Bu tür felaketler Müslümanlar için bir imtihandır
Irak-İran sınırında meydana gelen depremi değerlendiren Prof. Dr. Mustafa Müslim, bu tür felaketlerin Müslümanlar için bir imtihan olduğunu belirterek, bütün Müslümanların zor durumda olan depremzedelere yardım elini uzatması çağrısında bulundu.
Geçtiğimiz pazar günü İran ve Irak Kürdistan'ında merkez üssü Halepçe'nin 32 kilometre güney batısı olan 7,3 büyüklüğünde meydana gelen deprem hakkında İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Suriyeli Kürt âlim Prof. Dr. Mustafa Müslim, bu tür musibetlerin imtihan olduğuna vurgu yaparak zor durumda kalan depremzedelere yardım edilmesi gerektiğini beilrtti.
Depremde hayatını kaybedenlere başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyen Müslim, dünyadaki bütün hayırseverlerin özellikle Müslümanların, depremzedelere yardım elini uzatmaları gerektiğini söyledi.
"Bu gibi felaketler kıyamet alametlerindendir"
Bu tür felaketlerin Müslümanlar için bir imtihan olduğunu ifade eden Müslim, "Peygamber efendimiz, 'Bir dönem gelecek ki yeryüzünde depremler çoğalacak; yer sarsılması, can ve mal kayıpları olacak.' buyurmaktadır. Bazı âlimler, Peygamber efendimizin bahsetmiş olduğu bu deprem yılına bakıyoruz ki Arabistan bölgesinin güney batısında son bir ay içerisinde birkaç deprem üst üste oldu. İran ve Irak Kürdistanı bölgesinde olan ve Türkiye'de de hafif hissedilen bu çok büyük deprem ve bu gibi felaketler kıyamet alametlerindendir, kıyametin yaklaştığına delildir." dedi.
"İnsan daha dünyada iken kendini hesaba çekmelidir"
Müslümanların bu tür felaketlerden sonra ders çıkarması gerektiğini belirten Müslim, "Bundan dolayı insanlarımızın uyanık olması lazım. İnsanların kalan ömrünü Allah'a itaat ve ibadetle geçirmesi lazım. Sadece dünyaya sarılıp ahretini de unutması olmaz. İnsan kendi hayatının tamamını da İslam şeriatına göre yaşaması lazım. İnsan daha dünyada iken kendini hesaba çekmelidir. 'Acaba benim dünyadan ve ahretten haberim var mı? Ben kâr mı, zarar mı ediyorum?' bu şekildeki muhasebesini yapıp yönünü Allah'a çevirmelidir." ifadelerini kullandı.
"Bu tür felaketler Müslümanlar için bir imtihandır"
Müslim, bu tür deprem, felaketlerin hem deprem bölgesinde hem de deprem bölgesinin dışında olan Müslümanlar için bir imtihan olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Depremler Allah'ın takdiridir. Kimse bundan hesap soramaz, depremleri kendisinden uzaklaştıramaz. Bu tür felaketler Müslümanlar için bir imtihandır. Aynı zamanda da bu tür deprem ve felaketler hem deprem bölgesinde hem de deprem bölgesinin dışında olan Müslümanlar için bir imtihandır. Bu tür felaketler Allah'ın takdiriyle olur. Fay hattı üzerinde olan bölgelerin bilinen depremleri vardır. Fakat deprem nedenlerinin manevi sebeplerine baktığımızda en önemli sebep, o bölge halkının İslam'dan uzaklaşmasıdır. Bu tür felaketler onlar için bir uyarıdır. Bu tür felaketlerin bir daha yaşanmaması için Müslümanların uyanmaları, Allah'a yönelmeleri ve O'ndan yardım istemeleri lazım. Bir felaket olduğu zamanda sabretmeleri gerekiyor."
