Ustasından öğrendiği elekçilik mesleğini 30 yıldır severek sürdürüyor
Geçmiş yıllarda evlerin vazgeçilmez malzemeleri arasında yer alan ancak son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte nostaljiye karışmaya başlayan elekçilik mesleğinin ustaları, mesleklerini yaşatmak istiyor.
Geçmişte hemen her evde bulunan elekler, günümüzde gelişen teknolojinin de etkisiyle unutulmaya ve evlerde kullanılmamaya başlandı. Özellikle köylerde buğday, arpa, nohut ve mercimekleri elemek için sıkça kullanılan elek ve elekçilik mesleğini yapan usta sayısı her geçen gün azaldı.
Gaziantep’te elekçilik mesleğinin son ustalarından olan Erkan Gözübüyük (37), 1993 yılında henüz 9 yaşında iken ustasından öğrendiği mesleğini yaklaşık 30 yıldır severek sürdürüyor.
Farklı boyutlardaki elekleri tamamen el emeğiyle yapan Gözübüyük, günümüzde gelişen teknolojinin de etkisiyle unutulan mesleğini yaşatmak için zamana direniyor.
Çekiç sesleri arasında, kalan sayılı müşterilerine elek yapan Gözübüyük, bir zamanların gözde mesleği arasında yer alan elekçilik mesleğini sürdürmeye çalışıyor.
Ustasından aldığı mirasla 9 yaşından beri elek yapıp satan Gözübüyük, elek yapmanın yanı sıra masa, yürüteç ve soğan tahtası gibi malzemeleri de yaparak satıyor.
Eleklerin eskiden köylülerin ektikleri tahıllarını elemek ve içindeki yabancı maddeleri ayıklamak için kullandıklarını anlatan Gözübüyük, mesleğe başlama sürecini İLKHA’ya anlattı.
Erkan Gözübüyük
Kentte sadece birkaç ustanın bu mesleği yaptığını belirten Gözübüyük, kendilerinden sonra elekçilik mesleğini yapacak kimsenin bulunmadığını söyledi.
Elekçilik mesleğine 1993 yılında başladığını belirten Gözübüyük, “Bir gün okul çıkışında çarşıda gezerken bu meslek ilgimi çekti. Daha sonra çırak olarak bu mesleğe başladım. 20 sene boyunca mesleğime devam ettim. Belli bir süreden sonra meslek ölme noktasına geldi. Bu süreçten sonra kendi iş yerimi açma kararı aldım. İş yerimi açtım. Un, buğday mercimek ve arpa elemesinde kullanılan elek imalatına devam ettim. Bu şekilde mesleğime devam ettim.” dedi.
“Yaptığımız elekleri daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne gönderiyoruz”
Mesleğini sürdürmek için işyeri açtığını belirten Gözübüyük, “Zamanla müşterilerim oldu ve birçok yerde tanındım. Özellikle Van, Muş ve Diyarbakır gibi doğu illerinde ekmek çok yapıldığı için o bölgelerde eleğe rağbet var. Yaptığımız ürünleri de zaten o bölgeye gönderiyoruz. Şu anda biraz batı bölgesine de elek göndermeye başladık. Her şey doğal olduğundan dolayı batı illerinde de eleğe rağbet var.” ifadelerini kullandı.
Kasnağı, tel ve çivi yardımıyla elek haline getirdiklerini ifade eden Gözübüyük, tamamen el emeği olan elek ve kalburları kişiye özel büyüklükte ve tel aralığında imal edebildiklerini belirtti.
Gözübüyük, eleğin yanı sıra kıyma, soğan tahtası, yürüteç, oklava merdane gibi çeşitli malzemeler de yaptığını ifade etti.
“Bizden sonra mesleğimiz bitecek”
Mesleğin son temsilcilerinden olduğunu ifade eden Gözübüyük, “Bizden sonra bu mesleği devam ettiren olur mu bilmiyorum ama biz son ustalarız. Şu anda 1-2 esnaf haricinde mesleği yapan kimse yok. Gaziantep'te bu mesleği bir ben, bir de çarşıdaki iki esnaf yapıyor.” diye konuştu.
Ağaç işleri ile uğraşmayı sevdiğini belirten Gözübüyük, küçük yaştan itibaren yaptığı mesleğini devam ettirmek istediğini ve yıllardır mesleğini severek yaptığını söyledi.
“Mesleği yapan ustaların sayısı azaldı”
Eleğe olan talebin eskiye göre azaldığını anlatan Gözübüyük, “Eskiden her evde bahçe vardı. Eskiden insanlar evlerinde bahçe olduğu için ekmeğini rahatlıkla bahçelerinde yapabiliyorlardı. Fakat şu anda apartman kültürü yaygınlaştığından dolayı insanlar ekmek yapamıyor. Şu anda daha çok hazır gıda tüketiyorlar. Bundan dolayı da elek kullanımı azaldığından dolayı mesleği yapan ustaların sayısı azaldı. Şu anda birkaç usta kaldığımızdan dolayı gelen siparişleri de yetiştiremiyoruz. Çünkü özellikle doğu illerinde ekmek yapımı devam ettiğinden dolayı halen bölgede eleğe rağbet var.” ifadelerini kullandı.
Gözübüyük, Covid-19 salgını sürecinde evde ekmek yapımının artmasıyla birlikte eleğe olan rağbetin de arttığını belirtti.
Kendilerinden sonra mesleği sürdürecek çırak bulamadıklarını belirten Gözübüyük, çırak bulamadığı için mesleğini 15 yaşındaki oğlu Hasan’a öğrettiğini ifade etti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.