Muhammed Ali AKAY
Ebu Hanife'nin Siyasi Bakış Açısı
İmam Ebu Hanife, hicretin 80. yolunda yani miladi 699 yılında Kufe' de dünyaya gelmiş. Asıl adı Numan'dır. Babası Sabit, İranlı köle bir ailenin çocuğudur. Sabit gençken dahi haram yemeyen, bir elma ısırdığından dolayı helallik alma peşine düşmüş ve bu hassasiyetini gören bahçe sahibi, çok takvalı kızı ile evlendirmiştir. Yani haram lokma yemeyen biri ile harama karşı kör, topal, sağır, lal olarak tabir edilen çok takvalı bir hanımefendinin evladıdır. Ebu Hanife daha küçük yaşta hafız olmuş, annesi ise "Eğer baban gaflet edip o bir ısırık elmayı yutmasaydı daha erken hafız olurdun." diyerek oğlunun hafızlığını kutlamış. Nu'mân b. Sâbit hicretin 150. yılında yani miladi 767'de zindanda iken şehit edilmiştir.
İmam Ebu Hanife'nin bu ümmete bıraktığı mirası sıralayacak olursak:
Birincisi; Ehli Beyt sevgisidir. Allah Resul'ünün tüm evlatlarına çok değer vermiştir. İmam Zeyd’in kıyamına maddi destek verdiği yönünde rivayetler vardır.
İkincisi; O, gerçek hilafetin ikamesi için zindanda yaşlı iken şehit olmuş bir imamdır.
Üçüncüsü; kıyas, illet gibi fıkhi terimleri sistemleştirerek İslam hukuk sisteminin şekillenmesini sağlamıştır.
Dördüncüsü; "Acemin Arap olana, Arab'ın da aceme bir üstünlüğü yoktur." sırrını İmam Ebu Hanife'nin şahsında ve hayat hikayesinde anlayabiliyoruz.
Son olarak bu ümmeti adalet ile yönetecek bir devletin olması için mücadele etmiş, hem Emeviler hem de Abbasiler zamanında zindan ve işkence görmüş ama yine de İslam’ın şura esaslı devlet şeklini savunmaktan vazgeçmemiş bir imamdır. Yani şiiler ile sünnileri birleştirebilecek bir devlet modelini savunduğu için şehit edilmiş bir imamdır dersek onu daha iyi ifade etmiş oluruz. Bu coğrafyada mezhep savaşlarını hayal edip buna yönelik programlar yapanlar boşuna uğraşmasınlar. Ebu Hanife gibi imamların pak kanlarıyla sulanmış bu coğrafya hiçbir zaman mezhebi, taasubi savaşlara gebe olmayacaktır. Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.