Antep fıstığının tarladan tezgâha zorlu yolculuğu

Antep fıstığının tarladan tezgâha zorlu yolculuğu

Türkiye'nin en önemli tarımsal ihraç ürünlerinin başında gelen ve baklava başta olmak üzere birçok alanda kullanılan Antep fıstığı, hasat sürecinin ardından fabrikalarda işlendikten sonra tezgâhlardaki yerini alıyor.

Antep fıstığı üretiminde önemle bir yere sahip olan Gaziantep’te fıstık hasadı tüm güzelliğiyle devam ediyor. Baklavadan yemeklere, tatlılardan çerezlere kadar hemen her alanda mutfakların da değişmez lezzetleri arasında yer alan Antep fıstığının tarladan tezgâha zorlu yolculuğu, renkli görüntülere neden oluyor.

Özellikle Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis ve Siirt denilince akla ilk gelen meyvelerin başında yer alan Antep fıstığı, bereketli Anadolu topraklarının en lezzetli ürünü olarak ön plana çıkıyor.

Gastronomi şehri Gaziantep'te, fıstık yetiştiricilerinin bin bir zahmetle yetiştirdikleri, kentin en önemli geçim kaynaklarından olan ve bölgede “yeşil altın” olarak da nitelendirilen Antep fıstığı, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanına da ihraç ediliyor.

Yüksek getirisi dolayısıyla son dönemlerde üreticinin büyük bir rağbet gösterdiği başta Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfa olmak üzere Türkiye'deki birçok ilde yetiştirilen Antep fıstığı, baklava başta olmak üzere bölgeye ait birçok yemek ve çerezden tatlıya kadar hemen her alanda mutfakların değişmez lezzetleri arasında yer alıyor.

Bu yıl rekoltede düşüş bekleniyor

Türkiye'nin 56 ilinde Antep fıstığı yetiştiriciliği yapılmasına rağmen ekonomik anlamda ise Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Siirt, Kilis ve Kahramanmaraş illerinde fıstık üretimi daha çok yaygınlaştı. Bu yıl “yok yılı” olduğundan dolayı geçen yıla göre rekoltede yüzde 60 civarında bir düşüş bekleniyor. Antep fıstığında hasat dönemi kente yakın bölgelerde toplanan fıstıkların ardından sona erecek.

Çiftçinin sabah erken saatlerinde tarlasına gelmesiyle başlayan fıstık hasadı, altına bez serilen ağaçtan fıstıkların salkım salkım toplanıp çuvallara konulmasıyla yapılıyor. Antep fıstığının tarladan tezgahlara uzanan yolculuğunu drone kamerasıyla çeken İLKHA ekibi, izleyenleri keyifli bir yolculuğa çıkardı.

Hasada temmuz ayında baklava yapımında kullanılan “boz” fıstığın hasadı ile başlayan üreticiler, eylül ayının başından itibaren de “kırmızı ben” fıstığı hasat ediyor.

Sabahın erken saatlerinde işe koyulan üreticiler, akşam saatlerine kadar fıstık topluyorlar. Ürünlerini fıstık işleme tesislerine getiren üreticiler, burada fıstıklarını farklı işlemlerden geçirerek daha sonra kurutmaya bırakıyor.

Fıstık hasadında çalışan işçiler, günde yaklaşık 12 saat 80-90 lira yevmiye ile çalışıyor. Genç yaşlı, kadın erkek demeden güneşin altında açık arazide fıstık toplayan işçiler, hem kendi kişisel ihtiyaçlarını karşılamak hem de aile bütçesine katkı sağlamak için mücadele veriyor.

Toplanan fıstıklar tesislere gönderiliyor

Çiftçinin tarlasına gelmesiyle başlayan fıstık hasadı, ağaçların altlarına yaygı serilmesi ile gün boyunca devam ediyor. Ağaçların üstlerine çıkan işçiler, fıstık salkımlarını tek tek kopararak yaygıların üzerine atıyor. Yaygılarda biriken fıstıklar çuvallara konulduktan sonra salkımlarından da ayrıştırılmak için fıstık tesislerine götürülüyor.

Fıstık tesislerine götürülen fıstıklar, burada fıstık soyma makinesinde kabuğu soyularak kavlak haline getiriliyor. Kavlak haline getirilen fıstıklar, tesislerde çalışan işçiler tarafından geniş alanlara serilerek kurutulmaya bırakılıyor. Gün boyunca tesislerde çalışan işçiler tarafından erken kuruması için sürekli tırmıklarla karıştırılan fıstıklar, 3 gün boyunca güneşte kurutulduktan sonra çiftçiye ve tüccara teslim ediliyor.

Teknolojinin gelişmesiyle daha önceleri mahalle aralarında ev hanımlarına kilo şeklinde el ile kırdırılan fıstıklar, son yıllarda entegre tesislerinde gelişmiş makinelerle kırılıyor. Ortalama bir entegre tesisinde günlük olarak 100 tona yakın fıstık kırılıp iç haline getirilirken, bu da hem fıstık üreticilerinin hem de baklavacıların işini kolaylaştırıyor.

