Haddi Aşıyorsunuz Hem de Pişkince!

Efendim, malum mesele Dicle Üniversitesiyle ilgili tekrar yazmak durumunda bıraktılar. Bu kutlu ayda belki yazılacak başkaca birçok güzellik var ama gelin görün ki Müslüman gençlik ciddi bir saldırının ardından bir de iftira ve dezenformasyon operasyonuyla karşı karşıya.

Vay efendim provokasyon var, birileri Kürd gençlerine saldırıyormuş, mesele afiş değilmiş, zaten daha önce bu saldırılardan haberleri varmış falan fistan… Bunları duyarken rahatsız olmamak elde değil. Ya mesele o kadar anlaşılmaz bir mesele değil ki! Bu kaç gündür, olayın ilk vuku bulduğu günde bile yapılan açıklamalar ve yansıyan görüntülerden meselenin ne olduğu net bir şekilde ortada.

Bilge Gençlik Kulübü Kutlu doğum konferansıyla ilgili afiş asmaya çalışırken bütün Kürdlerin kaderinin -hâşâ- kendi ellerinde olduğunu vehmeden bir güruh buna karşı çıkıyor ve bu gençleri tartaklayıp darp etmekle beraber afişlerini de yırtıyor. Bunu duyan arkadaşları da tekbirlerle arkadaşlarına yapılan saldırıyı tel’in etmeye çalışıyor ve tepkilerini ortaya koymaya gidiyorlar.

Ertesi gün de Sait Şahin beyin ifade ettiğine göre BDP’nin teminatına rağmen yine Bilge Gençlik’ten dört genç saldırıya uğruyor ve bunlar bıçak darbeleriyle yaralanıyor.

Konferans esnasında bile PKK/BDP yandaşlarının ta o tarlalardan nasıl da İlahiyat ve Konferans Salonu’na doğru hücum ettiklerini net bir şekilde müşahede ettik. Konferans gayet medenice ve alınan izinle devam ederken ve konferansın konusu Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in hayatı ve siyreti iken sizin ne derdiniz var diye sormak gerekmez mi?
 
Bu kudurmuşluğun, bu hırçınlığın bir sebebi olmalı. “Biz öğrencilerimizin arkasındayız”mış… Senin öğrencilerine kim ne yapmış? Bu haddi aşmanın hem de pişkincesinin getirisi olmaz/olamaz. Bu ciyaklamalarla da milletin çocuğunu bıçaklayanların af edileceği de sanılmasın.
Gerek halkımız gerek adli merciler, mevcut yasalar ve teamüller muvacehesinde bu yapılanların hesabını sormalıdır ki yanlış yapanın yaptığı yanlış yanına kâr kalmasın. Dün, Ubeydullah Durna’ya yapılanların hesabı sorulsaydı bugün belki bütün bu olanlar yaşanmazdı. Dikkatinizi çekerim daha Ubeydullah’ın dosyası açılmadı bile. Bu katiller kimdi ve nereye gitti bileniniz var mı?

Şimdi saldırganlarla ilgili husus net olarak ortadayken kalkıp “Kürt gençlerine saldırı var” diyenlerin hepsi külliyen yalan söylüyor. Doğru, Kürt gençlerine saldırı var ama onların kastettiği PKK/BDP yandaşlarına değil. Meselenin kendilerince de iyi bilindiğinden şüphe yok. Buna göre, kesinlikle saldırganı gizleyip mağduru saldırgan göstermeye çalışan herkes bu provokasyonun bir parçasıdır. Bunun milletvekili olması vs. hiçbir şey değiştirmiyor.

Milletvekilinin işi insanları saldırıya kışkırtmak değildir. Kaç gündür BDP milletvekilleri şurada burada -açık söylüyorum- provokatörlük yapıyorlar. Soruyorum: Yandaşlarınız tarafından saldırıya uğramış ve hastaneye kaldırılan gençlerin bulunduğu hastanenin önünde sizin ne işiniz var? Siz niye orada basın açıklaması yapmak istiyorsunuz? Yüzsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu. Hem saldır hem de yaralıların bulunduğu hastanenin önüne git ve orada bağır, sağı solu tahrik et.

Kürt halkına yapılan hıyaneti görün ve varsa, aklınızı başınıza alın. Sağduyu açıklamasını yapanlar iseniz o hastaneye yaralıları ziyaret için giderdiniz. O yaralılar Kürt gençleriydi, öyle değil mi?

Bu saldırı konusu ve PKK/BDP’nin saha totaliterliğini kurmaya çalıştığı gayretini sadece Bilge Gençlik Kulübü veya onlara yakın STK’lardan öğrenmiyoruz. Özgür-Der’den Av. Serdar Bülent basına yansıdığı kadarıyla şunları söylüyor: “Şunu ifade etmek gerekir ki olay, BDP’li öğrencilerin üniversitede “Bizden izin almadan hiçbir eylem yapılamaz!” tutumu sonucunda yaşanmıştır. Bu, zaten üniversitede rektörlük eliyle inşa edilen otoriter yapının bir benzerinin belki daha da sert ve otoriter şekilde PKK’li öğrenciler tarafından tesis edilmesinin sonucudur.
 
PKK’nin üstün olduğu mikro ölçekteki iktidar alanlarını dikkate aldığımızda maalesef bu tip olaylar kaygı verici olup, PKK/BDP tarafından inşa edilmek istenen iktidar modelinin birer işaretçisine dönüşüyor. Bu sürecin sağ salim atlatılabilmesi için mutlaka bir uzlaşının sağlanması lazım ama onun yanında da PKK/BDP’nin kendisinin güçlü olduğu iktidar alanlarında insanların hak ve hukukunu çiğnemekten vazgeçmesi önem arz ediyor.
 
Çünkü daha önce de benzer olaylar oldu. Farklı kesimden öğrencilerin eylem ve etkinlikleri PKK/BDP’li öğrenciler tarafından engellendi, basıldı; gençler darp edildiler.” Üniversite yönetiminden de bunların hegemonyalarına dair benzer açıklamalar geldi.

Daha önce de ifade edildiği gibi sağduyuyu elden bırakmamakla beraber bu hırçın ve saldırgan tayfanın, daha başkaca olumsuzluklara sebebiyet vermemesi adına bütün STK ve ilgililerden gereken cevabı alması, bölgenin huzur ve selameti için elzemdir. Yoksa yarın başkaca olumsuzluklara sebebiyet vermeyecekleri ne malum!

Selam ve dua ile…
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.