Fiyatların düşmesi için asıl fırsatçılar denetlenmeli
Döviz kurundaki düşüşe ürünlerin fiyatlarının aynı kalmasını denetimlerdeki yanlış izlenen yola bağlayan Gaziantep Tüketici Koruma Derneği Başkanı İsmet Değirmenci, fiyatların düşmesi için asıl fırsatçıların denetlenmesi gerektiğini söyledi.
Dolar kurunun 7 lirayı gördüğü günlerde özellikle gıda ve tüketim mallarına art arda fahiş zamlar yapılırken, doların son günlerde düşüşe geçmesinin ardından gıda, elektrik ve akaryakıt fiyatlarında her hangi bir düşüşün olmaması ve fiyatların aynı kalması tepkilere neden oluyor.
Döviz kurundaki artışı fırsat bilerek zam yağmuruna başlayan ve dolar düşmesine rağmen ürünlerinin fiyatını düşürmeyen fırsatçılara karşı işbirliği çağrısında bulunan Gaziantep Tüketici Koruma Derneği Başkanı İsmet Değirmenci, İLKHA’ya yaptığı açıklamada yetkililerin fırsatçılar yerine esnafı denetlediğini belirterek, asıl fırsatçılar denetlenmedikçe fiyatların düşmeyeceğini söyledi.
Değirmenci, yetkililerin bir an önce bu fiyat artışlarının önüne geçmesi ve vatandaşına sahip çıkması gerektiğini belirterek, ekonomi mücadele verilirken vatandaşın mağdur edilmemesi gerektiğini ifade etti.
"Doların yükselişinde de ve düşüşünde fırsatçılık yapıyorlar"
Dolar bahane edilerek yapılan zamların dolar düştüğünde geri çekilmemesine "Doların yükselişinde de düşüşünde fırsatçılık yapıyorlar" diyerek tepki gösteren Değirmenci, "Dolar bu ülkede ne yazık ki emparyalist güçlerin baskısıyla 7.4’e kadar çıktı. Şu anda da hükümetimiz gereken tedbirleri aldı. Bu vesileyle de 5.7’ye kadar düştü. Dolar 7.4’e kadar çıkarken A’dan Z’ye gıdadan, tekstilden, dayanıklı tüketim mamullerinden inşaat malzemelerine kadar her şeye zam yapıldı ve bu zamların incelenmesi konusunda ayrı bir birim kuruldu. Hükümet bu zamları da incelemeye aldı. Fakat ‘fırsatçı’ diye tabir ettiğimiz kesimler ne yazık ki bu doların düşmesinden dolayı genel itibariyle Türkiye’de birçok üründe tekel olduklarından dolayı fiyatı aşağı çekmediler. Ama dolar yükseldiğinde ise ‘Bizim elimizde bir şey yoktur. Dolar yükseldi, ham maddelerimizin çoğu ithal geliyor ve fiyatları yükseltme zorunda kaldık.’ diyorlardı? Tüketiciye de bu şekilde bir mesaj veriyorlardı. Etiket fiyatlarını değiştirdiler. Şimdi ben o üreticilere soruyorum; şu anda dolar her geçen düşüyor, yani belli seviyelerde seyrediyor. Fiyatlarını neden düşürmediler? Düşürmek istemiyorlar mı? Doların yükselişinde de ve düşüşünde fırsatçılık yapıyorlar." dedi.
"Tüketicilerimiz fahiş fiyatta gördükleri ürünü almasınlar"
Bu durumdan tüketicilerin mağdur olduğunu belirten Değirmenci, vatandaşlara fahiş fiyatlı ürünleri almamaları konusunda uyararak, "Tüketicilerimizin mağdur olmaması için bizler Tüketiciyi Koruma Derneği olarak tüketicileri bilinçlendirmek zorundayız. Birçok ürünü almasak ne olur? İnanın eğer ki tüketicilerimiz 3 gün fiyatı yüksek olan o ürünü almasınlar arz talepten dolayı o ürün gerçek fiyatına düşecektir. Tüketicilerimiz çok yüksek fahiş fiyatta gördükleri ürünü almasınlar. Yani bundan 15-20 sene önce soframızda olmayan birçok ürünler, şu anda bizim soframızda mevcuttur. 20 sene önce soframızda yer alamayan ürünleri biz yemediğimiz zaman aç mı kalıyorduk, açlıktan mı ölüyorduk? Hayır. Bu tür fırsatçılara fırsat vermemek için ister salça olsun ister yağ olsun farklı farklı ürünleri de almayalım. Almak zorundaysak ihtiyacımız kadar alalım. Eğer bu şekilde yaparsak o ürünün kapasitesi düşer, kapasitesinin düşmesinden dolayı da o ürün tekrar gerçek fiyatına düşer." ifadelerini kullandı.
Fırsatçılara yönelik yapılan denetimlerde yanlış bir politika izlendiğini belirten Değirmenci, fırsatçılara karşı işbirliği çağrısı yaptı.
"Çözüm üretebilmeleri için bizimle irtibata geçmeleri gerekiyor"
Değirmenci, "Belediye başkanlarımız bu konuda bir hassasiyet gösteriyor. Ama hassasiyet gösterirken gerçek manada kimlerle yola çıkacaklarını ve kimlerle denetleme yapacaklarını da kestiremiyorlar. Biz Tüketici Koruma Derneği olduğunuz için vatandaş bizimle muhataptır. Biz bu sorunu da çözümünü de ve tüketicilerimizin de sıkıntılarını bildiğimizden dolayı belediye başkanlarının bizimle diyaloga girmesi gerekirken kendi içerisinde bir tüketici masası kuruyorlar. Tüketici masasını tüketicimiz arıyorlar ama cevap veren yok. Şimdi nasıl çözüm bulacak? Ama tüketici bize çabuk ulaşıyor. Biz tüketici ile iç içeyiz. Çarşıda, pazarda, AVM’de ve her yerde beraberiz. Bizim kapımız kimseye kapalı değil. Ben buradan da yetkililere sesleniyorum. Tüketici Koruma Dernekleri ile iş birliğine girilmediği müddetçe fırsatçılardan biz yüzde 100 çözüm üretemeyiz. Çözüm üretebilmeleri için bizimle irtibata geçmeleri gerekiyor." diye konuştu.
