Teknolojiye yenik düşen meslek: Arzuhalcilik

Teknolojiye yenik düşen meslek: Arzuhalcilik

Okur-yazar oranının az olduğu dönemlerde vatandaşların resmi kurumların önünde uğrak yeri olan, dilek ve şikâyetleri daktilo ile kağıda yazarak geçimlerini sağlayan arzuhalciler, teknolojinin gelişmesiyle birlikte iş yapamaz hale geldi.

Gaziantep’te 31 yıldır arzuhalcilik mesleğini sürdürerek geçimini sağlamaya çalışan Nejdet Erdem, mesleğinin teknolojiye yenildiğini söyledi.

Osmanlı döneminden bugüne süregelen mesleklerden olan arzuhalcilik, yaygınlaşan bilgisayar ve internet teknolojisi ile ülke genelinde yükselen eğitim seviyesi nedeniyle büyük sıkıntı yaşıyor.

Gaziantep’te amaçları çalışarak ailesini geçindirmek olan arzuhalciler, yaygınlaşan dijital yazışmalar nedeniyle son demlerini yaşıyor.

Gaziantep’teki eski adliyenin yanında 31 yıldır arzuhalcilik mesleğini sürdüren 74 yaşındaki Necdet Erdem, teknolojinin gelişmesiyle matbu evrakların artık internette bilgisayar ortamında hazır olduğu için vatandaşların arzuhalcilere gelmediğini söyledi.

Bir zamanların en prestijli meslekleri arasında yer alan ve iyi para kazandıran bir meslek olan arzuhalciliğin son demlerini yaşadığını söyleyen Erdem, teknolojinin gelişmesiyle mesleği yapanların sayısının bir elin parmaklarını geçmediğini belirtti.

Daktilonun teknolojiye yenik düştüğünü belirten Erdem, “Ben 74 yaşındayım. 31 yıldan bu yana adliye civarında dilekçeci olarak çalışmaktayım. Arzuhalcilik pek eskisi gibi değil. Gerek adliyenin şehir dışına taşınması ve gerek teknolojinin gelişmesi işlerimizi düşürdü.” dedi.

Gelişen kültür seviyesinin de mesleklerini etkilediğini belirten Erdem, “Eskisi gibi küçük nedenler için artık insanlar kavga etmiyor. İnsanlar biraz daha kültürlü olarak yaşama hazırlanıyor. Kültür seviyesi yüksek olan insanlar arasında da mahkemelik hadiseler çok fazla olmadığından, haliyle bizim işlerimiz de hem zayıfladı, hem de yok olma yoluna gitmektedir.” ifadelerini kullandı.

Gaziantep adliyesinin de şehir dışına taşınması ile kentteki arzuhalcilerin iş yapamadıkları için bir bir mesleği bırakmak zorunda kaldığını belirten Erdem, arzuhalcilik mesleğini artık meslek olarak değil, hobi olarak gördüğünü ifade etti.

Erdem, şunları söyledi:

“Ben 1986 yılında burada arzuhalciliğe başladım. Burada daha önceleri 30 kişiye yakın arzuhalci vardı. Adliye buradan taşındıktan sonra arzuhalcilerin çoğu bu mesleği bıraktı. Bu meslekte de zaten ev geçindiremez hale geldik. Burada 3-5 arkadaş kaldı. En eskileri de benim. Ben artık para için değil de zaman geçirmek için gelmek zorunda kalıyorum. Diğer arkadaşlar da Araplara tercüme ederek ve dilekçe yazarak günlerini geçirip 3-5 kuruş evlerine götürme çabası içerisindeler.”

Arzuhalcilerin avukatla adliye arasında bir nevi köprü görevi gördüğünü belirten Erdem, “Bundan 10 yıl öncesine kadar biz sabahleyin çok erken saatlerde gelirdik. Çünkü köy arabaları Antep’e erken gelir. Köyde kavga etmiş insanlar gelirdi. Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmak için de şikayet dilekçesi yazdırırlardı. Bu tür olaylarla çok karşılaşırdık. Bir de yeni evlenen çiftler boşanma için gelirlerdi. Yeni evli bayan ‘ben boşanmak istiyorum. Boşanma dilekçesi yazdırmak istiyorum’ derdi. ‘Siz neden boşanıyorsunuz’ diye sorarken hemen eşi gelir. Oda dilekçe yazdırmamak, mahkemeye gitmemek ve boşanmamak için hanımını orada beklemektedir. Biz bunun farkında olduğumuz zaman o delikanlıyı da çağırır. Bunları barıştırır ve evlerine gönderirdik. Böyle hadiseler de çok olmuştur. siz o an için belki bir dilekçeden birkaç kuruş kazanabilirsiniz ama bir yuvanın da yıkılmasına neden olmuş olursunuz. Oysa bir yuvayı kurtarmak yıkmaktan daha iyidir.” şeklinde konuştu.

İLKHA









HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.