20 yıldır suya hasret kalan mahalle sakinleri yetkililere seslendi: Su sorunumuz çözülsün
Yaklaşık 20 sene önce mahallelerine şebeke çekilmesine rağmen yıllardır su verilmediğini kaydeden Ergani'ye bağlı Hendek Mahallesi (Hendekan) sakinleri, ihtiyaçlarını tedarik ettikleri sondaj suyunun sağlığa elverişsiz olduğunu iddia etti.
Diyarbakır'ın Ergani ilçesine bağlı Hendek Mahallesi'nde yıllardır şebeke suyundan mahrum bırakıldıklarını belirten mahalle sakinleri, kendi imkanlarıyla açtıkları kuyu ve sondajlardan su ihtiyaçlarını tedarik ettiklerini belirterek artık bu sorunun çözüme kavuşturulması için yetkililere çağrıda bulundu.
Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından yıllar önce mahalleye su şebeke hattı döşenmiş, depo yapılmış ve sondajlar hazırlanmış. Mahalle sakinlerinin iddialarına göre hazırlanan şebekeden su verilmediği için hat boruları işlevini yitirerek çürümeye yüz tutmuş. Mahalleli, yeni bir şebekenin döşenerek arıtılmış su hizmetinden faydalanmak istediklerini belirtiyor.
Su sorunlarının yaklaşık 20 yıl öncesine dayandığını ileri süren mahalle sakinlerinden Mecit Tuğrul, "Şebeke olmasına rağmen suyumuz yok, bırakılmıyor. Bırakılsa da tüm tesisat çürümüş durumda. 20 sene önce çekilen su tesisatı yer altında çürümeye mahkûm edilmiş. Mahallemizde 2 cami var. Camilerde abdest alınacak su, yaklaşık 250 hanelik mahallede tek bir çeşmemiz dahi yok. Yeni bir şebekenin çekilmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Kendi imkanlarımızla açtığımız sondaj kuyularındaki su kireçli ve kokuyor"
Bu sene oluşan kuraklıktan dolayı halkın kendi imkanlarıyla açtığı sondajlarda da suyun tükendiğine dikkati çeken Tuğrul, "Yaptıkları masraflar heba oldu. Salgına karşı temizliğe önem verilmesi söyleniyor ama bu imkanlarla gerekli hijyeni sağlayamıyoruz. Gerek muhtar gerekse mahalle sakinleri DİSKİ'ye ve diğer yetkili mercilere dilekçe vermiş. Artık bu sorunun çözülmesini istiyoruz." dedi.
Şu ana kadar kanser vakasından yaklaşık 40 kişinin öldüğünü ve vakaların sudan kaynaklandığını düşündüklerini dile getiren Tuğrul, "Kendi imkanlarımızla açtığımız sondaj kuyularındaki su kireçli ve kokuyor. Mahallemizde, çevre mahallelerden gelen öğrencilerin de eğitim aldığı ortaokul var. Bu çocuklarımızın okulda içtiği su konusunda sağlıklarından endişe duyuyoruz." şeklinde konuştu.
"Cami avlusunda abdest alacak suyumuz yok"
Cami ve çevresinde yaşanan sıkıntıları aktaran Mehmet Baykara, "Cami avlusunda abdest almak için çeşmeler yapılmış fakat sular akmadığından abdest alamıyoruz. Mahallemizden biri geçtiğinde yol üstünde camiye gelip abdest almak istese su bulamayacak. Yetkili mercilerden mahallemizin su sorununu gidermelerini istiyoruz." diye belirtti.
Baykara, "Kendileri eğer yapamıyorsa ihale yoluyla halletsinler veya mahallenin arkasındaki sondajdan su çıkarsınlar. Biz de idareten sıkıntımız giderilene kadar evimize tankerlerle su taşırız. Görüldüğü üzere su yok ve her tarafımız pislik içinde, musluklarımızdan bir damla su akmıyor. Devletten su istiyoruz, başka da bir şey istemiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Elbiselerimizin hepsi kir içinde, çamaşırlarımızı yıkayamıyoruz"
İlerlemiş yaşıyla susuzluktan dolayı yaşadığı sıkıntıları aktaran Emine Tuğrul, "Suyumuz yok, yaşımız da ilerlemiş, susuz da olmuyor. Perişan bir haldeyiz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yaşlılıktan dolayı kuyudan su getiremiyorum. Elbiselerimiz hepsi kir içinde, çamaşırlarımızı yıkayamıyoruz. Ektiğimiz ağaçlarımızın hepsi kurudu." şeklinde konuştu.