İç haline getirilecek olan fıstıklar kırım makinelerinde kırılıyor. Çerezlik olarak hazırlanan fıstıklar ise çıtlatma makinelerinde çıtlatılıp, daha sonra kavrularak hazır hale getiriliyor. Çiftçiler ile birlikte fıstık işletme tesisleri de hummalı bir çalışma içine giriyor.

Bölgede on binlerce insana iş ve ekmek kapısı olan, her zaman bolluk ve bereketin simgesi olarak da kabul edilen Antep fıstığı hasat sezonunun devam ettiğini belirten Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Gaziantep Şube Başkanı Ziraat Mühendisi Kenan Seçkin, bu yıl Antep fıstığında "yok yılı" olmasına rağmen rekoltenin çok iyi olduğunu belirtti.

"Geçen yıl Antep fıstığında 'var yılıydı ama bu yıl yok yılı"

Bu yıl 90 bin ton civarında rekolte beklendiğini belirten Seçkin, rekoltenin yüksek olmasında yağışların çok etkili olduğunu ve bu verimin önümüzdeki yıla da yansımasını beklediklerini söyledi.

Seçkin, "Geçen yıl Antep fıstığında 'var yılı'ydı ama bu yıl 'yok yılı.' Bu yıl Gaziantep'te rekolte tahmini baktığımız zaman Antep fıstığı uzun sürede meyve veren bir bitki. Yani 'genç kısırlık' dediğimiz dönem çok uzun ve dolayısıyla bir yıl 'var yılı' bir yıl 'yok yılı' dedik. Bir önceki yıl 'var yılı'ydı, ondan önceki yıla baktığımız zaman Türkiye'de Antep fıstığı rekoltesi 78 bin ton civarındaydı. O yıl kısmen dolu ve farklı iklimsel zararlar oldu. Fakat bu yıl gerçekten hem yağışların güzelliği hem de doğanın bize bahşettiği tüm iklimsel özellikler Antep fıstığı için uygun gitti. Bu sene Antep fıstığı rekoltesinde bir artış olacak.” dedi.

Türkiye genelinde Antep fıstığı ihtiyacının yıllık 130-135 bin ton civarında olduğunu belirten Seçkin, "Buna ihracat, gıda ve kuruyemiş sektörü de dahil. Geçen yıl Antep fıstığında rekolte tahminleri çok yüksekti ama o rekolte tahminimizi karşılayamadı. Tabi bu tahmindir, aşağı-yukarı bizim açıkladığımız rakam 160-165 bin ton civarıydı. Dolayısıyla bu yıla geldiğimiz zaman gerçekten her şey mükemmel. Antep fıstığı rekoltesi 'yok yılı' olmasına rağmen 90 bin ton civarında olacağını tahmin ediyoruz." şeklinde konuştu.

"Antep fıstığı fiyatları normal"

Antep fıstığı üreticisi Reşit Böke de hasadı devam eden Antep fıstığında rekoltenin geçen yıla göre çok düşük olduğunu belirtti.

Temmuz ayında başlayan hasat döneminin ekim ayının 15’ine kadar devam ettiğini anlatan Böke, “Bu yıl yüzde 45 oranında Antep fıstığı var. Geçen sene rekolte çok güzeldi ama bu sene rekoltemiz çok az. Antep fıstığı fiyatları normal, fiyatlar düşük değil ama üreticiyi sevindirecek kadar yüksek değil. Antep tarımında, Antep fıstığı haricinde herhangi bir gelirimiz yoktur. Hayvancılık, zeytin ve başka herhangi bir üründe yoktur. Biz de sadece Antep fıstığı var. Tek geçim kaynağımız Antep fıstığı. Sadece Antep fıstığıyla uğraştığımızdan dolayı fiyatlarda zaman zaman yetersiz oluyor. Yakıt fiyatları, işçilik yüksek.  Hepsini hesapladığımızda ciddi bir kâr oranımız yoktur.” dedi.

Antep fıstığının kullanım amacına göre farklı dönemlerde hasat edildiğini belirten Böke, “Antep fıstığı hasadı ağustos ayının başında başlıyor. Baklavada kullanılan ‘boz’ Antep fıstığı hasadı temmuz ayında başlar, ağustos ayının ortasına kadar da devam eder. ‘Kırmızı ben’ dediğimiz Antep fıstığının hasadı da ağustos ayında başlar ekim ayına kadar devam eder.” ifadelerini kullandı.

Fıstık ağacını yetiştirmek için en az 10 yıl gerekiyor

Antep fıstığı yetiştiriciliği kolay olmadığını belirten Böke, “Fıstık yetiştirmek çok zor ve bir fıstık ağacını yetiştirmek için en az 10 yılımızı alıyor. Herkes fıstık ağacını yetiştiremiyor. Bu bahçeler para gücüyle meydana geliyor. Para gücü ile meydana geldiğinden dolayı çoğu zaman çiftçi mağdur oluyor. Fıstık çok emek isteyen bir üründür, çok hassastır. Fıstık her bölgede üretilmez. Soğuğa çok dayanıksız bir üründür. Soğuktan dolayı her bölgede Antep fıstığı yetişmez. Sadece Güneydoğu Anadolu bölgesinde Antep fıstığı yetişir.” şeklinde konuştu.

