Evlilikleri kolaylaştırın çağrısı
Günümüzde evlenmek isteyen birçok gencin düğün masraflarının belirli ölçüleri aşması sebebiyle zorlandığını ve evlilikten uzak durduğuna dikkat çeken Gazeteci-Yazar Burhan Bozgeyik, ailelere evlilikleri kolaylaştırın çağrısında bulundu.
Türkiye’de son yıllarda evlilik yaşının yükselmesi ve boşanma oranlarının da her geçen gün artması dikkat çekerken bu durum toplumu endişelendiriyor.
Evlilik, Hazreti Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) en önemli sünnetlerinden biridir. Ayet ve hadislerde de önemine vurgu yapılan evlilik, toplumdaki ahlaki yozlaşmaya set çekecek ve nesillerin ifsadını kurtaracak en önemli müessesedir.
Toplumun temel yapı taşı aile, günden güne yok oluyor. Yuva kuramayan birçok genç evlilik dışı çarpık ilişkilere yönelirken uzmanlar, bu durumun sonuçlarının toplumun yapısını bozacağına dikkat çekiyor.
Son yıllarda Türkiye’de evlilik oranlarının en düşük seviyede olduğu zamanlar yaşanıyor. Boşanmaların ise her geçen yıl daha fazla artması toplumu endişelendirmekle birlikte toplumun “temel taşı” olarak nitelendirilen aile kurumunu zayıflatıyor.
İnsanın mutlu, huzurlu ve güvende olduğu en önemli kurum aile olarak kabul edildiği toplumumuzda ancak son yıllarda evliliklerin azalması ve boşanmaların artması endişeye neden oluyor.
Evliliklerin azalması ve boşanmaların artmasının birçok nedeni olduğuna dikkat çeken uzmanlar ve alimler, düğün masraflarının belirli ölçüleri aşmasının da bu duruma neden olduğunu belirtiyor.
Düğün öncesi aşırı masraf, lüks ve israftan dolayı evlilik çağına gelmiş birçok gencin evlenemediğine dikkat çeken Gazeteci-Yazar Burhan Bozgeyik, İslam dininin, düğün törenlerinin gösterişten uzak ve sade yapılmasını tavsiye ettiğini vurguladı.
Düğünlerde Kur’an ve sünnetin ölçü olarak belirlediği kurallara riayet edilmesi gerektiğini belirten Bozgeyik, “Düğünlerimizi israfa ve gösterişe dönüştürmeden yapmaya gayret edelim.” çağrısında bulundu.
“Nikâhsız birliktelik doğru değil”
Ailenin önemine dikkat çeken Bozgeyik, “Aile demek bir cemiyetin temeli demektir. Aynı zamanda bir devletin de temeli demektir. Dolayısıyla aile müessesesine dinimiz çok büyük önem vermiştir. Kadın-erkek birlikteliğini Allah (Celle Celaluhu) nikaha bağlamıştır. Yani nikâhsız kesinlikle bir arada olunmaz, dinimizce de yasaktır. Nikâhsız birliktelik ve bir arada olmak mümkün değil.” dedi.
“Nikâhın en hayırlısı kolay olanıdır”
Peygamber Efendimizin Müslümanlardan evlilikleri kolaylaştırmalarını istediğini vurgulayan Bozgeyik, “Peygamber Efendimiz ‘nikâhın en hayırlısı kolay olanıdır’ buyurur. Yine ‘Kadının mehri kolay ve az olanıdır’ buyurmuştur. Peygamber Efendimizin hayatında zaten kolaylık vardır. Peygamber Efendimiz kızlarını evlendirirken kolaylık sağlamıştır. Hazreti Fatıma validemizin düğünü de bunun en güzel örneğidir. Peygamber Efendimiz kızlarını evlendirirken erkek tarafından eşya istememiş ve hiç şart koşmamıştır. Hazreti Ali, Hazreti Fatma'ya bir yüzük almış. Hazreti Fatıma validemizin çeyizi de belli. 2 adet hurma lifleri ile dolu bir yatak, bir adet yorgan, iki adet yastık, bir tane su kabı, bir tencere ve topraktan bir bardak, bir kat elbise Hazreti Fatıma validemizin çeyiziydi. Yani Hazreti Fatıma validemizin çeyizi çok sadeydi. Peygamber Efendimizin kızlarına yaptığı çeyiz Müslümanlara örnek olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“Haram ile kurulan yuvada saadet olmaz”
