"Rıza-i ilahiye uygun olmayan bir evlilikten hayır gelmez"

"Rıza-i ilahiye uygun olmayan bir evlilikten hayır gelmez"

Aile ve evliliklerle ilgili değerlendirme yapan Doç. Dr. Hüseyin Çelik, Allah'ın rızasına uygun olmayan evliliklerden hayır gelmeyeceğini söyledi.

Adıyaman Üniversitesi (ADYÜ) İslami İlimler Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, Müslüman toplumda olması gereken aile ve evlilikler üzerine İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Toplumu meydana getiren en küçük temel taşına aile dendiğini belirten Çelik, ailenin, anne ve baba ile evlatlardan meydana gelen bir yapı olduğunu söyledi.

Çelik, "Kur'an-ı Kerim'de Allah Teâlâ, 'Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sonra da sizi kabilelere, milletlere ayırdık.' şeklinde ifade eder. Toplumun temelini insanlar oluşturur ve insanların evlilik bağıyla bir araya gelmesine, bu birlikteliğe aile diyoruz. Kur'an'ın da ifadesiyle toplumu meydana getiren, toplumun temel taşı olan, en az bir anne ve babadan müteşekkil, evlatlarla süslenmiş, geliştirilmiş, zenginleşmiş, toplumun en küçük yapı taşını aile olarak isimlendiririz." dedi.

"Allah insana farklı görevler vermiştir"

İnsanın yaratılışında bir amacın olduğunu dile getiren Çelik, şunları söyledi:

"Allah Teâlâ insanı yaratmış, insana farklı görevler vermiştir. Temel olarak asli görevi ailedir. Bu aile içerisinde de annenin, babanın, kardeşlerin ve eşlerin birtakım görevleri vardır. Allah, hiçbir varlığı başıboş olarak yaratmamıştır. İnsanın yaratılışında bir amaç, bir maksat, bir gaye var. Bu gaye etrafında hareket etmesi gerekiyor. Baba olarak, anne olarak, eş olarak insandan istenilen görevler var. Kur'an ve sünnette insanın ne şekilde olması gerektiğinin bol bol örnekleri var. Mesela Lokman süresinde Lokman (as) ve oğlu arasındaki ilişkilerden bahsedilir. Lokman (a.s) orada oğluna birtakım tavsiyelerde bulunmuştur. 'Ey yavrucuğum, Allaha şirk koşma çünkü şirk büyük bir zulümdür!' demiştir. Daha sonraki gelen ayetlerde anne ve babasına iyilik yapmasından bahseder. Yapmış olduğu iyiliği ne kadar küçük de olsa hor görmemesi gerektiğinden, Allah Teâlâ'nın bir şekilde ona karşılık vereceğinden bahseder."

Zaman zaman aralarında problem çıkan eşlerin, en küçük bir sorunda hemen boşanmayı düşünmemeleri gerektiğine değinen Çelik, Kur'an-ı Kerim ışığında hareket edilmesinin önemli olduğunu ifade etti.

"Ufak bir şeyde aile bağlarını koparmamak gerekiyor"

Çelik, evlilikte bazı sıkıntıların olabileceğini ancak bunlara karşı sabır gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bazen evlilikte problemler, sıkıntılar olabiliyor. Önümüzde üç şık var: Birincisi, hanım suçludur, problem varsa hanımdan kaynaklanıyordur. İkincisi erkekten kaynaklanıyor. Üçüncüsü her ikisinden kaynaklanıyor. Bunun örnekleri çoktur. Eğer kadın suçlu ise erkeğe şunu söylerim: Hanımın kusuru, eksiği olabilir. Kur'an-ı Kerim Hz. Nuh'tan bahsediyor. Hanımının kendisine iman etmediğini hatta birtakım sırlarını müşriklerle, kâfirlerle paylaşarak Hz. Nuh'a ihanetinden bahsediyor. Fakat Nuh (as) bu ömrü içerisinde 950, belki daha uzun bir ömrü içerisinde bu hanımla beraber kalıyor, yani 950 sene sabretmiş. Sen ne oluyorsun ki 3 gün sabretmeden aile bağlarını koparmaya çalışıyorsun. Sabret, biraz dayan, belki neticede bu hayra varacak. Eğer hanım kocasından şikâyet ediyorsa ona da şunu söylüyorum: Kocan ne kadar zalim olursa olsun bir firavun kadar zalim mi? Kur'an-ı Kerim Tahrim süresinde Firavun ve onun mümin eşi Asiye annemizden bahseder. İman etmişti, inanan bir kadındı fakat kocası Firavun her gün onu güneşin altına çıkarır, dört tane kazık çakar, ellerinden ve ayaklarından bağlar, akşama kadar güneş altında bekletirdi. Bu şekilde bu hanım şehit oluncaya kadar devam etti. O sabretti, 'Evliliği bitireyim.' demedi. Hemen ufak bir şeyde aile bağlarını koparıp, eşyasını ve çantasını toplayıp evi terk etmemek gerekiyor. Erkek hanımından ufak bir hata ve kusur gördüğünde 'Seni kapı dışarı ediyorum, seni boşuyorum.' dememelidir." ifadelerini kullandı.

