Bademleriyle meşhur tarihi bir köy: Çiçekli
Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı, tarihi Çiçekli köyü (Şiferê), sakinleri, köylerindeki yaşantılarını, köyün tarihini ve meşhur bademlerinin İLKHA’ya anlattı.
Batman'ın Gercüş (Gercews) ilçesine bağlı Çiçekli (Şiferê) köyünün tarihi tam olarak bilinmemekle beraber geçmişinin yaklaşık 6 asır öncesine dayandığını belirten Çiçekli köyü sakinleri, köyde geçen sükûnet dolu hayatlarından kesitleri dile getirdiler.
İlçe merkezine 30 kilometre uzaklıkta olan köy 35 haneli ve yaklaşık olarak 250 kişi yaşıyor.
Bademleriyle meşhur köy, ismini de badem çiçeklerinden almış. Tarihi Hasankeyf ilçesine yakın olan Çiçekli Köyünde en çok dikkat çeken şeyler ise tarihi evleri ve köydeki tarihi mezarlık.
Bölgede, baharın müjdecisi çiçeklerin ilk açtığı yerlerden olan Çiçekli köyü sakinleri, köye Botan (Cizre) bölgesinden geldiklerini ve Bunısri Aşiretinden olduklarını söylüyorlar.
“300 yıldan fazladır köyümüzde Müslümanlar yaşıyor”
Köyün en yaşlılarından olan Hacı Ahmet Çelik, köylerindeki hane sayısının bir dönem 80 haneye ulaştığını ancak köy halkının daha sonra köyden ayrıldığını söyledi.
Köylerinde, bir zamanlar Yedizi ve Hristiyanlarında (Ermeni) yaşadığını söyleyen Hacı Ahmet, “300 yıldan fazladır köyümüzde sadece Müslümanlar yaşıyor. Köyümüz bademleriyle meşhur olduğundan, bahar aylarında çiçekler çok olur. Bunun için köyümüzün ismi Çiçekli Köyü olarak konulmuş. Ancak köyümüzün eski ismi Şiferê'dir. Köy, konum itibarıyla dağların arkasında bulunduğu için köye Şivilê denilmiş ve bu isim zamanla Siferê olarak telaffuz edilmiş." dedi.
“Köyü sulayan 8 su kaynağı vardı ancak bu kaynaklar kurudu”
Köyde yaşayanların hepsinin akraba olduğunu belirten Hacı Ahmet, köyün 4 kabileden oluştuğunu, bu 4 kabilenin babasının ise Naso isimli şahıs olduğunu söyledi.
Köyün tarihi kalıntılarının günümüze de ulaştığını belirten Hacı Ahmet, köyde tarihi evlerin halen olduğunu söyledi.
Eskiden köy mezarlığında bir kilise olduğunu belirten Hacı Ahmet, köylerinin su kaynakları bakımından da çok zengin olduğunu ve köyü sulayan 8 su kaynağının olduğunu, ancak bu kaynakların kuruduğunu sözlerine ekledi.
Köylere ehemmiyet verilmemesi ve istihdamın sağlanamıyor olmasından dolayı köylülerin de şehirlere taşındığını söyleyen Hacı Ahmet, bu sıkıntıdan dolayı geçinemediklerini söyledi.
"Yaşım 70, 50 yıldır bağlarda budama işini yapıyorum”
Bağlarıyla meşhur Gercüş yöresinin bağ budama zamanının geldiğini söyleyen Hacı Ahmet, şunları aktardı:
"Yaşım 70, 50 yıldır bağlarda budama işini yapıyorum. Her sene bu vakitlerde bağları sürüp budamamız gerekiyor. Köyde geçim kaynağımız bu. Allah, kaza bela vermezse ve bağlarımıza bakım yapabilirsek iyidir, bizleri idare ediyor. Bakım yapmazsak, budanmazsak verimi azalıyor. 15 gündür başladığımız budama işini 15 Mart’a kadar devam edeceğiz. Çift sürüp çapa yapacağız. Bağlarda ki yabancı otları biçip, Allah'tan bereketini bekleyeceğiz."
“Geçimleri olmayınca, herkes bir yerlere gitti tabi ki”
Köylülerin mevcut şartlardan dolayı köyü terk etmek durumunda kaldığını belirten köy sakinlerinden Naime Kaya ise "Bazı köylülerimiz İzmir, İstanbul, Adana gibi illere bazıları da Almanya kadar gitti. Geçimleri olmayınca, herkes bir yerlere gitti tabi ki. Maalesef, mülkleri buralarda sahipsiz kalmış. Köyde 15-20 ev kalmışız. Onların da geçimleri köyden değil dışarıdan gelen yardımlarla sağlanıyor. Yanında kaldığım oğlum eşi ve 4 çocuğuyla köydeyiz. Eski bereket kalmamış, masraf çoğalmış. Eskiden ele kaynak suların önünde elbiselerimizi yıkardık. Hayvanlarımız için ot topluyorduk. Bir sürü iş yaparak geçimimizi sağlıyorduk. Şimdi bir hayvanı olanlar dahi ot bulamıyor." dedi.
“Eskiden bademlerimizi almaya Midyat'taki Hristiyanlar ve Hasankeyf'teki Arap tüccarlar gelirdi”
Köylerinin en büyük geçim kaynağının bademler olduğunu söyleyen Naime Kaya, "Bir kuruş fazla verene bademlerimizi satıyorduk. Eskiden bademlerimizi almaya Midyat'taki Hristiyanlar ve Hasankeyf'teki Arap tüccarlar gelirdi. Ve arabaları olmadığından, tüccarlar satın aldıkları bademleri eşeklerin sırtına yükleyerek Midyat ve Hasankeyf'e götürürlerdi. Bir de bereket vardı çünkü fakir fukara gözetilirdi. Bağlarımızda yetişen üzümü 2-3 ayda ancak topluyorduk. Babamların ürünleri o kadar çoktu ki ambara sığmıyordu. Şimdi o mülklerin hepsi 4 eve kalmış ama onlara yetmiyor. Çünkü bereket kalmamış." şeklinde konuştu.
“Badem ağaçları bu yıl bir ay öncesinden çiçek açtı”
Köy sakinlerinden Adem Kaya da bu yıl havaların soğuk olmamasından dolayı badem ağaçlarının bir ay öncesinden çiçek açtığını söyledi.
Adem Kaya, “Mart'a doğru çiçek açan bademler çok bereketli olur. Allah'ın taktiridir, bu yıl böyle oldu. Her yıl bu zamanda budama yapıyoruz. Budama zamanı geçtiğinde tomurcukların açılmasına yakın budama yapılırsa asmalardan su geliyor ve bozuluyor hatta kuruyorlar. Bu yüzden budama zamanı geçmeden budama yapmamız lazım. Gercüş yöresinde özellikle şire (mazrone) üzümü meşhurdur. Gelirimizin yarısı şire üzümünden gelmedir. Sonbaharda bu üzümle bastık, pekmez ve cevizli sucuk gibi üzüm ürünlerini hazırlıyoruz." diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.