"Yasinleri katleden zihniyet Yezidi zihniyetin devamıdır"

"Yasinleri katleden zihniyet Yezidi zihniyetin devamıdır"

Mardin'in Midyat ilçesinde Yasin Börü ve arkadaşlarını anma amacıyla düzenlenen etkinlikte, Yasinleri katleden zihniyetin, Hz. Hüseyin'i şehit eden Yezidi zihniyetin devamı olduğu belirtildi.

Mardin'in Midyat ilçesinde gerçekleştirilen etkinlikle 6-8 Ekim 2014 tarihli saldırılarda kurban eti dağıtırken PKK/HDP'liler tarafından katledilen Yasin Börü ve arkadaşları anıldı.

Midyat Azim-Der tarafından düzenlenen etkinlik, Kocatepe İlköğretim Okulunun konferans salonunda yapıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte, söz konusu saldırıları konu alan sinevizyon gösterimi katılımcılara duygulu anlar yaşattı.

Şehitler üzerine bestelenmiş ezgilerin seslendirildiği programa katılan İttihad'ul Ulema Yönetim Kurulu Üyesi M. Ali Altun, 6-8 Ekim'de yaşanan vahşetin, Kerbela'da Hz. Hüseyin ve ailesine yapılandan farklı olmadığını söyledi.

İslam topraklarının ancak şehitlerin kanıyla varlığını devam ettirebileceğini belirten Altun, "Şehitleri anlatmak çok kolay bir iş değildir. Kanlarını davaları için akıtarak Allah'a kurban olarak sunan müminlerin anılarını, onların hayat hikâyesini ve mücadelesini anlatmak kolay değildir ve bizler Müslümanlar olarak bu şehitler kervanıyla gurur duyuyoruz. Onlar bizim iftihar kaynağımızdır. Yasinlerin dramı yürekleri dağlıyor, yürekleri yakıyor ama şunu da bilelim ki bunlar olmadan aziz İslam davası bu topraklarda daim olamaz. Eğer iyi sulanmazsa bu topraklarda İslam tutunamaz. İslam'ın şiarları hayatta kalamaz. Şu an muharrem ayındayız ve muharrem denilince aklımıza 'Aşure Günü' gelir. Aşure denilince akla Kerbela, Kerbela denilince de peygamber torunu ve cennet gençlerinin efendisi Hz. Hüseyin geliyor. Hz. Hüseyin'in Kerbela çölündeki şu feryadı asırlardır dinmiyor, kulaktan kulağa ve nesilden nesile aktarılıyor. Hz. Hüseyin misyonu temsil ediyor. Ne diyordu imam? 'Eğer benim ceddim Muhammed'in dinini ayakta duracaksa ey kılıçlar, doğrayın bedenimi!' diyordu. İşte, biz bu günleri anlatırken Yasinleri, Riyadları, Hasan ve Hüseyinleri, onları Hüseyin'siz anlatamayız. Çünkü bugün bu davanın sancağı onlarla ayaktadır." dedi.

"Şehit, karanlık gönülleri aydınlatan manevi bir meşaledir"

Aradan geçen asırlara rağmen Yezit zihniyetinin hâlâ aynı olduğunu dile getiren Altun, sözlerine şöyle devam etti:

"Kerbela Çölü'nde Hz. Hüseyin Yezid'e 'Ey zalim! Şu Fırat'tan hayvanlar, vahşiler, Hristiyan ve Yahudiler su içmektedir. Bırakın da peygamber torunları ve çocukları bu sudan içsinler. Siz nasıl insanlarsınız?' diye sesleniyordu. Günümüzün Yezitleri ile Kerbela'daki Yezitlerin arasında hiçbir fark yoktur. Şehit, karanlık dünyalara doğan güneş, karanlık gönülleri aydınlatan manevi bir meşaledir. Şehit, ölüme gülümseyen, ölümü öldüren ve ölüme meydan okuyan kahramandır. Şehadet Müslümanlar için bir zafer, o zaferin kahramanı da şehittir. Bütün dualarımızın merkezi ve kaynağı şahadettir. Elbette bir Müslüman İslam yoluna girdiğinde 'Benim davam İslam'dır, rabbim Allah, önderim ve peygamberim Hz. Muhammed'dir.' dediğinde karşısında Yezitleri, Nemrutları ve Firavunları görecektir. Onların karşısında dik durmasını bilecek ve kendisinden sonraki nesillere Allah yolunda nasıl ölüneceğinin mesajını, terbiyesini ve eğitimini verecektir. Bu bakımdan da şehitlerimiz bizim için şehadet öğretmenleridir."

