Avukat Hüseyin Kurşun: Geciken adalet, adalet değildir
28 Şubat sürecinde Müslümanları fişleyen dönemin aktörleri olan Çetin Doğan ve Çevik Bir’in tutuklanma kararlarını değerlendiren Avukat Hüseyin Kurşun, geciken adaletin adalet olmadığını söyledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, önceki gün 28 Şubat davasında cezası kesinleşen Çevik Bir ile Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında yakalama kararı vermişti.
Emekli orgeneral Çetin Doğan, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri ve Yıldırım Türker ceza infaz kurumuna gönderilmişlerdi.
Diğer sanıklardan dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Aydan Erol, dönemin MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç, dönemin Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Başkanı Tümgeneral Kenan Deniz, dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Saner, emekli Tuğgeneral İdris Koralp, Vural Avar ise dün yakalanmış, sanıklar adliyedeki işlemlerinin ardından cezaevine konulmuşlardı.
28 Şubat davası sanıklarının tutuklanma kararını değerlendiren Avukat Hüseyin Kurşun, bu kararın çok geciken bir karar olduğunu söyledi.
28 Şubat sürecinde, öğretmenden imama, memurdan esnafa, işçiden aşçıya, siyasetçiden bürokrata kadar binlerce insanın inançlarından dolayı zulme maruz kaldığını, cezalandırıldığını ve görevlerinin de ellerinden alındığını hatırlatan Kurşun, bu insanların mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini belirtti.
Kurşun, 28 Şubat mağdurlarının haklarını tahkim, hukukunu tanzim ve zararlarını da tazmin etme iradesinin adaletin, aklın, inancın ve ahlakın gereği olduğunun altını çizdi.
“Neden 20 yıla yakın bir süre beklenildi ve daha sonra dava açıldı?”
Yargı müessesesinin vesayet altında olduğunun altını çizen Kurşun, “Malum bir suç işlendiğinde kovuşturma başlar yani savcılık makamı dava açar, dosya mahkemeye intikal eder. Fakat 28 Şubat davasının 28 Şubat’tan yaklaşık 20 yıl kadar sonra açılmış olması bir handikaptır. Bu durum aynı zamanda hukuk sisteminin siyasete ne kadar bağımlı olduğunu göstermektedir. Neden 20 yıla yakın bir süre beklenildi? Neden daha sonra dava açıldı? Bir suç 20 yıl önce suçsa 20 yıl sonra da suçtur. Dolayısıyla burada yargının bir ihmali söz konusudur. 2018 yılında 100 tane asker hakkında yargılama kararı verildi. Bunlardan bir kısmı hakkında özellikle Çetin Doğan ve Çevik Bir hakkında müebbet hapis cezası verildi. Müebbet kararı ile birlikte tahliye kararı da verildi. Aslında verilen tahliye kararı ya da tutuksuz yargılanma kararı yerinde bir karar değildi. Her ne kadar bu iki mahkumun sağlık sebepleri ileri sürülse de cezaevinde sağlık sorunu olan birçok insan var. Dolayısıyla cezaevi infaz kurumlarında zaten sağlık kurumları var. Aniden müdahale edebilecek personel de var. Dolayısıyla müebbet hapis cezası verilip aynı zamanda tahliye karar verilmesi ve bu şahısların tutuklanmaması zaten başlı başına bir hukuksuzluktur.” dedi.
“28 Şubat mağduru binlerce insan var”
28 Şubat döneminde binlerce insanın sırf İslami kimliklerinden dolayı fişlendiğini, cezalandırıldığını ve haksız suçlamalarla cezaevine konulduğunu hatırlatan Kurşun, “28 Şubat mağduru binlerce insan var. Kimisi cezaevine girdi çıktı, kimisi halen cezaevinde yatıyor. Kimisi de bu süre içerisinde mağdur oldu, yargılandı ve beraat etti. Ama sonuçta ortada bir maddi manevi zarar var. Madem 28 Şubat hukuksuz bir uygulamaydı, bu süreci başlatanlar hukuku ayaklar almışlardı, o zaman bu kişilerin hukuku ayaklar altına alarak mağdur ettikleri insanların hakları neden iade edilmiyor? Neden itibarları iade edilmiyor? Çekmiş oldukları mağduriyetlerin maddi ve manevi zararları neden karşılanmıyor? Bu da ayrı bir sorun olarak duruyor.” ifadelerini kullandı.
Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın tutuklanmasını “geciken bir adalet” olarak nitelendiren Kurşun, geciken adaletin de adalet olmadığının altını çizdi.
“28 Şubat mağdurlarının hakları iade edilmelidir”
28 Şubat döneminde mağdur edilen kişilerin haklarının iade edilmesi gerektiğini belirten Kurşun, “28 Şubat mağdurlarının mağduriyetleri giderilmedi, verilen bu kararla da kamuoyu vicdanı maalesef tatmin olmadı. Bu süreçlerden mağdur olan insanların mağduriyetlerinin bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Hukuk devleti ve sosyal hukuk devleti iddiamız var, o halde insanların maddi ve manevi olarak devletten doğan bir takım zararlarının karşılanması gerekiyor. Sadece göreve iade edilmiş olmaları yetmiyor. 10 yıl sürmüş bir davası var, 10 yıl sonra ‘pardon’ denilerek görevi verilmiş ama 10 yıllık hakkı ise içeride duruyor. Dolayısıyla bu hakların ve zararlarının giderilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“28 Şubat davasında yargılanan birçok kişi beraat etti”
28 Şubat ve FETÖ kumpası sonucu mağdur olan kişiler için bir komisyonun kurulması gerektiğini ifade eden Kurşun, “28 Şubat 1997'de meydana gelmiş bir baskı sürecinin daha sonra siyasal iktidarın değişmesi ile birlikte 2017 yılında yani yaklaşık 20 yıl sonra davanın açılmış olması zaten başlı başına bir hukuk devletini sorgulanır hale getiriyor. Bir suç işlenmişse o dönemde savcıların hemen dava açması gerekiyordu. Nitekim bu davada yargılanan birçok kişi savcılık, iddia makamı talep ettiği ceza miktarı da dikkate alınarak zaman aşımından dolayı beraat kararı vermek durumunda kaldı. Yine birçoğunun davaları düştü. Dolayısıyla bu da gecikmiş adaletin neden olduğu bir adaletsizliktir.” diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.