Tuğrul, "Hayvanlarımıza yem verdiğimizde elbiselerimiz kirleniyor, namaz kılamıyoruz. Elbiselerimizden tezek kokusu geliyor. Yıkamazsan olmaz, yıkamak için de su gerekiyor. Misafirim geldiğinde bulaşık ve yemek işlerinden dolayı ne yapacağımı şaşırıyorum. Su olmayınca çok zor oluyor." dedi.
"Bidonlarla kirli kuyulardan evimize su taşımak zorunda kalıyoruz"
Şu ana kadar vurdukları 3 sondajın da kuruduğuna dikkati çeken Tuğrul, "Mecburen bidonlarla kirli kuyulardan evimize su taşımak zorunda kalıyoruz. Su kirli olduğundan hayvanlar dahi içmiyor. Daha geçenlerde hayvanlarımızdan birini kesmek zorunda kaldık, telef olmaktan zor kurtardık. Çocuklar ise perişan bir halde. Başlarını yıkayacak bir kap su yok. Ben tek değil, bütün mahalle mağdur durumdadır." ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 20 yıldır su sorunu yaşadıklarını belirten Cuma Özçetin, hayvanların susuzluktan perişan olduğunu, yetkililerin bir an önce duruma müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
Mahallelerinin durumunun çok vahim seviyeye ulaştığına vurgu yapan Süleyman Bozkaplan, "Suyumuz yok ve mahallemizin de nüfusu kalabalıktır. Ayrıca hayvanlarımız da çoktur. 6-7 aydan beridir mahallede su yok. Zaten mahallemizde 300 metrelik sondaj hazırdır. Fakat 4 yıldır bu sondajın suyu kapalı ve bütün mahalle olarak susuz kalmışız. Temizlik deseniz her taraf berbat bir hale gelmiş durumda. Allah korusun bundan dolayı ilerde hastalık da çıkabilir. Temizlik suyla oluyor. Su olmazsa hayat yaşanmaz. Evlerimize şebeke suyu çekilsin. Gerek Vali gerekse Kaymakamımız olsun devreye girip su sıkıntımızı gidersinler. Bu konuda üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız." dedi.
"Çocuklarımızı kir-pas içinde okula gönderiyor, 'el-yüzünüzü okulda yıkayın' diyoruz"
Mahallede sadece İl Mili Eğitim Müdürlüğü tarafından öğrenciler için okulda vurulan sondajda su olduğunu söyleyen Mehmet Salih Bozkaplan, "Okul dışında mahallede hiçbir hanede su yok ve 20 yıla yakın süredir şebeke suyu sıkıntısı var. Abartısız bir şekilde çocuklarımızı kir-pas içinde okula gönderiyor, 'el-yüzünüzü okulda yıkayın' diyoruz. Öyle mağduruz ki 21'inci yüzyıldayız ve gerçekten de su sıkıntısı çekiyoruz." şeklinde konuştu.
Okulda suyun aktığını fakat kireçli olduğunu belirten Mehmet Akağaç, "Yani içilebilir bir durumda değil. Köyün 20 yıldır sondajı var ama bozuk. Yetkili mercilerden ilgilenen yok. 300 hanelik mahallemizin su ihtiyacı karşılanmıyor." diye kaydetti.
Akağaç, "Çocuklarımız okulun kireçli suyundan içmesinden endişeliyiz. Okula giden 2 kızım var. Sudan dolayı herhangi bir hastalık çıkarsa bunun sorumlusu devlettir. Başkada bir şey demiyorum. Suyumuzun içilecek bir yanı yok. Çay demlediğimizde bulanıklaşıyor, içilmiyor. Bundan dolayı halkımız hastalanıyor. Tek çaremiz şebeke suyunun bir an önce onarılmasıdır." diye belirtti.