"6-8 Ekim bölgemiz için bir milattır"

6-8 Ekim saldırılarının bölge açısından milat olduğunu vurgulayan Altun, "O zalimlerin kara yüzlerindeki maskeyi indiren şehitlerimiz bizim için meşale oldular. Şehit Yasin ve arkadaşları bu barbarlıkla şehit edilmeseydiler bu zalimlerin barbarlıkları nasıl izah edilecekti? Onların zihniyetlerinin tahribat verici olduğu nasıl anlatılacak, nasıl izah edilecekti? İşte, Şehit Yasin ve arkadaşlarının çektiği acılar ve şehadet yöntemleri onların yüzündeki kara maskeyi düşüren bir ışık olmuştur. Kendileri daha sonraki nesillere o zalimlerin ne kadar çirkin olduğunu gösterdiler. İşte, Yasin ve arkadaşları, kendilerini insanlara ilah olarak tanıtan, onların başında despotluk yapanların üzerine kâbus gibi çöken o zalimlerin yüzüne tükürür bir şekilde 'Siz ilah değilsiniz, siz olsa olsa vahşi bir hayvansınız.' dediler." ifadelerini kullandı.

"Onların misyonunu sonraki nesillere aktarmak hepimizin görevidir"

Şehitlerin misyonunun sonraki nesillere aktarılmasının bütün Müslümanların görevi olduğunu sözlerine ekleyen Altun, "Onların suçu neydi, Yasinler hangi suçtan dolayı öldürüldü? Hangi suçtan dolayı balkonlardan atıldılar, üzerlerine benzin dökülerek yakıldılar, hangi suçtan dolayı üzerlerinden araba geçti? Bunun hesabı dünyada da ahirette de sorulacaktır. Özgürlük naraları atıp memleketi talan ederek viraneye çeviren, yakıp yıkan o vampirler, o yamyamlar hesap verecekler. Ahirette hesapları çok ağır olacaktır. Ama bizler Müslümanlar ve onların davasına gönül verenler olarak onların yolunu ve sancaklarını yerde bırakmamalıyız. Çünkü onlar bize bir dava, bir misyon emanet ettiler. Bize bir miras bıraktılar. Hiç şüphesiz ki Yasinlerin misyonunu yüklenmek, taşımak ve sonraki nesillere aktarmak hepimizin görevidir." şeklinde konuştu.

"Kelimelerin boğazlarda düğümlendiği bir zaman dilimini yaşıyoruz"

Programa katılan HÜDA PAR Midyat İlçe Başkanı İsa Altunkaynak ise yaptığı açıklamada, "Tarih boyunca aziz İslam davası uğruna canlarını feda eden tüm İslam şehitlerini rahmetle anıyoruz. Evet, kelimelerin boğazlarda düğümlendiği bir zaman dilimini yaşıyoruz. Zamanın Hüseyin'inin şehit edildiği bir zaman dilimi… Göğsüne büyük bir taş konularak inancından dolayı işkence dilen Hz. Bilal'in adını çocuklarımızda taşıyoruz. Bugün ise damlardan atılarak bıçaklanan, benzin dökülerek yakılan ve üzerinden arabalar geçilen Yasin'imizin aslında en az zamanın sahabesi mesabesinde anılması lazım. Nasıl ki çocuklarımıza genellikle Bilal adını vererek onu yaşatıyorsak, günümüzde anne ve babaların çocuklarına Yasin adını vermelerini öneriyor ve istiyoruz. Rabbim bu şehitlerimizin kanlarının bedelini yerde bırakmasın. Herkes bilsin ki hepimiz birer Yasin'iz. Onların geride bırakmış olduğu davayı ve misyonu yüklenmeye hazırız. Malımız ve canımızla buna adayız. Bunu herkes bilsin." dedi.

Program, seslendirilen ezgilerin ardından yapılan dua ile sona erdi. (Süleyman Tunç - İLKHA)






















 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.