"Esnafı denetleme ile bir yere varılmaz"
Fırsatçılığı, distribütör ve büyük bayilerin yaptığını savunan Değirmenci, küçük esnafın yerine bunların denetlenmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Esnafı denetleme ile bir yere varılmaz. Distribütörler ve bayiler var. Bunların denetlenmesi lazım ki fiyatlar ortaya çıksın. Esnafa getirip 3-5 koli ürün indiriyor, esnaf ise o ürünün üzerine yüzde 10-15 bir fiyat koyarak satışı yapıyor. Ama distribütör ve bayi bu ürünü kaça almış, kaça satmış bunun kontrol edilmesi gerekiyor. Çünkü bir bayide 100-150 ve 500 çeşit ürün var. Bunları denetlenmesi lazım. Siz esnafın, seyyar satıcının yanına giderseniz ve hale gitmek yerine seyyar satıcıyı denetlerseniz hiçbir çözüm elde edemezsiniz. Ama hale giderseniz çözüm elde edersiniz. Seyyar satıcı bu ürünü halden alıp satıyor. Aldığı ürünün miktarı ve sattığı fiyatı bellidir. Fırsatçılar tekellerdir."
"Esnaf hiçbir zaman fırsatçı olmamıştır"
Değirmenci, "Hepimiz deterjan firmalarını biliyoruz ve Türkiye’de raflarda kaç tane deterjan markası var? 10 tane bile yoktur. Hepsi tekel. Siz bu deterjan firmalarına, yağ firmalarına, tekellere ve hale el atmadığınız müddetçe esnaftan hiçbir şey anlayamazsınız. Esnaf hiçbir zaman tekel olmamıştır. Esnaf hiçbir zaman fırsatçı olmamıştır. Fırsatçılar tepedekilerdir. Eğer biz tepedekilerle uğraşamazsak onları görmezsek biz gideriz bir ürünün üzerine yüzde 10-15 kâr koymuş, Bağ-Kur ücretini dahi zor ödeyen esnafın pençesine yapışırsak bu işin bir çözümünü bulamayız. Onun için tepedekilerle ve tekellerle uğraşmak lazım." şeklinde konuştu.
"Vatandaşımızı mağdur etmememiz lazım"
Bir ekonomi mücadele verildiğini, ancak bu mücadele verilirken de yetkililerin tek taraflı bir fedakarlık yerine, kendilerinin de fedakarlık yapması gerektiğini vurgulayan Değirmenci, "Vatandaşın düşünceleri doğrultusunda ve vatandaşı rahat ettirecek politikalar üretmediğiniz müddetçe hiçbir zaman bir yerde kalamazsınız. Vatandaş eğer ‘Bu elektrik zammı benim cebimi yaktı’ deyince işte burada elektrik zammını geri almamız lazım. Elektrik ve doğalgaz zamlarının geri almasını istiyoruz. Evet, bir mücadele veriyoruz, bu mücadeleyi verirken bizim vatandaşımızı mağdur etmememiz lazım. Mağdur etmemek nasıl olur? Elektriğe en asgari zam yapılır. Ama bir ayda iki defa zam yapmakla değil. Gerekirse zam yapmamak lazım." şeklinde konuştu.
"Önce zam sonra indirim yapılıyorsa bu aldatmadan başka bir şey değildir"
"Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı" kapsamında başlatılan yüzde 10 indirim kampanyasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Değirmenci, "Hükümetimizin getirmiş olduğu bu yüzde 10’luk indirim tüketicilerimizin lehine alınan bir karar ve çok doğru bir karar. Fakat bu ne kadar uygulanıyor, uygulayanlar denetlenebiliyor mu, daha önceki fiyatı ne kadardı ve şimdi o ürünü kaça satıyor? Önce yüzde 10 zam yap, sonra yüzde 10 indirim yapılıyorsa bu aldatmadan başka bir şey değildir. Devlet kurumları bizimle beraber işbirliğine girerse devletin tüketicilerin lehine çıkardığı bu yüzde 10 kararını tespiti doğru yönden yapılmış olur." ifadelerini kullandı.
"Bizim olmamız gereken yerde biz yokuz"
Tüketicinin haklarının korunması amacıyla belediyeler tarafından yapılan denetimlere ve toplantılara en başta kendilerinin çağrılması gerektiği halde çağrılmadıklarını belirten Değirmenci, özellikle geçen hafta büyükşehir belediyesi öncülüğünde düzenlenen "Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı" toplantısına atıfta bulunarak, şöyle konuştu:
"Fırsatçıların önüne geçilmesi noktasında bizler nerede ve kiminle mücadele edileceği konusunda biz listelerimizi hazırladık, bizde duruyor. Bize kimse bir şey sormuyor. Herkes kendi kafasından bir masa kuruyor. Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız bu mücadeleyi verirken ama burada bir takım belediye başkanlarımız şov yapıyorsa ki bana göre bu bir şovdur. Çünkü bizim olmamız gereken bir yerde biz yokuz. Tüketicinin sıkıntısını biz biliyoruz. Bizi neden çağırmıyorsunuz? Cumhurbaşkanımızın izlediği politika ile belediye başkanlarının izlediği politikalar arasında dağlar kadar fark var."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.