HÜDA PAR, Meclise sunulan Bütçe Kanunu Teklifi ile bazı vergi kanunlarında değişikliği ön gören kanun teklifi ile ilgili yaptığı değerlendirmede, hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi.

Değerlendirmede 2020 Bütçesinin vatandaş için tercümesinin “daha az maaş artışı, daha çok zam ve daha fazla vergi” olduğu ifade edildi.

Değerlendirmede Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın konuya ilişkin yaptığı sunum hatırlatılarak “Geçtiğimiz Perşembe günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2021 ve 2022 yılları Bütçe Tahminleri ile ilgili TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunum yaptı. Meclise sunulan Bütçe Kanunu teklifinde 2020 yılı merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 784,6 milyar TL'si vergi gelirleri olmak üzere 956,6 milyar TL; giderlerinin ise 1 Trilyon 95,5 milyar TL olması öngörülüyor. Bu da 138,9 milyar TL bütçe açığı demektir. Geçen sene bu zamanlarda 2019 yılı bütçesi sunulurken bütçede 80,6 milyar TL açık vereceği öngörülmüştü. Ancak 2019 yılının sadece ilk altı ayında neredeyse bu rakama ulaşıldı. İlk altı ayda 78,6 milyar, ilk dokuz ayda 85,8 milyar TL açık verildi ve yılsonu açık miktarı 125 milyar TL olarak revize edildi. Üstelik bu açık Merkez Bankasından 40,1 milyar TL yedek akçe devrine rağmen gerçekleşti.” ifadeleri kullanıldı.

Az kazananın az vergi vereceği söylemi doğru değildir

Bütçe açığının borçla kapatılması nedeniyle 2019 yılının ilk 9 aylık döneminde faiz giderlerinin yüzde 35 oranında arttığına dikkat çekilerek şu değerlendirmede bulunuldu:

“Faiz giderleri çok artınca bu sefer vergi kanunlarında değişiklik yapılmasına karar verildi. 2020 Bütçesi ile ilgili Plan ve Bütçe Komisyonuna sunum yapıldığı gün AK Parti Grup Başkanvekili tarafından bazı vergi kanunlarında değişiklikler öngören kanun teklifi Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Bu değişiklikler “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi” sloganı ile basına servis edildi. Kulağa hoş gelen bu formül gerçekte uygulanacak mı? Yeni değişiklikler bunu sağlayacak mı? Toplam vergi gelirlerinin 2/3’nü halen dâhildeki mal ve hizmetlerden alınan KDV, ÖTV, ÖİV gibi vergiler ile diğer dolaylı vergiler oluşturuyor. Gelir vergisinin payı yüzde 21 civarında ve bunun da üçte ikisini 'bordro mahkûmu' olarak da isimlendirilen ücretliler ödüyor. Kurumlar vergisinin payı ise bunun yarısı kadar. Tablo böyle iken az kazanın az vergi verdiği veya vereceği söylemi doğru değildir. Az kazananlar hem kazanırken hem de harcarken yani iki kez vergi vermek zorunda kalıyorlar.”

“Özetle 2020 bütçesinin vatandaş için tercümesi şudur: Daha az maaş artışı, daha çok zam ve daha fazla vergi.” denilen değerlendirmede  “Olması gereken ise şudur: Daha fazla tasarruf, daha az borçlanma ve daha düşük faiz yükü. Yapılan ise tam tersidir. Daha fazla harcama, daha büyük açık, daha çok borçlanma ve faiz yükü; daha az ücret artışı ve dar gelirliden kemer sıkma isteği.” ifadelerine yer verildi.

Değerlendirmede son olarak, “Hükümete sorumuz; madem harcamalarınızı kısmayacaksınız ve kamu harcamalarını artırmak suretiyle ekonomiyi canlandırmak istiyorsunuz, öyleyse neden bütün gelirini harcamak zorunda olan işçi, memur, emekli maaşlarına ve çiftçiye verdiğiniz desteğe yeterince artış sağlamıyorsunuz?” denildi.

İLKHA