Huzursuzlukların kaynağında eğitim yetersizliği var
Dokuz Eylül Üniversitesi akademik yılı açılış töreninde konuşan Başbakan Yıldırım, “Eğitim olmadıkça hiçbir şey olmaz. Kavgalar, gürültüler, terör, huzursuzlukların kaynağında eğitim yetersizliği var.” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ve Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Dokuz Eylül Üniversitesi akademik yılı açılış törenine katıldılar.
Başbakan Yıldırım törende yaptığı konuşmada, eğitimin önemine değinerek huzursuzlukların kaynağında eğitim yetersizliğinin olduğuna dikkat çekti.
DEÜ´nün Türkiye´nin önemli üniversitelerinden biri olduğunu dile getiren Başbakan Yıldırım, buranın 80 bini bulan öğrenci sayısıyla adeta kendi başına bir şehir haline geldiğini, burada bulunmaktan mutluluk ve heyecan duyduğunu kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz´ın eğitimle ilgili rakamlar verdiğini belirten Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Son 14 senede Türkiye´de AK Parti hükümetlerinin eğitme ne kadar önem verdiğini, ne kadar yatırım yaptığını anlattı. Ben bunlara girmek istemiyorum. Sadece şunu söylemekte fayda var. Eğitim bütçesini geçtiğimiz 14 yıl içinde 10 kat attırdık. 2003´te Milli Savunma liste başında yer alıyordu, şimdi Milli Eğitim bütçesi liste başında yer alıyor. Bu demektir ki geleceğe yatırım, tanka, topa, tüfeğe yatırımdan çok daha öncelikli, çok daha önemli. Taşa, toprağa yapılan yatırımdan çok daha önemli. Çünkü inşaat yaparsınız, bina yaparsınız, fabrika yaparsınız, bunların bir ömrü var. 50 sene bilemediniz 100 sene.Ama eğitime yapılacak yatırım nesilden nesile devam edecek. Eğitim olmadıkça hiçbir şey olmaz. Kavgalar, gürültüler, terör, huzursuzlukların kaynağında eğitim yetersizliği var. İnsanların zehirli fikirlerle maalesef yönlendirilmesi var. 15 Temmuz´da yaşadığımız FETÖ küresel terör tehdidi, alçak darbe girişiminin arkasında da bu var.
Başbakan Yıldırım, insanların duygularını, düşüncelerini, kutsallarını istismar ederek, kullanarak, sömürerek insanlığın başına bela olacak bir terör örgütünün ortaya çıktığını belirterek, “Yıllar sürdü bu, birden bire olmadı. Peki nasıl bu hale geldi? Çünkü ortak değerlerimizi kullandılar. ´Ne var işte iyilik yapıyoruz, yok şunlara yardım ediyoruz, himmet topluyoruz, Afrika´da orada burada memleketin değişik noktalarında ihtiyaç sahiplerine yardım ediyoruz´ diye insanlarımızın hepimizin hassas olduğu yardımseverlik duygularını sömürerek... Maalesef işin sonunda amacın bu olmadığını, amacın hak etmeden, ter dökmeden milletten destek istemeden milletin silahıyla, uçağıyla, topuyla, tankıyla, helikopteriyle yine milletin evlatlarının üzerine kurşun yağdırarak devleti ele geçirmeye çalıştılar, onu yaşadık.” ifadelerini kullandı.
“11 yaşındaki çocuğun muhakemesi o alçaklarda yok”
“O gece olay olduğu anda, İstanbul´da eve yeni gelmiştim. Şaka mı diye sordum” ifadesini kullanan Başbakan Yıldırım, torununun telaşla “Dede, bu askerler bizim değil mi neden insanları öldürüyorlar” diye sorduğunu anlattı. Başbakan Yıldırım, “11 yaşındaki bir çocuğun muhakemesi maalesef bu alçak terör örgütünün asker üniforması giymiş o alçaklarda bile yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yıldırım, milletin varını yoğunu vererek, ülke dosta düşmana karşı güçlü, tehditlere karşı hazır olsun diye aldığı silahın, uçağın onursuz ve acımasız şekilde milletin üzerine sürüldüğünü, milletin de gereğini yaptığını belirterek, “15 Temmuz´da da bu millet kalbindeki, gönlündeki, düşüncesini, fikrini, siyasetini, görüşünü bir kenara bırakarak ay yıldızlı bayrağı alarak sokağa düştü, meydanlara toplandı. Çünkü mesele memleket meselesidir, siyasetin önemi yok. Memleket meselesi konu olunca her şey teferruat olur. “ diye belirtti.
“2014'te dağa götürdükleri genç sayısı 4 bin 500 iken bu sene 10 ayda ancak 400 gencimizi götürebildiler”
Birlik, beraberliği geliştirmenin yolunun, bölgesel farklılıkları gidermekten geçtiğini belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
“Hakkari'de de geniş bant internet var, İzmir'de de. Orada da bölünmüş yol, burada da. Okullar, hastane hizmeti aynı. İzmir'de de havalimanı var, Yüksekova'da da var. Orayı yaparken 99 kere PKK terör örgütü şantiyeyi bastı, makineleri yaktı. İnatla karşı çıktılar. İnatla yapmak için kararlığımızı sürdürdük. Bittikten sonra karşı çıkan bu PKK'nın siyasi uzantıları ilk önce kullandı. İlk uçuşa onlar geldi. Oraya hizmet götürmeye çalışıyoruz onu engelliyorlar. Niye engelliyorlar belli. Dağa adam götüremiyorlar çünkü. Ne yapacak yol yok, okul yok, doktor yok, iş yok, fabrika yok, bunları kullanarak bölücü faaliyetlerine lojistik destek sağlayacak. Bu mazeretler elinden alınınca, hırçınlaşıyor sağa sola saldırıyor. 2014'te dağa götürdükleri genç sayısı 4 bin 500 iken bu sene 10 ayda ancak 400 civarında gencimizi götürebildiler. Kandıramıyorlar, artık gençlerimiz geleceğin dağda değil büyük Türkiye'de olduğunu, gelişmiş, büyümüş her yönüyle kendine yeten bir ülkede olduğunu gördüler.”
“Eğitim, kalkınmanın temeli”
Bakan Yılmaz ise törende yaptığı konuşmada, DEÜ´nün başarılarının artarak devam edeceğine inancını dile getirdi.
Eğitimin, kalkınmanın temeli olduğuna işaret eden Bakan Yılmaz, sürdürülebilir kalkınma için herkesi kapsayan, adil, kaliteli eğitim vermeyi görev kabul ettiklerini söyledi.
Eğitim alanında yol göstereceklerini, rehberlik edeceklerini bildiren Bakan Yılmaz, “İstiyoruz ki kendine güvenen insanlar yetiştirelim. Yerel ve milli değerleri benimsemiş olsun, ulusal, evrensel değerlere açık olsun. İstiyoruz ki zamanı geldiğinde de 15 Temmuz´da olduğu gibi, sağına soluna bakmadan ´söz konusu vatansa gerisi teferruat´ diyerek, kendi hakkını, hukukunu, vatanını, milletini değerlerini koruyabilecek şuur ve bilinçte olsun. Bu ana kadar eğitim sisteminin verdiği netice gösterdi ki doğru yoldayız. Bu yolda ilerleyeceğiz.” diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.