Antep fıstığının başta baklava olmak üzere birçok tatlı ürününde de kullanıldığını belirten Böke, Antep fıstığının, Türkiye'nin yanı sıra dünyanın dört bir yanına da ihraç edildiğini de sözlerine ekledi.

Kepçe operatörü olduğunu ancak iş bulamadığı için fıstık bahçelerinde çalışarak ailesinin geçimini sağladığını belirten Ramazan Salor da “İşsizlikten dolayı fıstık bahçelerinde çalışıyoruz. Yine de iyi ki fıstık var. Fıstık olmasa bizim işimiz biraz zor. Çünkü yaz boyunca fıstık bahçelerinde çalışıyoruz. Sabah saat 07.00’de mesaiye başlıyoruz, akşam saatlerine kadar çalışıyoruz. Mecbur çalışıyoruz, ailemizin geçimini sağlamaya çalışıyoruz. Bu güneşin altında çalışmak zor oluyor ama mecburuz. Çünkü başka yapacak bir işimiz yok. Mesleğimiz var ama bizim memlekette iş yok. Normalde kepçe operatörüyüm, belgem var ama iş olmayınca bu şekilde gelip gün boyu tarlalarda güneşin altında çalışıyoruz.” diye konuştu.

"Günlük yaklaşık 12 saat çalışıyoruz"

Sabahın ilk ışıkları ile birlikte fıstık bahçesinde olduklarını ve akşam saatlerine kadar mesai yaptıklarını belirten İbrahim Böke ise “Antep fıstığının hasadı başladı. Antep fıstığı kentin önemli bir ürünü olduğu için severek çalışıyoruz. Günlük yaklaşık 12 saat çalışıyoruz. İşimizi severek yapıyoruz. Hava sıcak ama yine de çalışıyoruz. Büyük olan ağaçlarda biraz fıstık toplamak biraz zor oluyor ama yine de pek sıkıntı olmuyor. Büyük ağaçlarda fıstık toplamak için merdiven kullanıyoruz. Bir-iki ay boyunca bu şekilde çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Antep fıstığı hasat sezonunun hummalı bir şekilde devam ettiğini, baklavalık “boz iç fıstık” ve “çerezlik fıstık” hazırlayan entegre tesislerinin de sezonun en hareketli günlerini geçirdiğini belirten Yusuf Kaya da Antep fıstığı sezonu başladığından bu yana yoğun bir tempo ile çalıştıklarını söyledi.

Kaya, “Hasat dönemi başlamıştır. Şu an yeni gelen ürünleri hem baklavalık hem de çerezlik için gelen fıstıkları burada kavlatıyoruz. Fıstık işletmemize gelen fıstıklar belli aşamalardan geçiyor. Daha sonra baklavalıkta kullanılan fıstıkları sergi alanında seriyoruz, güneş altında kurutuyoruz. 2-3 gün içerisinde tekrar toplayıp sahiplerine teslim ediyoruz. Ayrıca çerezlik için gelen fıstıkları tesisimizde kavladıktan sonra kurutuyoruz, sonra çıtlatıyoruz ve daha sonra kavuruyoruz.” dedi.

Fıstıkların 3 gün boyunca güneş altında kurtulması gerektiğini belirten Kaya, “Fıstık kuruduktan sonra 2-3 sene nemli yerde kalmadığı müddetçe bir şey olmaz. Bu sene rekolte az olduğundan dolayı fazla bir yoğunluk yok ama yine de elhamdülillah işlerimiz iyi ve yoğun çalıştık. Esnafımız ve halkımız bizi tercih ettiği için çok teşekkür ederim. Hasat sezonun da yoğun çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tesislerde belli aşamalarda işlenen fıstığın çerezlik olarak hazırlandığını belirten Kaya, tuzla kavrulan fıstıkların, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanına ihraç edildiğini belirtti.

"Rekoltenin düşük olması fiyata yansıyor"

Antep fıstığı yetiştiriciliğinin her bir aşamasının emek istediğini ve çok zahmetli olduğunu da sözlerine ekleyen Kaya, Antep fıstığının kolay yetiştirilmediğini ifade etti.

Baklavadan yemeklere ve tatlılardan çereze kadar birçok alanda kullanılan Antep fıstığının, kentin en önemli ürünü olduğunu belirten Kuruyemişçi Mehmet Deniz de şunları söyledi:

“Antep fıstığı bizim olmazsa olmazımızdır. Antep fıstığı başta baklava olmak üzere birçok üründe yer alıyor. Bu sene de malum Antep fıstığı rekoltesi düşük. İnşallah Allah’ın bereketiyle bereketlenir ama bu sene rekoltemiz az görünüyor. Rekoltenin düşük olması da fiyata yansıyor.”

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.