Bölge 100 yıl içerisinde ikinci defa işgale uğruyor
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, bölgenin 100 yıl içerisinde ikinci defa işgale uğradığını söyledi.
Suriye’de, ABD ve Rusya'nın kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye ile bir mutabakat sağladığını ve iki tarafın da Suriye'yi pay etmiş durumda olduğuna dikkat çeken Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, bölgenin 100 yıl içerisinde ikinci defa işgale uğradığını ifade etti.
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Fırat'ın doğusuna yönelik başlattığı operasyonun ardından yaşanan gelişmeleri ve adeta bir satranç tahtasına dönen Suriye'nin kuzeyinde ülkelerin attığı adımları, sınırın hem Türkiye hem de Suriye tarafındaki il ve ilçelerdeki son durum ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Rusya ve Amerika’nın, Suriye’de aynı politikayı uyguladıklarını ve bundan dolayı anlaştıklarına dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, Türkiye’nin Suriye’de mayınlı araziye çekildiğini ve bu savaşta yalnız bırakıldığını söyledi.
"Türkiye mayınlı araziye çekilmiş gibi görünüyor"
Türkiye’nin, Fırat’ın doğusuna yönelik başlattığı harekâtın geçici olarak durdurulduğunu ve harekâtın kalıcı olma ihtimali çok yüksek olduğunu belirten Şeyhanlıoğlu, "Çünkü Rusya ve Amerika belli bir noktadan sonra makası kapattı. Türkiye’nin operasyonu bir yere kadar sürdü, ondan sonra durduruldu. Türkiye 120 kilometrelik Tel Abyad ve Resulayn arasındaki bölgeyi 30 kilometre derinliğe kadar kontrol altına aldı. Fakat buralarda şu anda korkunç bombalama, çatışma haberleri geliyor. Yer altındaki sığınaklar ve tüneller her gün bulunuyor, bulunmaya da devam eder. Açıkçası Türkiye biraz mayınlı bir araziye çekilmiş durumda gibi görünüyor." dedi.
"Rusya ve Amerika, Suriye’de anlaştı"
Rusya ve Amerika’nın, Suriye’de aynı politikayı uyguladığına dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, "Her iki ülke de anlaşmış durumdadır. Bu benim 8 yıl önce korktuğum şeyin bugün başımıza geldiği anlamına gelebilir. Bu durum daha önceki günlerde Türkiye’nin devriye arabalarının taşlanmasında görülebilir. Emperyalist ve sömürgeci devletler yüz yıl önce buralara geldiği zaman bu halklar onların araçlarını taşlıyorlardı. Ama şu anda ise maalesef Türkiye’nin araçları taşlanıyor. Bu çok üzücü bir tablodur. Bu Batı dünyasının algı yönetiminin, siyasal propagandasının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Türkiye burada haklı da olsa yeterli bir siyasal algı operasyonu yapamıyor. Türkiye bölge halklarına yönelik olarak, bölge üstü bir siyasal yapılanma modeli geliştiremiyor. Ana sorun bu. Rusya’da, Amerika’da, israilde, İngiltere’de ve Almanya’da aynı politikaları takip etmelerine rağmen bölgenin kadim halkları Türk’ü, Kürd’ü ve Arap’ı da maalesef bir üs yapı oluşturamıyor. Bunun başlıca sebebi ise yüzyıl önce uygulanan Sykes-Picot Anlaşması’dır. Osmanlı sonrası kurulan emperyalist düzenin eğitim müfredatı ve diğer propaganda araçlarının tam tekmil olarak çalışmasıdır." ifadelerini kullandı.
"Bölge 100 yıl içerisinde ikinci defa işgale uğruyor"
Bölgedeki Kürtlerin en büyük düşmanının Amerika ve Rusya olduğunun altını çizen Şeyhanlıoğlu, şöyle konuştu:
Bölgedeki Türklerin ve Arapların da düşmanı aynı güçlerdir. Fakat bölge 100 yıl içerisinde şu an ikinci defa işgale uğruyor. 100 yıl önceki işgale halk tepki gösterirken ama şu anda halk işgalcileri neredeyse kurtarıcı gibi karşılıyor. Oysa bu emperyalistlerin birinci görevi Osmanlı sonrası bölge ülkeye bölmekti, şu anda şehirlere bölmek istiyor. Bu 2 bin 300 yıllık stratejidir. Sürdürülebilir çatışma ortamı oluşturmak, sürdürülebilir bir şekilde bölgeyi bataklığa çevirmektir. Şu anda bölgeden korkunç görüntüler geliyor ve insanı dehşete düşüren görüntüler geliyor. Sivil araçların kaçırılıp akaryakıt istasyonlarına kurulup, burada patlatılması, pazar yerlerinde bombalı araçlarla saldırılar yapılması bunlar ikinci Afganistan ve Yemen’dir, açıkçası bölgeyi Filistinlileştirmek gibi dehşet bir tablo dediğimiz çok daha kötülerinin de gelebileceğini düşündüren bir manzara arz ediyor.