"Pılımızı pırtımızı toplayıp mahallemizi terk edecek duruma gelmişiz"
Mahallenin su şebekesinin gelmesi için trafo, su deposu ve sondajın hazır olmasına rağmen 20 yıldır su sıkıntısı yaşadıklarını söyleyen Abbas Yücel, şu ifadeleri kullandı:
Şebeke için yapılan alt yapı tamamen bozulmuş. Yazıktır günahtır. Bizde insanız, bizler de bu vatana ve millete askerlik yaptık. Niye bu sudan mahrum bırakılıyoruz? Allah için sesimizi duyun. 200 hanelik mahallemiz bin nüfusa sahiptir. 2 bin hayvan barındırıyor. Perişan bir haldeyiz, pılımızı pırtımızı toplayıp mahallemizi terk edecek duruma gelmişiz. Bu şekilde idare edemiyoruz. Hiçbir kurum sıkıntımızı gidermiyor. Devlet 'köylü milletin efendisidir' diyor. Hani nerede efendilik? Öyle bir hale gelmişiz ki ne elbisemizi ne de kendimizi yıkayamıyoruz, bitleneceğiz.
Eşi şehir dışında, oğlu ise askerde olduğu için yaşadığı sıkıntıları dile getiren Medine Akağaç, "Kuyudan su çekmek için yardım edecek kimsem yok. Sondaj vuracak imkânımız da yok. Sondajın maliyeti 30 bin lira. Hayvanlarımız susuzluktan telef olacak. Bizler suyu köyün dışındaki kuyudan kovalarla sırtımızda taşıyoruz. Yazık günah değil mi? Bu zamanda kovalarla su mu taşınır? Suyumuz yok ve ne yapacağımızı da bilmiyoruz." dedi.
Akağaç, "Suyumuz da içilmiyor. 5 çocuğum var çamaşırlarını yıkayamıyorum. Avlularına sondaj kuyusu olan komşularımızdan su alıyorum, bazen o da yetersiz kalıyor, yetmiyor. Şebeke suyumuz tertemizdi. Tek isteğimiz şebeke suyumuzun bırakılmasıdır." ifadelerini kullandı.
"Sondaj arıza yaptığından beri banyoda, tuvalette, bulaşık yıkayacak su yok"
Son 3 ay içerisinde sondajlarının 3 defa bozulduğunu ve her seferinde 2'şer bin lira masraf yaptıklarına değinen Ayşe Tuğrul, "Eşlerimiz evde olmadığından bir kadın olarak yalnız başımıza ilgileniyoruz. Burada 3 eviz ve bu evlerin içme suyunu temizlik ihtiyacını buradan karşılamaya çalışıyoruz. Ayrıca bu evlerin beslediği hayvanlar var. Su; hayvanlara mı, bağ-bahçelere mi yoksa ev ihtiyacına mı yetecek? Şebeke suyu olsa evimizin ihtiyaçlarını görür, hayvanlarımızı sularız. Sondaj suyuyla da sadece bağ-bahçelerimizi sularız. Nitekim bu suyumuz da kokuyor. Eşlerimiz evde olsaydı tepeden temiz su taşıyabilirdik ama biz kadınlar tek başımıza onu yapamıyoruz. Hayvanlara verilen suyun durumu dahi içler acısı. O hayvanlara yazık değil mi?" dedi.
İki gündür sondajlarının yine arıza verdiğini kaydeden Tuğrul, "Şimdi bir kadın olarak 117 metre derinlikteki sondajı nasıl çekeceğim. Sondaj arıza yaptığından beri banyoda, tuvalette, bulaşık yıkayacak su yok! Sabah kovalarla evime su taşıyordum. Bunun sorumlusu kim? Benim 3, 2 eltimin 4'er çocuğu var. Hepsi de küçük ve sabahtan akşama kadar toz-toprağın içinde oynuyorlar. Akşam olduğunda hangi suyla banyo yapacaklar? diyerek sitemini dile getirdi.
DİSKİ: "Abonelik işlemlerinin tamamlaması durumunda yeni şebeke çalışması başlatılacaktır"
Konuya ilişkin Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından yapılan açıklamada, şu ana kadar taleplerine yönelik kuruma herhangi bir müracaatın olmadığı belirtilerek "Ergani ilçesine bağlı Hendek Mahallesi 198 hane, 573 nüfusa sahiptir ve burada kurumuza kayıtlı tek bir abone bulunmamaktadır. Bu mahallede sondajımız, 100 metreküp hacmine sahip depomuz ve kanalizasyon şebekemiz bulunmaktadır. İçme suyuyla ilgili söz konusu şebeke hattı, DİSKİ çalışmalarından önce yapılan kanalizasyon döşemesi zamanında tahrip edilmiştir. Mahallenin abonelik işlemlerini tamamlaması durumunda yeni bir şebekenin döşenmesine yönelik proje çalışmaları başlatılacaktır." ifadelerine yer verildi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.