Günümüzde düğün masraflarında aşırıya kaçınıldığını belirten Bozgeyik, “Bir kamyon dolusu çeyiz yapılıyor. Çeyiz hazırlığı çocukların bebeklik dönemlerinde başlıyor. Bu çeyizin yüzde 80’ni de hiç kullanılmıyor. Bu israftan başka bir şey değil. Evliliği zorlaştıran bir diğer mesele de gelenek olmuş bir takım batılı, dinimizde yeri olmayan, kalıplaşmış talepler ve ‘çevre ne der’ baskısı yüklü miktarda altın şartı, yine yüklü miktarda beyaz eşya şartı ve farklı taleplerle evlilik zorlaştırıyor. Bir defa en büyük zenginlik, hazine erkek tarafı için iyi yetişmiş bir kız, gelindir. Erkek tarafı içinde en iyi bir damattır. Bunlar denk oldu mu yeter. Bunun dışındaki her şey zamanla olur. Ama insanlarımız her şey dörtlük olsun ve bir anda olsun istiyor. Ancak bu şekilde damat borca giriyor, hayatı zehir oluyor. Erkek kredi çekiyor, Allah muhafaza faize ve harama bulaşıyor. Haram ile kurulan yuvada saadet olmaz. Gerek evlilik meselesinde gerek hayatımızın her safhasında temel ölçümüz Allah’ın belirlediği kurallar olmalıdır. Bizi yaratan Allah-u Teala bu dünyada nasıl mesut olacağımızı bize takdir etmiş, yollarını göstermiştir. Bizim Allah'ın emirlerini ve Peygamber Efendimizin sünnetini ölçü almamız lazım. Bunu yaptığımızda her iki tarafta saadet olur. Eşyaya fazla takmamak lazım. Zaruri eşyaları aldıktan sonra gerisi zaman içerisinde olur.” şeklinde konuştu.
Evlilik merasimlerinin Allah'ın belirlediği ölçüde olması gerektiğini belirten Bozgeyik, son zamanlarda yapılan düğünlerin Allah’ın emir ettiği ve belirlediği ölçünün çok dışında çıkıldığını ifade etti.
“Gönüllerin altın olması lazım”
Allah’ın emir ettiği ve belirlediği ölçü ile yapılmayan düğünlerin yuvaların yıkılmasına neden olduğunu belirten Bozgeyik, “İktisata, ölçülere ve Peygamber Efendimizin sünnetine riayet edilerek bir yuva kurulduğu zaman o yuva sağlam olur ve eşlerde mutlu olur. Günümüzdeki sıkıntıların hemen hemen tamamı Allah'ın ve Peygamber Efendimizin sözüne göre hareket edilmediğinden dolayıdır. Dolayısıyla 5-6 ay sonra bir bakıyorsunuz yeni evlenmiş gençler boşanmışlar. Altında üstünde bir şey yok ama temeli bu tür sıkıntılara dayanıyor. Başta maddi sıkıntılara girildiği için ailede o sıkıntı devam ediyor. Bu durum evlere aksediyor. Evin erkeği ‘bu borcu nasıl öderim’ sıkıntısına giriyor. Bu yüzden bir türlü iki tarafın yüzleri gülmüyor. Yüzlerin gülmesi için gençlerin sıfır borç ile evlenmesi gerekir. Bunun yolu bulunabilir. Kadının bir kolu altın dolu olsa ne olur? Zengin ve fakir durumuna göre altın ve eşya yapmalıdır. Zengin olsa bile israfa girilmemelidir. Aşırılığa kaçınılmaması lazım. Altın insana mutluluk vermez. Altının kalpler de olması lazım. Gönüllerin altın olması lazım.” diye konuştu.
Anne ve babanın en büyük servetinin Allah'ın en büyük ikramı olan çocuk olduğunu belirten Bozgeyik, yuvaların saadetin eşlerin birbirlerine karşı sevgi, saygı ve çocuklarını iyi yetiştirmekle olduğunu ifade etti.
“Gençler evlenmekten çekiniyor”
Eşyaya verilen önemin çocuğa verilmediğini belirten Bozgeyik, böyle bir aile hayatını olamayacağını vurgulayarak şunları söyledi:
“Dolayısıyla başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmemiz lazım. Nereden ne hale geldik. Eskiden bir memlekette ‘bir kişi boşanmış’ denildiği zaman muazzam bir hadiseydi. Herkes üzülürdü. ‘Nasıl boşanmış’ denilirdi? Boşanma diye bir şey milletin aklında olmazdı. Ama bugün çevremize bakıyoruz, mutlaka boşanmış birileri ile karşılaşıyoruz. Boşanma ile ilgili istatistikler ortada, binlerce, yüzbinlerce boşanan var. Evlilik her geçen gün azalıyor. Çocuklar evlenmekten çekiniyor. Bunun birçok nedenleri var. Bir nedeni de gençlerin önüne konulan önüne konulan bütçedir.”
Evliliğin kolaylaştırılması gerektiğini belirten Bozgeyik, ekonomik sıkıntıların had safhada olduğuna dikkat çekerek özellikle damat tarafının yükünün ağırlaştırılmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.