"Batı dünyası sınırsız bir şekilde PYD/PKK’yı destekledi"
PKK/PYD’yi bölgenin "mankurtları" olarak niteleyen Şeyhanlıoğlu, PKK/PYD’nin birinci hedefinin ise Selahaddin Eyyubi’nin torunlarından intikam almak olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı operasyonunda büyük fotoğrafa baktığımız zaman Türkiye haklı ama alt yapıda yerel alt unsurları yeterli değil. Bölge halkı şunu bilmeli PYD/PKK bölgenin mankurtlardır. Batı dünyası tarafından yetiştirilmiş ve bölgeye gönderilmiştir. Birinci hedef ise Selahaddin Eyyubi’nin torunlarından intikam almaktır. PYD/PKK bölgeye ilk geldiği zaman zaten bunları öldürdü. Zaten bunlara karşı olarak bölgeye egemen oldu. Bu egemenlik yarışında Batı dünyası sınırsız bir şekilde PYD/PKK’yı destekledi. Muhafazakâr, dindar, bölgedeki entegrasyonu kültürel kodlar üzerinden okuyan ve tarihi perspektife göre isteyen yapılara asla izin verilmedi, verilmiyor. Bir bakıyorsunuz her gün Bağdadi’nin öldürüldüğü söyleniyor. Ama bir gün ‘Murat Karayılan’ı, Abdullah Öcalan’ı’ öldürdük açıklamasını duymuyorsunuz. Oysa baş katiller bunlardır. Çukur olaylarında ve daha sonrasında da 6-8 Ekim olaylarında Yasin Börü ve arkadaşlarını öldürenler bunlardır. Bölge halklarına karşı olarak en büyük ajanlık iftirasıyla infazlar yapan, çocukları kaçıranlar bunlardır ve Batı dünyasından da en büyük desteği gören yine bunlardır. İster Avrupa’daki ister Suriye’deki ve ister bölgelerdeki örgütün üst yapı yönlendirici gücü bölgedeki emperyalistlerdir. Maalesef aşağıdaki insanlar bunu görmüyor, görenin de gücü yetmiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bunu uyandırması lazım.
"Amerika, Suriye’nin petrol sahalarını almış ve bekçiliğini PYD’ye vermiştir"
Bölgede Türkiye’nin tek başına olduğuna dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, Türkiye’nin bölgedeki bazı Arap ülkelerinden de bir destek görmediğine işaret ederek, şunları söyledi:
Bölgede dik duran ülke var. Bu ülkeler Türkiye ve Katar’dır. Basireti, feraseti ve siyaseti açık olan iki ülke var. Burada benim her zaman en çok korktuğum; Suriye olayları üzerinden Amerika ve Rusya’nın bariz bir şekilde ‘biz anlaştık’ demesidir. Maalesef Fırat’ın doğusunu Amerika kendine göre pay etmiş, petrol sahalarını almış ve bunun bekçiliğini de PYD’ye vermiştir. Suriye’nin batısına da bir üçüncü üs daha kuruluyor. Dolayısıyla Rusya’da burada kalıcı olmaya çalışıyor. Suruç’un karşısındaki Kobani’de Rus askeri geldiği zaman zılgıt çeken insanları düşünün. Bu korkunç bir tablo. Yan tarafta Amerikalılar yan tarafta Beşar Esad ve o insanlar ‘bizi Türkiye’ye karşı koruyun’ diyor. Böyle bir tablo olamaz. Oysa DAİŞ Kobani’ye saldırtıldığı zaman ve daha önce de Beşar Esad zamanında bu insanlar sadece Türkiye geliyordu. Yaklaşık 800 bin insan Kobani’den, 3-4 milyon insan da Suriye’den Türkiye’ye geldi.
"Bölgenin Suriye’ye dönmesi kaçınılmazdır"
Şeyhanlıoğlu, "Bu operasyondan hemen sonra yaklaşık bin civarında DAİŞ’li yakalandı. ‘Bu DAİŞ’lileri Avrupa’ya vereceğiz’ denildiğinde ‘hayır biz istemiyoruz’ diyorlar. Neden istemiyorlar. Çünkü bunlar için bölgede en iyisi ölü olandır. Kimin öldüğü çok önemli değildir. İster PYD isterse DAİŞ safında olsun fark etmez. Ama bölgeden ölsün kim olursa olsun. Bizim fark etmemiz gereken nokta; biz bölge üstü bir yapılanma kurmadığımız müddetçe yani bölgede bir konfederasyon diyebileceğimiz bölge halkları arasında ekonomi, sosyal, siyasal ve askeri bir yapılanma kurmadığımız müddetçe bölgenin Suriye’ye dönmesi kaçınılmazdır. Bölge halkları için bir örgüt kuruyorlar, bu halkları birbirlerine düşüyorlar ve kendilerine hâkim yapıyorlar. Şu anda Cenevre bir taraftan çalışıyor, Suriye anayasa komisyonu 150 kişiyle çalışıyor. Bunların başarılı olacağına inanmıyorum. Çünkü bunların böyle bir dertleri yoktur. Bu sürdürülebilir dediğimiz bir tarafın kazanmaması için ne gerekiyorsa yapılan bir şeydir. Bundan dolayı ister PYD’den isterse DAİŞ’ten ölsün, bunlar için kimin olduğu çok önemli değil. Bölge halkından ölsün de Batı için rahat edeceğiz anlamına gelir." şeklinde konuştu.
"Hani PYD/PKK çekilecekti?"
Rusya ve Amerika’nın, Suriye’de anlaştıklarına dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, "Maalesef Fırat’ın doğusuna yönelik yapılan bu operasyonun durdurulması Türkiye’nin bir noktadan sonra gücü buraya kadardı ve zaten daha fazlası da gerekmiyor. Çünkü çok zor bir süreç görünüyor. Çünkü Rusya ve Amerika burada anlaştı. Hani PYD/PKK çekilecekti? 13 maddeye bakıldığında bu örgüler çekilecekti, 10’ar kilometrede sağından ve solundan boşaltmalar olacaktı. Hulusi Akar’ın da dediği gibi ben de ne Amerika’nın ne de Rusya’nın gittiğine inanmıyorum ve gitmeyeceklerdir." diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.