'Sözde ‘onur yürüyüşü’ her yönüyle rezalet'
İstanbul Taksim’de gerçekleştirilen HDP ile CHP’li milletvekillerin de destek verdiği LGBTİ’lerin sözde onur yürüyüşüne tepki gösteren STK yetkilileri bu yürüyüşün kasıtlı olarak planlanan bir eylem olduğuna dikkat çektiler.
İstanbul Taksim’de gerçekleştirilen LGBTİ yürüyüşünün bilinçli bir şekilde yapıldığını ve Ramazan ayını hedef aldıklarına dikkat çeken Diyanet-Sen Gaziantep Şube Başkanı Müslüm Göral, mütedeyyin bir toplumun böyle bir şeyi kabul etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Sözde onur yürüyüşünde Ramazan ayına hakaret içerikli pankart açılmasına ve gayri ahlaki görüntüler sergilenmesine sert bir şekilde tepki gösteren Göral, İLKHA’ya yaptığı açıklamada, yürüyüşün her yönüyle rezalet olduğunu ve zamanlama olarak Ramazan ayında yapılmasının ayrı bir rezalet olduğunu söyledi.
İstanbul'da düzenlenen sözde LGBTİ onur yürüyüşünde büyük rezaletlerin sahnelendiğini belirten Göral, Mübarek Ramazan ayına rağmen, İslam’ın kutsallarına hakaret edilerek hadlerini aşan bu sapkınlara ve bunlarla aynı safta yürüyen HDP ve CHP’yi derhal Müslüman halktan özür dilemeye çağırdı.
Yürüyüşün kasıtlı yapılan bir eylem olduğunu ifade eden Göral, özellikle yürüyüşün zamanlaması ve yürüyüşü organize eden sivil toplum kuruluşlarının isimlerine bakıldığında bu işin kasıtlı olduğunun göstergesi olduğunu söyleyerek, “Zamanlama olarak Müslümanların kutsal saydığı ramazan ayında böyle bir işin yapılması ayrı bir rezalettir. Dünya Müslümanları ezilirken, Müslüman coğrafyasında bu kadar zulüm yaşanırken böyle bir yürüyüş kasıtlı yapılmış yürüyüştür.” ifadelerini kullandı.
Bu gibi ahlaksızlıkların toplumda normalmiş gibi görünmesi amaçlanıyor
Sözde onur yürüyüşü olan ahlaksız yürüyüşte, bu gibi ahlaksızlıkların toplumda normalmiş gibi gösterilmesinin amaçlandığına vurgu yapan Göral, “Ülkemiz bir seçim sürecinden çıktı. Hükümet bunalımı yaşanıyor. Şu anda böyle bir zamanda böyle bir olayın olması dikkatlerin farklı bir yöne çekilmesinden başka bir şey değildir. Bu belli kesimlerin kasıtlı olarak yapmış olduğu bir organizedir. İşin diğer boyutu da burada bir ahlak yozlaşması, bu gibi ahlaksızlıkların toplumda normalmiş gibi görünmesin amaçlanmasıdır. Tabi bu diğer batı toplumlarında normal gibi karşılanabilir. Ancak bizim gibi Müslüman ülkenin, mütedeyyin bir toplumun böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değildir.” şeklinde konuştu.
Zamanlama açısından ve yürüyüşü organize eden kişiler açısından eylemin kasıtlı bir olay olduğunu belirten Göral, Müslüman halkın ahlaksız bu yürüyüşü iyi görmesi ve ferasetli olması gerektiğini vurgulayarak, “Kobani’de yaşanan olaylar ile HDP’nin bu işe yaklaşımı pek şaşırtıcı bir şey değildir.” dedi.
Kobani’de sivil halkın katledildiği bir dönemde ve HDP’nin Kobani’de yaşanan her olayda feryad-u figanlar koparmasına atfen hatırlatma da bulunan Göral, HDP samimi ise sivil halkın katledildiği bir günde böyle bir yürüyüşe destek vermelerini çelişki olarak niteledi.
Bunların siyaset ile de bir alakaları yok
HDP’nin provokatif çağrılarına halkın aldırmaması yönünde uyarılarda bulunan Göral, HDP’nin Türkiye’de yıllarca kan üzerinden siyaset yaptığını belirterek, “Bunların siyaset ile de bir alakaları yok, siyasetin bir lekesi diyorum ben bunlara. Bunların zaten işi bu Türkiye’de yaptıkları da Kobani’de yaptıkları da bu. Kobani’de yaşayan Kürt kardeşlerinin aynı zamanda bizim Kürt kardeşlerimizin kanlarının dökülmesini istiyorlar. Orada bir karışıklık çıksın da biz bundan faydalanalım ve Türkiye’deki karışıklığa bir zemin hazırlayalım, bunu kullanalım. Orada akıtılan kanın hesabını yapmıyorlar.” diye konuştu.
HDP’nin Kürt halkına verecekleri hiçbir şey yoktur
6-8 Ekim olaylarını hatırlatan Göral, son olarak, “Türkiye’de yıllarca hep bunu yaptılar. Buna benzer çağrılarda bulundular, milleti sokağa döktüler. Yine bunun sonucunda ölen insanlar kendi insanlarıydı. Yine bizim Kürt kardeşlerimizdi. Bunları iyi görmek lazım ve toplumun HDP’nin yapısını iyi anlaması lazım. Hep Kürt kardeşlerimiz öldü. Bunların çağrısı ile Yasin Börü kardeşimiz şehit edildi. Zaten bunların Kürt halkına verecekleri hiçbir şey yoktur. Verecekleri sadece kargaşa, kan ve gözyaşıdır.” ifadelerini kullandı. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.