Yusufiler artık özgürlüğüne kavuşmalıdır
Adana’da İslami hizmetlerinden dolayı 20-25 yıldır cezaevinde bulunan Yusufîlerin özgürlüğe kavuşması için basın açıklaması düzenlendi.
28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Adana Koordinatörlüğü, İslami hizmetlerinden dolayı uzun yıllardır cezaevinde bulunan mahkûmlara özgürlük için kitlesel basın açıklaması düzenledi. Okunan basın açıklamasında “Yusufîler af değil adalet istiyor” mesajı verildi.
Adana 5 Ocak Meydanı’nda cuma namazını müteakip gerçekleşen kitlesel basın açıklamasına; HÜDA PAR Adana İl Teşkilatının yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşu da destek verdi. Kadınların da çocuklarıyla katıldığı basın açıklamasında; “28 Şubat Devam Ediyor, 28 Şubat Son Bulsun, Af Değil Yeniden Yargılanma, Lütuf Değil Adalet İtiyoruz, Adil Yargılanma Hemen Şimdi, Bu Hasret Son Bulsun Yusufîler Özgür Olsun, Bitsin Artık Bu Zulüm” yazılı dövizlerle Yusufiler için adalet istendi.
Veysi Sonkaya Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda basın açıklamasını İnisiyatifin Adana Sözcüsü Orhan Erkuş okudu.
“Yusufiler özgür olsun”
Yusufi mahkûmlara özgürlük için aylardır meydanlarda olduklarını belirterek sözlerine başlayan Erkuş, “Tekrardan cezaevindeki mazlum insanların sesi olabilme adına toplanmış bulunmaktayız. Bıkkınlık göstermeden süregelen bu açıklamalarımızın elbette bizler de sonlanmasını isteriz; fakat bunun şartı açıktır; 28 Şubat döneminde yargılanan, FETÖ’cüler marifetiyle yargısız infaza tabi tutulan ve bu sebeple 20-25 yıldır zindanları dolduran Yusufiler artık özgürlüğüne kavuşmalıdır.” diyerek taleplerini kamuoyuna aktardı.
“Hak ihlalleri açıkça ortada olan dosyalar var”
Uzun yıllardır cezaevlerinde olan Yusufilerin geçmişte maruz bırakıldıkları hukuksuzlukları da aktaran Erkuş, açıklamasını şöyle sürdürdü, “Dava dosyaları tarafsız gözlerce incelendiğinde her adil göz bu mazlumlara haksızlık yapıldığını net şekilde göreceklerdir. Hak ihlallerinin gün gibi ortada olduğu dosyalardan bahsediyoruz. Evet, kör birinin dahi el yordamıyla görebileceği derecede aşikar durumlardan bahsediyoruz. Ama ne hikmetse bu hakikati bir türlü göremeyen(!) yargımız var. Birçoğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince “Adil Yargılanma Hakkı İhlal Edilmesi” nedeniyle Türkiye aleyhine kararlar verilmesine neden olan dosyalardır bunlar. Vatandaşının adil şekilde yargılanıp yargılanmadığının dahi tespitini o devletin yargı erki yapamıyorsa, devletin adalet dağıtan mekanizmalarının çarklarında sorunlar olduğunu anlamak zor olmasa gerek.”
“Devlet halk için vardır”
Adaletin önemine dikkat çeken Erkuş, “Adil bir sistemin, adil yargıçların ve adaletle işleyen bir düzenin sağlandığı bir ortam hem devleti refaha kavuşturur ve devlet içinde yaşanabilir bir alan peyda eder hem de huzur içinde bir halkın teşekkülünü sağlar. Bu mahiyette, eğer ki devlet kendi halkının huzurunu ve refahını istiyorsa bir bakıma ona müreffeh bir adalet mekanizmasını hediye etmelidir. Nitekim devlet halk için vardır ve böyle de olmaya devam etmelidir. Madem devlet halk için vardır, öyleyse umumi huzur için halkının taleplerine gözlerini kapatmamalıdır. Zira haftalarca aylarca hatta yıllarca mazlumiyeti için feryat figan eden gözü yaşlı anne-babaları ve çocukları göz ardı etmemelidir. Aynı şekilde kitlesel çalışmalarla bu mazlumiyeti çeşitli platformlarda dile getiren halkının bu meşru taleplerine kör kalmamalıdır.”
“Yusufiler özgürlüğüne kavuşana kadar meydanlardayız”
Yusufi mahkûmlar için lütuf değil adalet istediklerini ifade eden Erkuş, “Bu bağlamda yine tekrar ediyoruz ki, Yusufiler özgürlüğüne kavuşana kadar bu meşru talepler içeren kitlesel basın açıklamalarımızı Türkiye’nin dört bir yanında sürdürmeye devam edeceğiz biiznillah. Allah bizleri, bu zulme sessiz kalan taifelerin içerisinde bulunan biri olarak meleklerine kaydettirmesin inşallah.” ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.