"Müslümanlar bir vücudun azaları gibidirler"
Yapılan yardımların depremzedelerin ihtiyacını karşılamadığını, tüm Müslümanların özellikle de hayır kurumları ve hayırseverler bu konuda çok ciddi çalışmalar yapmaları, yardımlarını deprem bölgesine göndermeleri gerektiğini belirten Müslim, "Bu deprem aynı zamanda da deprem bölgesinin dışında kalanlar içinde bir imtihandır. Acaba bu insanlara ne kadar yardım elini uzatabiliyorlar? Peygamber efendimiz bir hadisinde 'Müslümanlar bir vücudun azaları gibidirler. Eğer o vücudun bir azası sıkıntı çekerse vücudun tamamı zarar görür' buyurmaktadır. İşte Müslümanlar böyledir. Eğer bir coğrafyada Müslümanların başına bir musibet geldiği zaman İslam âleminin onlara ilgi ve alaka göstermesi lazım. Ama ne yazık ki herkes kendi derdine düşmüş. Bu depremin ardından baktık ki İslam ülkeleri, Avrupa ülkeleri depremzedelere yeterince ilgi ve alaka göstermediler. Yardım edenlerin yardımları zayıf kaldı. Türkiye'nin şu durumda bölgeyle arası iyi olmadığı halde yardım elini uzattı. Ama yapılan bu yardımlar yetersiz kaldı. Yapılan yardımlar depremzedelerin ihtiyacını karşılamadı. Biz istiyoruz ki Müslümanlar, özellikle hayır kurumları ve hayırseverler bu konuda çok ciddi çalışmalar, duyurular yapıp yardımlarını deprem bölgesine göndermeleri lazım. Özellikle de yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, çadır ve buna benzer depremzedelerin ihtiyacı olan yardımları her taraftan göndermeleri lazım. Çünkü o bölge biraz sarp ve halktan uzak bir bölgedir, dağ başı bir yer. Dünyadaki bütün hayırseverlerin özellikle de Müslümanlar bu depremzedelere yardım etmelidir." şeklinde konuştu.
Irak-İran Kürdistanı'nda meydana gelen depremin ardından kimi çevrelerin özellikle sosyal medyada hızla yayılan ırkçı ve nefret suçu içeren paylaşımların ise doğru olmadığının altını çizen Müslim, "Üzülerek belirtiyorum ki kimi Kürt grupları kavmiyetçiliğe ve milliyetçiliğe çok yakın durmuşlar. Bundan dolayı insanların Kürtlere karşı nefretlerine neden olmuşlar, İslam âlemiyle bütün bağlarını koparmışlar. Bu kavmiyetçi, milliyetçi, dinsiz, liberal ve laik olan gruplar istiyorlar ki İslam devletleriyle tüm alakalarını koparsınlar ve ilgileri azalsın. Bunlar Kürtlerin, Müslümanların faydasına değildir. Aksine Kürtler İslam tarihinde çok şerefli bir hizmete sahiptirler. Eskiden beri Kürtlerin tarihi temizdir, bembeyazdır. Ama bu mürtet, dinsiz olan Kürt grupları İslam ülkeleriyle alakalarını kesip, Avrupa ülkeleri ve Amerika'yla işbirliği yaptılar. Bu tür işbirlikleri çok kötüdür, hiç iyi değildir. Onlar 'Müslümanlar bizim için bir şey yapmadı, bize devlet kurmadılar. Biz de bundan dolayı Avrupa ile el sıkıştık' diyorlar. Avrupa, Amerika kendi menfaatini düşünür. Ama bizim birlikteliğimiz, hareket alanımız Müslümanlar olmalıdır. Bundan dolayı bunlara bakarak dünya genelinde 'Kürtler Müslüman değildir' diyorlar. Bunların medyaları da Müslümanlara değil de Avrupa'ya teveccüh gösteriyorlar. Kendi yönlerini Amerika'ya ve Avrupa'ya çevirmişler." diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.