"Boşanmada en büyük sıkıntıyı çocuklar çekiyor"

En küçük bir sorunun boşanma derecesine varmasının daha çok çocukları etkilediğini anlatan Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Maalesef en büyük sıkıntıyı çocuklar çekiyor. Evleniliyor, ufak bir şeyden dolayı eşler boşanıyor. Karı koca ayrı yaşamaya başlıyor ve arada o çocuklar sıkıntı çekiyorlar. Onların psikolojileri, dengeleri, yapıları bozuluyor. Kişilikleri değişiyor. Neden? Anne ve babanın düzenli bir yapısı olmadığından dolayı."

"Evlilikler çok kolay bir şekilde biter hale gelmiş"

Çocuklarını evlendiren ailelere tavsiyelerde bulunan Çelik, bir düğünün geleneklerden ziyade İslami ölçülere uyması gerektiğini belirterek, "Bir Müslüman olarak yapmamız gerekenler neyse olaya öyle yaklaşmamız gerekiyor. Yıkıcı olarak değil, yapıcı olarak olaya yaklaşmalıyız. Anne kızını evlendiriyor, kızını gelin olarak gönderiyor. 'Bak kızım! Sakın ha sakın kendini ezdirme. Bak, biz buradayız.' diyor. Nereye gönderiyorsun bu kızı, savaşa mı gönderiyorsun? O zaman niye damatla evlendiriyorsun? Ufak bir şeyden dolayı niye sahipleniyor, niye müdahale ediyorsun? Bırak, müdahale etme. Kız da yanlış yapsa damat da yanlış yapsa 'Kızım sen haklı olabilirsin ama ailenin geleceği, ailenin devamı için haksızsın, sabret yavrum. Hemen bu şeyden dolayı evlilik bağı bitirilmez.' demek lazımdır. Maalesef çok kolay bir şekilde evlilikler biter hale gelmiş." şeklinde konuştu.

"Nikâhın en hayırlısı en kolay olanıdır"

"Nikâhın en hayırlısı en kolay olanıdır." diyen Çelik, "Evlilikleri kolaylaştırmak lazım. Ne kadar kolaysa o kadar bereketli olur. İslam, evliliği ne kadar kolaylaştırmışsa boşanmayı da o kadar zorlaştırmıştır. Peygamber Efendimiz, 'Boşanma, Allah'ın en sevmediği helaldir.' buyuruyor. Allah, rastgele, kolay bir şekilde evlilik bağlarının koparılmasına razı değil. Aynı şekilde nikâhın da evliliğin de zorlaştırılmasına razı değil. Ama gereksiz harcamalar yapılarak, evlenen çiftler henüz yolun başında sıkıntılı bir hayatın içine itiliyorlar. Evlilikler borçla başlıyor. Artık adetler dinin önüne geçmiş. Her âdete bakıyorsun bir adet de olsa atlamıyoruz, mutlaka yerine geliyor." dedi.

"Rıza-i ilahiye uygun olmayan bir evlilikten hayır gelmez"

Harama ve helale dikkat edilmesiyle ilgili emirlerin rahat bir şekilde çiğnenebildiğini dile getiren Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: "Ne olacak? Sen böyle bir evliliği, bir yuvayı kurarken zaten Allah'ın rızasına uygun kurmadın ki. Rıza-i ilahiye uygun kurulmayan bir evlilik ondan sonra hayır getirmiyor. İşte, evlilikler o kadar zorlaştırılmış, boşanmalar da o kadar kolaylaştırılmış. Adeta gelin arabalarının önüne 'evleniyoruz', arkasına 'boşanıyoruz' yazısı yazacak hale gelmişiz. Bir haftalık, 2 aylık, 6 aylık, bir yıllık boşamalar almış başını gidiyor. Sebep bizde. Bir anne, bir baba, bir eş, bir koca olarak üzerine düşen vazifeleri, görevleri yapmadığı için bu aksamalar, bu kusurlar, bu olumsuzluklar ortaya çıkıyor. Önce anne olarak, baba olarak, eş olarak yapmamız gereken vazifelerimiz ne ise bunları yapacağız. Daha sonra düzenlemenin kendiliğinden gerçekleşmiş olacağını göreceğiz." (Cemil Özdaş - İLKHA)








 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.