Bunun üzerinden de insanları ayrıştırılarak Türkiye’yi de belirsiz karanlık bir döneme doğru çekmeye çalışıyorlar.”

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.