Hasan YILMAZ
Başkası değil kendimiz olalım
Kültürler incelendiğinde farklılık arz ettiğine şahit oluruz. Kültürleri detaylı inceldiğimizde Batı kültüründe ebeveynler, çocukların davranışlarını fazla irdelemezken Doğu kültüründe ziyadesiyle irdelediğine şahit oluruz. Daha da ileri gidersek ebeveynlerin çocukların davranışlarını sürekli problem ederek sitem ettiğini söyleyebiliriz.
“Biz çocuklara bu kadar para harcadık, yıllardır eğitimleri için her türlü fedakârlıkları yaptık; bunlar ne yaptı: Ne doğru dürüst çalıştı ne eve bir ekmek getirdi ne de bize bir su verdi.” Bu yaklaşım biçiminden hareketle şunu söyleyebiliriz: Çocuklar ne kadar iyi olurlarsa olsunlar yaptıkları en ufak yanlış ya da hata bütün güzel davranışları unutturur.
Kusurları çok görme, güzellikleri görmeme kültürü, bireylerde sıkıntı, moral ve motivasyonu bozmaya neden olduğu gibi kuşaklar arası çatışmaya da neden olmakta.
Rabbim; bizim bütün kusurlarımıza rağmen bizleri her türlü idare ederken bizler, neden çocuklarımızı idare etmeyiz? Ya da kardeşimiz, dostumuz, evladımız o kadar güzel davranış sergilerken neden en küçük kusurlarını büyütür, onlara karşı tavır sergileriz?
Bu davranış biçimini ekonomide, siyasette, sporda, eğitimde, ailede gördüğümüzü de söylersek yanlış söylememiş oluruz. Biraz daha açarsak; bir dostunla iş yaparsın, her zaman kazanırsın, bir yıl zarar ettin mi bütün kazançlar unutulur. Bir siyaset bilimci memleket için her şeyi yapar bir gün bir işi yapamadı mı hemen dedikodusunu yaparız. Bir futbolcu sahada koşmadık yer bırakmaz bir pozisyonu gole çeviremedi mi attığı bütün golleri unuturuz. Bir öğrenci bütün alanlarda başarılı olur denemelerde tam puana yakın sonuçlar alır, sınava girer, heyecanlanır, istediği puanı alamayınca bütün başarısı unutulur. Bir taraftan nasip der, diğer taraftan aldığı sonuçları yüzüne vurur, günlerce beynini kemiririz. Bir çelişki yok mu?
Neden çelişki?
Çünkü Batı seküler diyoruz, Batı akılcı diyoruz. Biz inancımızı referans alıp hareket ettiğimizi söylüyoruz. Peki nerde? Batı bizim gösterdiğimiz tavrı sergilerken biz Batı’nın gösterdiği davranışı sergiliyorsak bir problem yok mu?
Bu yaklaşım biçimi bizlere bazı ilmi noktaları hatırlatmakta. “Ey iman edenler iman ediniz.” İnsan hatalı, kusurlu olsa da her zaman kendini gözden geçirmeli, nerede yanlış yaptığına bakmalı. Kanaatimce; memleketimizin en büyük problemlerinden biri bu olsa gerek. Kahvede, evde, okulda konuşuyoruz. Hutbede oturanları ezerek mangalda kül bırakmıyoruz. Biraz daha sakin, biraz daha sabır, biraz daha karşıdakine konuşma hakkı, biraz daha güzel üslup…
Büyüklerimiz yüzyıllar önce bu sorunu fark ettiği için sorunu bir cümleyle çözmüşlerdir. Nasıl mı? Hatırlıyorum bir arkadaş babasına: Baba bu böyle yaptı, baba bu şöyle yaptı deyip babasına akıl vermeye çalışınca da babası: Sakin bir ses tonuyla “işine bak işine.” deyince arkadaş dersini alarak sustu.
Mesleğimiz gereği şunu rica ediyoruz: Lütfen sınav sonuçlarına bakıp çocuklarımızı ezmeyelim, çocuklarımızı yıpratmayalım, ailenin huzurunu kaçırmayalım. Rabbim; çocuklarımıza sıhhat sağlık versin, onları her türlü tehlikeden korusun, bizlere de güzel bir anlayış, güzel bir ahlak nasip etsin.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.